BASINA VE KAMUOYUNA DUYURU…
“TÜRKİYE ÇOCUK KORUMA SİSTEMİ ÇOCUKLARI KORUYAMAMAKTADIR. ”
Aile içi şiddet olayları, evden kaçma olguları, fiziksel, duygusal ve cinsel istismara uğrayan, cinsel ve ticari sömürüye maruz kalan çocukların sayısı katlanarak artmaktadır. İnternetin yanlış kullanımı, şiddet, ilgisizlik, olumsuz arkadaş çevresi gibi etkenler, çocuğu sosyal tehlikeler ile yüz yüze getirmektedir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin'in verdiği bilgiye göre 2007’de 775, 2008'de 474, 2009'da 197, 2010'da 101, 2011'de 106 ve 2012'de 24 çocuğun sokakta yaşadığı tespit edildiği, İstanbul'da 15, Ankara'da 5, İzmir ve Samsun'da 2'şer çocuğun sokakta yaşadığı, bu çocukların bakanlık hizmetlerinden yararlandırıldığı ve 2012'de en çok çocuğun sokakta yaşadığı il’in İstanbul olduğu belirtilmektedir.
Bakanlık verilerine göre; Sokakta çalıştırıldığı tespit edilen çocuk sayısının; 2007’de 6 bin 784, 2008'de 7 bin 124, 2009'da 7 bin 560, 2010'da 5 bin 178, 2011'de 6 bin 402 ve 2012'de 5 bin 851 olduğu, Şanlıurfa’nın ise en fazla çocuğun sokakta çalıştırıldığı il olarak tespit edildiği belirtilmiştir. Ayrıca Şanlıurfa'da 1400, Antalya'da 1075, İstanbul'da ise 778 çocuğun sokaklarda çalıştırıldığı da ifade edilmektedir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın tespitlerine göre Batman'da 701, Bursa'da 213, İzmir'de 203, Diyarbakır'da 190, Elazığ'da 187, Çorum'da 168, Aydın'da 147, Samsun'da 144, Adana'da 120, Kocaeli'de 100, Siirt'te 75, Yalova'da 68, Gaziantep'te 66, Van'da 50, Ankara'da 48, Muş'ta 40, Malatya'da 32, Mersin'de 26, Adıyaman'da 25, Kayseri'de 19, Edirne'de 15, Eskişehir'de 11, Konya'da 7, Denizli'de 3, Karaman'da 2, Kütahya ve Manisa'da 1'er çocuk sokakta çalıştırılıyor ve bu çocuklar bakanlığa bağlı çocuk ve gençlik merkezlerinden hizmet alıyordu.
Bununla birlikte Bakanlığın tespit edemediği benzer durumdaki tarım sektöründe çalıştırılan çocukların durumu da değerlendirildiğinde; Evden kaçan çocuklarla ilgili olarak Meclis Araştırma Komisyonu tarafından yapılan inceleme ve araştırmalar sonucu hazırlanan Rapor doğrultusunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan protokolün gereğinin bugüne kadar yerine getirilmediği, söz konusu alanda ilgili kurumların çözüme yönelik hala elle tutulur, gözle görülür herhangi bir sosyal politika üretemediği gerçeği ile karşı karşıyayız.
Büyükler, çocuklara yönelik hizmetleri nasıl yerine getireceklerini düşünürken, ÇOCUKLAR BÜYÜYOR.
O halde, soruyoruz?
İlgili Bakanlıklar suça sürüklenen, cinsel ve ticari sömürüye maruz kalan ya da suç mağduru olan çocuklara yönelik bakım, tedavi ve iyileştirme çalışmalarına ilişkin sosyal politika ve uygulamaları NEDEN? yaşama geçirmiyorlar.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı ve bakanlıkça kapatılan Çocuk ve Gençlik Merkezleri’nin verdiği hizmetlerden yararlanan çocuklar halen hangi kuruluştan ve hangi sistem içinde bu hizmetlerden yararlanmaktadır?
Evden kaçan, suç mağduru ya da suça sürüklenen çocuklarla ilgili olarak Uluslar arası Çocuk Hakları Sözleşmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu gereği Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu çocuklara yönelik hizmet vermesi gerek ve koşuldur. Bunun yanında cinsel ve ticari sömürüye maruz kalan, korunma gereksiniminde olan ve ilgili kuruluşlara gelen çocuklara da kurumun hizmet vermesinin yasal olarak zorunlu olduğu bir gerçektir. Bu bağlamda Bakanlığa bağlı kuruluşlar olan Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezleri ile Koruma Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri’nin alt yapıları (Bütçe, Personel ve donanım v.b.gibi) NEDEN? güçlendirilmemektedir.
Basına yansıyan Taksim Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezin de yaşanan olaylar meslek örgütümüzce takip edilmektedir. Savcılık makamının inceleme ve soruşturma süreci devam etmektedir. Masumiyet karinesi dikkate alınarak soruşturma ve inceleme süreci sona erdirilmeden adı geçen kuruluş çalışanlarına karşı yapılan etiketleme etik değildir.
Göreve çağırıyoruz!
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Meclis Araştırma Komisyonu tarafından kendisine verilen Rapor doğrultusunda hareket etmesini, İlgili Bakanlıklarla yaptıkları Protokolün gereğini yerine getirmesini, temel sosyal hizmet uygulamalarını göz ardı ederek merkez ve taşra teşkilatında öz veriyle çalışan personele yönelik olumsuz tutum ve davranışların masumiyet karinesinin dikkate alınarak soruşturma ve inceleme süreci sona erdirilmeden Taksim Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi çalışanlarına karşı yapılan etiketlemenin derhal sona erdirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Basına ve kamuoyuna önemle duyururuz. 10.10.2013
SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ GENEL MERKEZİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder