Pages

Felek Encü: ‘Ölene kadar iki elim yakalarında!’


Roboski katliamında ölen 34 candan biri de 13 yaşındaki Erkan Encü idi. O gün annesinin kendisine aldığı bilgisayarın taksidini ödemek için yola çıkmıştı. Karşı çıkan annesine, “ne olur izin ver bu son defa olsun” demişti. Gülümseyerek çıkmıştı kapıdan, bir daha geri dönmemek üzere. “Oğlumun katledildiği gün öldüm” diyen Anne Felek Encü, ANF’ye yaşadığı acılı iki yılı anlattı.

Oğlunun hesabını sormak için çalmadığı kapı kalmayan Felek Encü, F-16’larla katledilen 34 gencin katilleri bulunup cezalandırılmadıkça, kendisi için faillerin başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olarak kalacağını vurguladı. Barış Meclisi’nin İstanbul’da düzenlediği Roboski anmasının davetlisi olarak İstanbul’a gelen Felek Encü, oğlu Erkan Encü’nün cansız bedeninin karlar üzerinde battaniye sarılmış bir fotoğrafını göstererek, “Bu da oğlumun cansız bedeni” diye ağlayarak ağıt yakıyor. “Acaba başbakanın oğlu karlarda, ayağında lastik ayakkabılarla ekmek aramaya gidiyor muydu?“ diye soran anne Encü, “Ölene kadar iki elim yakalarında” dedi.

O YILBAŞI ŞAPKASINI HİÇ GİYEMEDİ
Tarih 28 Aralık 2011. Henüz 13 yaşındaki Erkan Encü yılbaşı öncesi öğretmeninin yapmasını istediği yılbaşı şapkasını yeni bitirmişti. O yolculuğa çıkmasını istemeyen annesine, “anne izin ver bu son olsun” demişti. Erkan için bu gerçekten de son oldu. F-16‘ların attığı bombalarla küçük bedeni parçalandı. Geride gözü yaşlı bir aile ve yılbaşı için büyük bir hevesle hazırladığı yılbaşı şapkası kaldı. “Ne şapkasını giyebildi, ne de okula götürebildi” diyor anne Felek Encü, göğsüne koyduğu oğlunun fotoğrafını okşayarak…

ANNE BİR 50 TL KAZANAYIM İZİN VER
Erkan, Felek Encü’nün 5 çocuğundan en büyüğüydü. Oğlunu son kez gördüğü o anları acıyla anlatıyor:
“Oğlum yılbaşı için hazırladığı kartondan yılbaşı şapkasını televizyon sehpasına bırakıp yola çıkmadan önce ‘ Anne beni merak etme’ dedi. Zaten hiç gitmezdi, ikinci gidişiydi. Bir bilgisayar istemişti, ona almıştım. Zor geçindiğimiz için onun taksidini kendi ödemek istemişti. Oğlum gitme dedim, ‘anne bu son olacak ne olur izin ver, bir 50 TL kazanayım bilgisayarın taksitini öderim’ dedi. O bilgisayarı bile doyasıya kullanamadı. Öylece gitti yavrum. Ama öyle bir yalvardı ki kıyamadım. Kardı kıştı, o nedenle bırakmak istemiyordum; yoksa asker katledecek diye aklımdan hiç geçmedi. Çünkü oradaki askeriye zaten hepimizi, çocuklarımızı tanıyordu. Akrabalarımızın işe gidip geldiğini biliyorlardı.

BEN ZATEN O GÜN ÖLDÜM …
Akşam oldu. Eşim komşulardaydı. Dışarıya çıktığımda askeri araçlar geçiyordu. Birden tedirgin oldum. Acaba yine sınırı kapatacaklar, çocuklarımız orada mı kalacak diye aklımdan geçirdim. Nereden bilebilirdim ki? Yolda gözcülük yapan akrabalarımızdan bir telefon geldi. F-16’ların kaçakçıları bombaladıklarını söyledi. Bunu duyunca birden beynim durdu. Çığlık çığlığa sınıra gittim. O vahşeti anlatamam. Çok zordu çok. Çocuğumu nasıl sardım, nasıl defnettim onu bir ben bilirim bir de Allah.
Yastaydık. 34 canımız birden yitip gitmişti. Ama bu durum kimsenin keyfini bozmadı. Hiçbir şey olmamış gibi, 34 can katledilmişken ülkenin dört bir yanında yılbaşı kutlamaları yapılıyordu. Ben zaten oğlumun ölüm haberini aldığımda öldüm. Hani derler ya bazen, insanlık bitti! İşte o an insanlığın gerçekten bitmiş olduğunu anladım. Ben zaten oğlum katledildiği gün öldüm. Ancak bu kadarını beklemiyordum. Bunlar gerçekten insan değil. Şeytanda bile böyle bir olay karşısında göz olsa bakar, kulak olsa duyar, dili olsa konuşur, ama bunlar dilsiz, kör ve sağır şeytanlar.”

KATLİAMIN BAŞ SORUMLUSU FAİLLERİ KORUYAN ERDOĞAN’DIR
İki yıldır faillerin bulunması ve cezalandırılması için çalmadıkları kapı kalmadığını hatırlatan acılı anne,
“ama Başbakan Erdoğan failleri öyle kanatlarının altına almış, onlara öyle sıkı sıkı sarılmış ki Türk devletinin gerçekleştirdiği bu katliamdan dolayı vicdanı bile sızlamadı. Ben ne yapmışım demedi” diyor.
“ Katliamın baş sorumlusu Başbakan” diyen Felek Encü sözlerini şöyle sürdürüyor: “Katiller ortaya çıkartılmadığı sürece katilimiz odur. İkinci failimiz ise Genelkurmay Başkanıdır. Üçüncüsü de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’dür.”
Katliam karşısında sessiz kalan AKP hükümeti içinde yer alan Kürt bakanlara ve milletvekillerine de tepki gösteren Encü, “biri bile çıkıp da ben Roboski için istifa ediyorum demedi” diye konuştu.
‘Kaçakçılık yapıyorlardı’ diyerek katliamı aklamaya çalışanların bugün rüşvet ve yolsuzlukla gündeme geldiklerini de hatırlatarak isyan ediyor:
“Size kaçakçı dediler. Çocuklarımıza bomba yağdırmanın bir sebebi gibi. Peki, bugün kendi çocukları, iş adamları, kendi bakanları, onların oğulları trilyonlara varan hırsızlık yapınca bu suç değil de, iki lokma ekmek için kar kış demeden yollara düşen bizim çocuklarımız mı kaçakçı? Ortada büyük bir yağma, bir hırsızlık var, ama hiç sesleri çıkmıyor. Bir çoğu gözaltına alınıp bırakıldı. Biz hırsızlık nedir bilmeyiz. Bir 50 TL kazanmak, eve getirmek, harçlıklarını çıkartmak için yola koyulan çocuklarımız mı kaçakçı oluyor”

KÜRT GENÇLERİNİN KANI YERDE KALMAYACAK!
Erkan’ın küçük kardeşlerinin sık sık abilerini sayıkladığını, onu çok özlediklerini, sürekli onunla ilgili anılarını anlattıklarını ve her gün, “Anne neden Erkan’ı öldürdüler” diye sorduklarını aktaran Felek Encü, çocuklarının psikolojisinin darmadağın olduğunu söyledi.
“Bize bunu niye yaptılar Kürt olduğumuz için mi?” diye soran acılı anne sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizi rahat bıraksınlar. Biz de insanız ve insanca yaşamak istiyoruz. Artık yeter diyoruz. Onların zulmü altında ezilmek istemiyoruz. Adalet istiyoruz. Bizim Kürt gençlerimizin kanı o kadar ucuz değil. Ölünceye kadar iki elim yakalarında olacak. Ben onlara bunun hesabını sormadan ölmeyeceğim. Ölsem bile çocuklarıma ‘Ben öldüm siz devam edin. Asla abinizin kanını yerde bırakmayın’ diyeceğim.”

Zeynep Kuray / anf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder