Umut Çocukları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Şahin, yaptığı araştırma sonucunda ailesiyle yaşayan çocukların da uyuşturucu, uyarıcı madde kullandığını sonucuna ulaştığını belirterek, ”Bugün evde kalıp madde kullanan, arkadaşlarını eve davet edip bunu yapan ve anne babasını döven çocuk sayısı dışarıdakilerden daha çok” dedi.
Umut Çocukları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Şahin, hayatının 15 yılını sokaklarda geçirmiş birisi. Şahin, başkanlığını yaptığı dernek aracılığıyla, tecrübeleri, çocukları sokaktan kurtarmak için kullanıyor. Şahin, Bakırköy’deki dernekte AA muhabirine, hem kendi geçmişi hem de dernek çatısı altında yaptıkları çalışmaları anlattı.
”Uyuşturucu madde kullanımı evlere kaydı”
Gençlerin, madde ve uçucu madde kullanımının sokaklardan evlere kaydığını vurgulayan Şahin, yaptığı 4 günlük araştırmada, bir mahalledeki 17 ailede bunu tespit ettiğini söyledi. .
Aileleriyle yaşayan çocuklarda madde kullanımının yaygınlaşmasına, ailelerin sokak çocuklarına duyarsızlığının sebep olduğunu ifade eden Şahin, ”Toplum olarak o kadar çıkarcıyız ki ateş gelip bizi yakmadan, böyle bir sorunun varlığını görmezden geliyoruz” diye konuştu.
Şiddetten sokaklara kaçtı
Şahin, 7 yaşındayken aile içi şiddetten dolayı evden kaçtığını dile getirerek, sabah okula, öğleden sonraları da ayakkabı boyamaya gittiğini belirtti.
”Akşam eve gelirken görevlerimiz olurdu. Ağabeyim, şeker, ben çay alırdım. Bunları yapamadığımız zaman dayak yerdik. Eve yiyecek getiremediğimiz de babamızdan, ödevlerimizi yapamadığımızda da öğretmenimizden dayak yiyorduk” diye konuşan Şahin, yaşadığı bu sürecin ardından evden kaçtığını aktardı. Kocaeli Hereke’den trene binerek İstanbul’a kaçtığını anlatan Şahin, nereye gittiğini bilmediğini, tek isteğinin şiddet ortamından kaçmak olduğunu dile getirdi. Şahin, İstanbul’a geldiği gün Haydarpaşa’da engelli biri tarafından denize atıldığını, kurtulduğunda ise ”Geri götürülme korkusuyla yetkililere ailemin olmadığını söyledim, ardından ilk ”Sosyal Hizmetler” hayatım başladı” şeklinde konuştu.
İstanbul’un ”sokak çocuğu” sorunu
Ferhat Şahin, sokak çocuğu sorununda İstanbul’un ilk sırada olmasının sadece nüfusla açıklanamayacağını söyleyerek, ”İstanbul’da belki 60 bin sokak çocuğu vardır. Önemli olan bu değil. Önemli olan, bu çocukların İstanbul’un çocukları olmaması. Van’dan kaçıp Muş’a, Muş’tan kaçıp Ağrı’ya giden çocuk yok. Bugün İstanbul’da 81 ilin problemi var” diye konuştu.
Şahin, ”Sosyal Hizmetler” yurdunda kaldığı dönemde sokak hakkında birçok bilgi edindiğine değinerek, ”Yurtta aslında sokağı öğrendim, çünkü yurtta tanımış olduğum hemen hemen her çocuk defalarca kaçıp geri gelmişti. Bana madde kullanmayı, sokağı, dilenmeyi anlattılar” ifadelerini kullandı. Şahin, yurtta bir süre kaldıktan sonra, arkadaşlarının da etkisiyle kaçarak sokak hayatına başladığını kaydetti. Beraber yurttan kaçtığı arkadaşlarının kendisini terk ettiğini söyleyen Şahin, kısa sürede sokaktaki gruplara karıştığını, ardından hırsızlığa başladığını, ”Hep inançlıydım ama din bilinci sokakta da başka, hırsızlık yaparken besmele çekerdim. Düşünün ki sizin olmayan bir şeyi alırken Allah’ın adını anıyorsunuz” dedi.
Halkın zihnindeki sokak çocuğu algısının giderek olumsuza doğru gittiğini belirten Şahin, toplumsal bilinçte büyük bir gerileme yaşandığını aktardı.
”Dünden bugüne hep kötüye doğru gidiliyor. Biz ülke olarak, bu ülkenin çocuklarına sahip çıkmıyoruz. Çocuk hakları konusunda yetersizlikler çok. Duygu ve düşünce anlamında yetersiziz, toplumcu düşünceye sahip değiliz. Önceden madde saklanılarak kullanılıyordu, şimdi ise ulu orta içiliyor. O dönemlerde uçucu maddeler kullanılıyordu şimdi ise uyuşturucu madde çok yaygın” şeklinde konuşan Şahin, sentetik hapa ulaşmanın artık daha kolay olduğunu söyledi.
Bir sokak çocuğunun ilk günleri
”Sokağın her günü farklı bir yaşam, farklı bir roman. Geçmişle şimdiyi kıyasladığımda kendi adıma hep şükrediyorum. Sokak sizi kendi içinde yoğuruyor, olumlu ve olumsuz bir değerlendirme seçeneğini size sunmuyor” diyen Şahin, sokağa düşen veya sokakta yaşamayı tercih eden bir çocuğun ilk günlerini şöyle tasvir etti:
”İlk günler çok zordur. Sokağa alışma süreci vardır, sokağın kendine has kuralları vardır. Sokak çatısı olmayan büyük bir mekandır. Bu alanda organize suç örgütleri ve farklı çocuk gruplarının saldırısına veya cinsel anlamda istismara uğrayabilirsiniz. Sokaktayken bu kötülüklerin binlerce hatta milyonlarca açık kapısı vardır. Bir gruba dahil olmadan hayatta kalma ihtimaliniz yok. Sokakta hayatta kalmanın tek yolu gördüğün şiddetin iki katını uygulamana bağlıdır. Sokak kendi içinde bir olumsuzluklar diyarıdır. Orada tam anlamıyla sıfırsın ve hiçbir desteğin yok.”
Sokak çocuğu sorununa çözüm
Çocukların sokağa düşmesi, sokaktakilerin ise kurtarılması için dörtlü çalışma gerektiğini söyleyen Şahin, çalışma başlıklarını kurutucu, koruyucu, önleyici, engelleyici olarak belirledi. Şahin, yapılacak çalışmaların aşamalarını, ve devletin çözüme ilişkin neler yapması gerektiğini şu şekilde anlattı:
”Bu dörtlünün bir arada yapılamaması bizi olumluya götürmez. Kurutucu çalışma sokakta yapılır. Sokağı kuruttuk diyelim ama koruyamazsak başa dönmüş oluyoruz. Koruduk ama engelleyemedik yine aynı. Okullarda bilgilendirme yaparak bu çalışmaları hayata geçirmeliyiz. Bu konuda kurumlar olarak bireysel düşünmeye hakkımız yok. Birlik ve beraberlik içinde çalışmalıyız. Çocukların 18 yaşından sonra tekrar sokağa bırakılması çok acı. Millet olarak 18 yaşından sonra çocuğu sokağa salıp tekrar çocuk aramaya başlıyoruz. 18’ine kadar sokağı tam anlamıyla öğrenmiş, devletin nerede ne yaptığını bilen bir çocuğu sokağa salmanız inanın daha kötü sonuçlar veriyor. Çünkü bütün refleksleri gelişmiş olan bu çocuklar sokağa yeni düşen çocukları çabucak bulup yetiştiriyor ve o çocuklara ulaşmanız her defasında daha da zorlaşıyor.”
Şahin, toplumsal duyarlılığın artırılmasının gerekliliğine vurgu yaptığı konuşmasını, ”Neticede biz de insandık ve bu toplumun çocuğuyduk, farklı bir gezegenden gelmemiştik” diyerek sonlandırdı.
Milliyet