Gezi Parkı ile başlayan direnişte polis şiddetinin çocuklar üzerindeki hak ihlalleri Gündem Çocuk Derneği tarafından raporlaştırıldı. Gündem Çocuk Derneği'nin hazırladığı rapor, polis şiddetinin en az yetişkinler kadar çocuklarda da yarattığı tahribatı göstermesi açısından önemli.
Gezi
Parkı Olaylarında Çocukların
Yaşadığı Hak İhlalleri Raporu
Yaşadığı Hak İhlalleri Raporu
28
Mayıs – 25 Haziran 2013
Taksim Gezi Parkı’nda
başlayan olaylara destek amacıyla 31 Mayıs’tan itibaren
Türkiye’nin pek çok yerinde yaşanan protesto
eylemlerinde kolluk kuvvetlerinin orantısız şiddet kullanımı ve
keyfi uygulamaları başta olmak üzere pek çok ihlaline
çocuklarda maruz kalmıştır.
Olaylar sırasında bazı çocuklar eylemlere doğrudan katılırken bazı çocuklar da Gezi Parkı başta olmak üzere yaratılan yaşam alanlarındaki etkinliklere, atölye çalışmalarına, eğitsel faaliyetlere kendilerinden sorumlu yetişkinlerle birlikte katılmışlardır.
Diğer çocuklar ise erişebildikleri basın ve internet aracılığıyla olaylara tanık olmuştur.
Türkiye’de çocuk
tanımı 18 yaş altındaki bireyler olarak yapılmaktadır1.
Türkiye’nin 1995 yılında onayladığı BM Çocuk
Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere pek çok
uluslararası sözleşme ve belgeyle çocukların haklarını
ihlal etmeme, onlara saygı gösterme ve onları üçüncü
kişilerden koruma yükümlülüğü
bulunmaktadır.
Olaylar sırasında
devletin bu yükümlüklerini yerine getirmediği ve
özellikle de polis şiddeti ile birebir çocukların
haklarını ihlal ettiği tespit edilmiştir. Çocuğun Yüksek
Yararı ilkesi göz ardı edilerek çocukların da
bulunduğu açık olan ortamlara biber gazı ve tazyikli su
atılmıştır.
Çocukların bu
süreçte; “yaşam hakkı”, “işkence ve kötü
muameleden korunma hakkı”, “sağlık hakkı”, “eğitim
hakkı”, “örgütlenme ve ifade özgürlükleri”,
“çocuğa özgü adalet sisteminden yararlanma
hakkı”, “özel hayatın korunması ve gizliliği ilkesi”
de ihlal edilmiştir.
Aşağıdaki yer verilen
örnek olaylar, protestoların sık yaşandığı Ankara,
İstanbul, İzmir ve Adana illerindeki baroların ve Çağdaş
Hukukçular Derneği’nin gönüllü avukatlarıyla
yapılan yüzyüze ve telefon görüşmeleri
sonucunda elde edilen bilgiler ve medya taraması yoluyla
derlenmiştir.
ÇOCUĞUN İNSAN
HAKLARININ İHLAL EDİLDİĞİ DURUMLAR
I. Polis Şiddeti ve
Müdahale Sürecindeki Çocuk Hakları İhlalleri
Polis müdahalesi
sürecinde 18 yaş altındaki bireylerin karşı karşıya
kaldıkları hak ihlallerinin başında; orantısız güç
kullanımı, müdahale araçlarının yaralanmalara ve
ölümlere sebebiyet vermesi, müdahaleden korunma- kaçma
sırasında yaralanmalar oluşması, müdahalelerde çocuklarında
yararlanabileceği sağlık hizmetlerine (revir vb.) müdahale
edilmesi ve çocukların müdahale yerlerinde kayıp olması
gelmektedir.
Olaylar sırasında
içerisinde çocuklarında bulunduğu gruplara müdahale
edilmiş ve müdahalelerde orantısız güç
kullanılmıştır. Çocuklar polisin kullandığı biber gazı,
tazyikli su, kaba dayak, mermi gibi müdahale araçlarından
doğrudan veya dolaylı olarak etkilenmiştir.
Çocukların
doğrudan etkilendikleri polisin müdahale araçları:
1-Biber gazı,
tazyikli su ve ses bombası kullanımı: Biber gazından,
tazyikli su ve ses bombası kullanımından etkilenen ve ağır
yararlanan çocuklarla ilgili yazılı ve görsel olarak
kayıt altına alınan olaylardan bazı örnekler aşağıdadır.
-İstanbul
Taksim’de 31 Mayıs’ta meydandan geçen yabancı uyruklu
anne ile biri bebek 3 çocuğu, gazdan etkilenmiştir.2
-Antalya’da
1 Haziran’da Gezi Parkı protestosunda polisin yakın mesafeden
ateşlediği biber gazı kapsülünün isabet etmesi
sonucu 18 yaşındaki V.O. sağ gözünü kaybetmiştir3.
-İstanbul
Taksim Meydanı’nda 1 Haziran’da eylem yapan gruba çelik
kuvvet polisi tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etmiştir.
Polisin attığı gazdan etkilenen küçük bir çocuk
ise, babasının kucağında taksiyle hastaneye kaldırılmıştır.4
-Ankara
Kızılay’da 3 Haziran’da toplanan ve çoğunluğu çocuk
yaştaki eylemcilere polis müdahale etmiştir. Polisin gaz
bombası ve tazyikli su sıktığı grup GMK Bulvarı ve ara
sokaklara dağılmıştır5.
-İstanbul
Taksim’de 12 Haziran’da akşam saatlerinde Taksim Meydanı'nda
toplanan ve aralarında çok sayıda çocuk, yaşlı ve
engelli yurttaşın bulunduğu onbinlerce kişiye, polis, gaz ve ses
bombaları ile tazyikli su sıkarak müdahale etmiştir.6
-İstanbul’da
15 Haziran’da polisin yoğun müdahale ettiği yerlerden biri
olan Divan Oteli’ne onlarca insan sığınmıştır. Polis binaya
gelmiş ve içeriye gaz bombaları atmıştır. İçeride
aralarında çocukların da olduğu çok sayıda kişi
gazdan etkilenmiş ve kimileri de baygınlık geçirmiştir7.
Aralarında çok sayıda çocuk, kadın ve engellinin
bulunduğu onlarca kişi, havalandırmanın bulunmadığı konferans
salonlarında yere yığılmıştır.8
-İstanbul
Okmeydanı’nda 16
Haziran’da sabah saatlerinde toplanmaya
başlayan gruba polis sert müdahale başlatmıştır ve 14
yaşındaki B.E. çocuk polisin attığı gaz bombasıyla
başından ağır yaralanmıştır9
-İstanbul
Taksim’de 16 Haziran’da Taksim Dayanışması tarafından yapılan
açıklamada polisin, çocuk ve yaşlıların parkta
olduğu sırada plastik mermiler, gaz ve ses bombaları ile yaptığı
müdahaleyi kınamıştır10.
-İstanbul
Beyoğlu'nda 16 Haziran’da nikah töreninden çıkan
aralarında küçük çocukların da bulunduğu
bir grup, polisin biber gazından kaçamamıştır.11
İstanbul Galata Köprüsü'nü 16 Haziran’da trafiğe kapatan göstericileri dağıtmak için polis biber gazı kullanmıştır. Biber gazından çevredeki iki küçük çocuk da etkilenmiştir12.
İstanbul’da
16 Haziran’da Cihangir çevresinde
süren olaylarda, polis, çoluk çocuk demeden
apartmanlara gaz bombası atmıştır.13
İstanbul’da
16 Haziran’da Taksim’de çadırların içine varana
kadar gaz bombası atan polisler, direnen yurttaşlara da şiddet
uygulamıştır. Polis, çadırları ve revirleri hedef alırken
sıkılan gaz bombalarından çocukların da etkilendiği
öğrenilmiştir.14
2-Kaba dayak, cop:
-Ankara’da
Güven Park’ta 1 Haziran’da Kumrular Caddesi civarında gaz
bombası müdahalelerinin hemen ardından aralarında çocukların
da bulunduğu sivil halka copla ve kaba dayakla müdahale
edilmiştir15.
-İstanbul
Taksim’de 9 Haziran’da polis çocuklara da kaba dayak ile
müdahale etmiştir. Bir çocuk ağır yaralanmıştır16
-23
Haziran 2013 günü Dikmen’de yaşanan olaylar sırasında
12 yaşındaki A. polis tarafından gözaltına alınmıştır.
Gözaltı sırasında A’ya polisler tarafından tokat atılmış
ve sözel olarak şiddet uygulanmıştır. A. akşam saatlerinden
sabah 11’e kadar polis karakolunda bekletişmiş sonrasında çocuk
şubeye gönderilmiştir. Olayla ilgili olarak suç
duyurundan bulunulacaktır17.
- Aynı gün yaşanan bir başka olayda ise 17 yaşındaki S. Eylem katılmadığı ve parkta arkadaşlarıyla oturduğu sırada polisler tarafından gözaltına alınmıştır. S. Polis aracı akrebin içine sokulmuş ve akrebin şoförü dahil 4-5 polisin şiddetli kaba dayağına maruz kalmıştır. S. İle ilgili olarak adli tıp raporlarında da açıkça görünen şiddetli darp olayıyla ilgili olarak suç duyurusunda bulunulacaktır18.
Ankara, İstanbul, İzmir
ve Adana’da avukatlardan alınan bilgilere göre çocuklara
yönelik kaba dayak ve copla müdahale gözaltına alınma
anında da gerçekleşmiştir. Bu durumların Sağlık
Bakanlığına bağlı resmi hastanelerde raporlanmasında de çeşitli
ihlaller yaşanmıştır. Bunun da temel nedenini Sağlık
Bakanlığı’nın TTB tarafından koordine edilen gönüllü
doktorlar üzerinden sağlık çalışanlarına yönelik
tehdidi oluşturmuştur. Bu duruma bir örnek Ankara’da
yaşanmıştır:
-1997
doğumlu bir erkek çocuğu 16 Haziran’da Güvenpark
civarında yaşanan olaylar sırasında gözaltına alınmıştır.
Gözaltına alınma sırasında kelepçelene çocuk,
arkadaşlarıyla birlikte polisin servis aracına binerken
tekmelenmiş ve polisin kaba dayağına maruz kalmıştır.
Polis çocukları Çocuk Şubeye götürmeden önce Ulus Devlet Hastanesine götürmüş ve oradaki doktorlardan “sağlam” raporu almıştır.
Polis çocukları Çocuk Şubeye götürmeden önce Ulus Devlet Hastanesine götürmüş ve oradaki doktorlardan “sağlam” raporu almıştır.
Çocuğun
serbest bırakılmasıyla birlikte Avukatın çocuğun
sırtındaki izleri tespitiyle çocuk ailesi tarafından
yeniden doktora götürülmüştür. Aile
polislerin daha önce götürdükleri Ulus Devlet
Hastanesine götürmüştür. Daha önce
muayeneyi yapan olduğu anlaşılan doktora, aile durumu anlatmış
ve yeniden bir rapor düzenlemesini talep etmiştir. Ancak doktor
ikinci kez rapor düzenlemeyeceğini söylemiştir. Bunun
üzerine çocuğun Avukatı doktorla görüşerek
“yaptığının görevini yerine getirmemek” olduğunu ve
bunun “suç” olduğunu ifade etmişse de doktor, Sağlık
Bakanlığı’nın tavrından söz ederek rapor vermemiştir.
Aile
daha sonra başka bir hastaneye giderek çocuğun polisin kaba
dayağından kaynaklı durumuna ilişkin darp raporu almıştır.
Aile olayla ilgili suç duyurunda bulunmuştur19.
-Çocuk
göz altılarıyla ilgilenen İstanbul Barosu avukatları 1
Haziran günü İstanbul’da gerçekleşen olaylarda
gözaltına alınan 16 yaşındaki erkek çocukta polis
tarafından yediği kabak dayak sonucundan gözünde ve
kafasında şişlik tespit etmişlerdir20.
3- Mermi kullanımı:
İstanbul
Taksim’de 1 Haziran günü İstiklal Caddesi üzerindeki
Galatasaray Lisesi’nin bahçesine gelen bir mermi lise
öğrencisi 17 yaşındaki E.B.’nin sırtına isabet etmiştir.
Olay günü hazırlanan polis tutanaklarında E.B.’nin
vücuduna isabet ettiğini belirttiği mermi çekirdeğinin
balistik inceleme yapılmak üzere ilgili birime gönderildiği
belirtilmiştir.21
Kısa süre sonra ailenin polis mermisi olduğu için
Savcılığa suç duyurusunda bulunduğu öğrenilmiştir.
Çocukların
müdahalelerde dolaylı olarak etkilendikleri durumların başında
ise müdahalelerden korunmaya ve kaçmaya çalışan
çocukların kaybolması bulunmaktadır. Çocukların
müdahalelerde sağlık hizmetlerine müdahale edilmesinden
de etkilendikleri ifade edilmektedir. 15 Haziran’daki olaylarda en
az 14 çocuk kaybolmuştur22
-İstanbul
Taksim’de 15 Haziran’da polis müdahalesinden önce çok
sayıda ailenin çocuklarıyla birlikte Taksim’de olduğu ve
müdahalenin ardından birçoğunun kaybolduğu bilgisi
gelmiştir. Kayıp olan ve bulunan çocuklar Divan Oteli’ne
götürülmüş, kayıp çocukların aileleri
çocuklarını almak üzere Divan Oteli’ne
yönlendirilmiştir.23
II. Polis Şiddeti
Müdahalesi Sonrasında Çocuk Hakları İhlalleri
Polis müdahalesi
sonrasında 18 yaş altındaki bireylerin karşı karşıya
kaldıkları hak ihlallerinin başında; gözaltı süreçlerinde
kötü muamele, çocuklara kelepçe ve ters
kelepçe takılması, göz altıların kayıt dışı
yapılması ve alıkonulma mekanlarına gaz atılması bulunmaktadır.
a. Gözaltı
Süreçleriyle İlgili İhlaller;
1-Kayıt dışı
gözaltı ve polis otobüsünde Gaz ve Tazyikli Su
Kullanımı
Bireysel tanıklıklara
göre yetişkinlere yönelik yapılan kayıt dışı göz
altılarına çocukların da maruz kaldığı tespit
edilmiştir.
- Ankara’da 3 Haziran günü çoğunluğunu liseli öğrencilerin oluşturduğu 50 kişi polisler tarafından polis otobüsüne bindirilmiş ve otobüs içerisinde kaba dayağa maruz kalmışlardır. Polisler otobüs içerisindekilere gaz ve tazyikli su sıkarak ve kelepçeleyerek hareket etmelerini engellemiştir. Emniyete götürüleceklerini düşünen otobüstekiler Demirtepe yakınlarında bir yere götürüldüklerini fark etmişlerdir. Bu duruma tepki gösteren bir doktora öğrencisini, polis Demiretepe’de serbest bırakmıştır. Ancak diğer çocukların nereye götürüldüğüyle ilgili kesin bir bilgi oluşmamıştır. Bir süre sonra bu çocukların da emniyete götürülmeden kayıt dışı şekilde alıkonarak serbest bırakıldığı tahmin edilmektedir24.
2-Kelepçe
takılması:
Ankara, Adana, İstanbul
ve İzmir’de çocuk göz altılarıyla ilgilenen gönüllü
avukatlarla yapılan görüşmelerde çocukların
tamamına yakınında kelepçe kullanımı söz konuş
olmuştur. Ancak Ankara’da özel olarak en az 5 çocukta
ters kelepçe kullanımı tespit edilmiştir25.
3-Terörle
Mücadele Kapsamında Gözaltı
11 Haziran günü
SDP’ye yönelik baskınlarda 12 çocuk gözaltına
alınmıştır. 12 çocuktan 4’ü TEM’e gönderilmiş
ve ifadeleri burada alınmıştır26.
GÖZALTI SAYILARI
(25 Haziran 2013 itibariyle – En az)
İl |
Çocuk Gözaltı Sayısı |
Ankara
|
78
|
İstanbul
|
35
|
Adana
|
130
|
İzmir
|
34
|
Kayseri
|
2
|
Mersin
|
15
|
TOPLAM
|
En Az 294 çocuk
|
b. Fişleme: Çocuğun
Kişisel Bilgilerinin “Fişleme” Amaçlı Toplanması ile
İlgili İhlaller;
Özellikle olaylara
katılan, katıldığı iddia edilen çocukların kişisel
bilgilerinin toplanması konusunda idari organlara talimatlar
verilmiştir. Bu, çocukların fişlenmesi/ etiketlenmesine,
özel hayatın gizliliğinin ve çocuklarla ilgili kişisel
bilgileri gizliliğinin ihlal edilmesine yol açmıştır. 18
yaş altındaki çocukların kişisel bilgilerinin kayıt
altına alınması ve arşivlenmesi başta TC Anayasa olmak üzere;
Çocuk Koruma Kanunu, Adli Sicil Kanunu, Türkiye’nin de
taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır. Buna rağmen;
- Adalet Bakanlığı tarafından gözaltına alınan çocukların kayıtların toplanması talimatı verilmiştir. Talimat kapsamında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 07.06.2013/2409/36004 tarih ve sayılı yazısı ile tüm Savcılıklardan, 18 yaş altındakiler de dahil olmak üzere Gezi Parkı eylemlerine katılıp gözaltına alınanların T.C. Kimlik Numaralarını istenmiştir.
- Sağlık Bakanlığı tarafından eylemlere katılıp sağlık hizmetlerine başvuran çocuklar dahil herkesin kayıt altına alındığı bildirilmektedir.27 Eyleme katılanların sağlık kayıtlarının toplanması nedeniyle ailelerin ve çocukların sağlık kuruluşlarına götürülemediğine dair bildirimler gelmiştir.
- Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eyleme katılan okulların (lise), öğretmenlerin ve öğrencilerin isimlerinin toplanması talimatı verilmiştir.28 Zonguldak’ta 3 Haziran günü bir araya gelen liseliler, olayları protesto etmek üzere toplandılar. Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu olay üzerine okullara yazı göndererek 3 ve 4 Haziran tarihlerinde izinsiz okula gelmeyen öğretmen ve öğrencilerin isimlerinin talep etmiştir29.
Ayrıca yazılı ve
görsel medyada çocukların kişisel bilgilerinin
paylaşımı, etiketlenmeleri ve damgalanmaları ve de çocukların
hedef gösterilmesi şuursuzca devam etmiştir. Çocukların
etiketlenmesinin yaygınlaştırmamak için bu konuda ayrıca
örnek verilmeyecektir.
ÇOCUKLAR BU SÜREÇTE…
0-18 yaş arasında her yaştan çocuk, gezi parkı
eylemleriyle özellikle fiziksel ve psikolojik şiddete bolca
tanıklık etmiş ve şiddet deneyimi yaşamıştır. Tanık
oldukları, deneyimledikleri ve izledikleri kadarıyla demokratik
yollarla taleplerin iletilmeye çalışılmasına şiddet
yoluyla cevap verildiğini öğrenmişlerdir.
Erişebildikleri ve kendilerine sunulan bilgiler doğrultusunda
yöneticilerin kin ve nefret söylemlerine tanık
olmuşlardır. Dolayısıyla çocukların barış, bir arada
yaşama kültürü ve demokrasiye duydukları güvenin
sarsılması kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Eylemlere doğrudan veya dolaylı olarak katılan çocukların
günlük yaşam akışı bozulmuştur. Üniversite
sınavları zamanında yaşananların çocukları nasıl
etkilenmiş olduğu belirsizdir. Şiddet deneyimi veya şiddete
tanıklık sonucu çocuklarda korku, huzursuzluk, gerginlik ve
belirsizlik oluşması ve bazılarının uykusuzluk, endişe ve korku
hali vb. travma sonrası bozuklukların yerleşmesi olasıdır.
1
5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu
15
Tanık ifadesi.
17
Tanık ifadesi
18
Tanık İfadesi
19
Tanık ifadesi
20
Tanık ifadesi
24
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/ankarada-polisten-lise-ogrencilerine-iskence-haberi-74151
25
Tanık ifadesi
26
Tanık ifadesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder