Pages

Adalet sisteminde çocuklar depolarda mı yaşıyor?



"Suça itilen çocukların" cezaevlerinde rehabilite edilemeceğini belirten (CİSST) Başkanı Zafer Kıraç, çocukların sorunlarının çözülemediğini ve 'çocuğun yüksek yararı' ilkesinin ihlal edildiğine dikkat çekerek, "Çocuklar bir nevi tecrite bırakılıyor. Adalet sisteminde çocuklar depolarda mı yaşıyor?" diye konuştu

Pozantı Cezaevi'ndeki taciz ve tecavüz vakaları, Şakran Cezaevi'ndeki çocuklara ise şizofreni ilaçlarının verilmesi, çocukların cezaevlerinde karşılaştıkları kötü muamelenin örneklerinden sadece birkaçı. Bir çocuğun karakoldan başlayarak cezaevine kadar yaşadıklarını, 'adalet ve devletle' tanışma süreçlerini Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı (CİSST) Zafer Kıraç ile konuştuk. Çocukların adalet sistemi içinde suça bulaştıktan sonra karşılaştıkları ilk yerin çocuk karakolu olduğuna dikkat çeken Kıraç, “Çocuk Karakolların neredeyse yüzde 70’inde psikolog ve pedagog yok. Onların yaşadıkları travmayı azaltacak herhangi bir önlem yok. Polisler ise çocuk konusunda eğitimsiz” diye konuştu.
‘ÇOCUK SUÇ İŞLEMEZ, SUÇA İTİLİR’ ‘Çocuk suç işlemez, suça itilir’ gerçeğini polislerin kabullenmesi gerektiğini belirten Kıraç, "Çocukların yaşadığı travmayı artırmamak için her ilde çocuk mahkemesi olmalı. Ayrıca, mahkemelerde çocuklara karıştıkları olaylar defalarca anlattırılıyor. Çocuk, mahkemede adalet sisteminin olumsuzluklarıyla tanışıyor. Uzun tutuklama süreleriyle de ‘çocuğun yararı ilkesi’ ihlal ediliyor; en fazla 15, en az 4 ay süren tutukluluk ise korkunç” dedi.
ÇOCUKLARA TECRİT UYGULAMASI İstanbul, İzmir ve Ankara’nın dışındaki illerde tutukevinin bulunmadığını, çocukların büyüklerin cezaevlerinde çocuk koğuşlarında kaldığını, bu durumun risk oluşturduğuna dikkat çeken Kıraç, “Antalya ve Pozantı'da tecavüz olayı yaşandı. Çocuklar, yetişkinlerin kaldığı cezaevlerinde, çocuk koşuğunda kalarak 'hapis içinde hapis' yaşıyorlar. Atölye ve eğitim faaliyetlerinde çocuklar, yetişkinlerle iç içe olacağından dışarıya çıkarılmıyor. Bir nevi tecride bırakılıyorlar” dedi. Kıraç, çocuk tutukevlerinde 300 çocuğa bir psikolog düştüğüne de değinerek, “Çocukların sorunu çözülemiyor, burası tutukevinden çok adeta bir 'insan deposu'. Adalet sisteminde çocuklar depolarda mı yaşıyor? Yoksa rehabilite mi oluyor?" diye konuştu. Adalet Bakanlığı’nın ise Ankara, Elazığ ve İzmir’deki eğitim evlerini kapatarak Ankara’ya taşıdığını da eleştiren Kıraç, böylelikle çocukların yüksek yararı ilkesi ihlal edilerek, avukat ve aileleriyle görüşmelerinin zorlaştırıldığına dikkat çekti.
'HAPİSHANE İYİLEŞTİRMEZ' Şakran Cezaevi’nde uyku sorunu olan çocuklara, doktorlar tarafından ağır şizofreni tedavisinde kullanılan ilaçların verildiğini belirlediklerini kaydeden Kıraç, “İlaçların isimlerini Adalet Bakanlığı’na sorduk fakat yanıt alamadık” diye konuştu.
Kıraç şöyle devam etti: “Bakanlık hatalarının görülmesini istemediğinden, sivil toplum örgütlerinin cezaevlerinde çalışma yapmasına izin vermiyor. Ancak izin verilmiş olsaydı ve önleyici faaliyetler yürütülseydi Pozantı ve Şakran'daki olaylar yaşanmazdı.”


İstanbul, Ankara ve İzmir’deki eğitim evlerinin kapatılarak, hükümlü çocukların Sincan Cezaevi'ne konulduğunu vurgulayan Kıraç, “Çocuklar, mafya ve tecavüz suçlularıyla birlikte kalıyor. Ayrıca okula, kursa ve işe gidiş gelişlerinde kötü niyetli insanlar tarafından çeşitli suçlara alet edilme riski altındalar. Tutukevlerindeki çocuklar ise işlemedikleri suçları bile kabul ederek eğitim evine gitmeye çalışıyor. Çünkü hükümleri kesinleştiğinde okula, kursa ve sokağa çıkabilecekler” dedi.

“Eğitim evlerinde kalan erkek çocuklar, gece 21.00'den sabaha kadar 10.5 metrekarelik (F tipi cezaevlerinde ise odalar 10.80 metrekare), elektronik kilitli odalarda tecrit ediliyor" diyen Kıraç “Türkiye çocuğun yüksek yararı ilkesini ihlal ederek, çocuklara ek bedel ödetiyor. Bu da da çocuklarda intikam duygusunu artırıyor. Türkiye'de tekrar suç işleme oranı %40. Çocuklardan intikam mı alacağız, yoksa onları rehabilite mi edeceğiz?”

 

Çağla Ağırgöl / birgün

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder