Şiddetin geleneksel bir spor haline geldiği Türkiye’de, üzerinde en çok durulması gereken “kadına şiddet” ve “çocuk gelin” sorunları, tuzla buz olmuş gündemin en alt sıralarında…
Ancak öldürüldüklerinde kadına şiddet ve küçük kızlara zorla yaptırılan evlilikler haber oluyor… İşte Kader: Siirt’te 11’inde evlendirilip 12’sinde doğuran, 14’ünde ikinci bebeğini kaybettikten sonra av tüfeğiyle vurulan bir çocuğun sonu…
Kader ne ilk, ne de son… Bunu bildiğimiz için şaşırmıyoruz: “Toplumun bazı kesimlerinde,” deniyor, “erken yaşta evlilik gayet doğal”. İyi de bir başka toplumda misal, “insan yemek” doğalsa, bu eylemin kabul edilebilir olduğu anlamına gelmiyor!
Evrensel hukuk standartlarınız yoksa, ahlak normlarınızı “dini yorumlar ve geleneksel aile yapısı” üzerinden kurarsanız, toplumsal cinsiyet eşitliği demekte bile zorlanırsanız, bir değil, bin Kader daha ölür.
Kanunlar bile çelişkili
Sorun elbette hop diye çözülmeyecek. Ama çözmek için “mış” gibi yapmaktan vazgeçmezseniz, yeterli çaba harcamazsanız daha da büyüyecek.
- Adliyeye ve basına yansıyanlara göre 2013 yılında 214 kadın cinayeti işlendi. Bir önceki yıl, erkeklerin kıydığı can sayısı 165’ti. Devlet, yıllardır resmi verileri saklıyor, kamuyla paylaşmaktan imtina ediyor.
- Erken yaşta evlilik konusunda kanunlar çelişkili: Medeni Kanun’a göre 17 yaşını doldurmamış kızlar, Çocuk Koruma Kanunu’na göre 18 yaşını doldurmamış kızlar, Ceza Kanunu’na göre ise 15 yaşını doldurmamış kızlar çocuk gelin sayılıyor.
- Hâkim kararıyla evlilik için “16 yaşını doldurma şartı” aranması hükme bağlı.
Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü verilerine göre 2011’de, 18 bin 434 aile, yaşı küçük çocukları için mahkemede “evlenmeye izin” davası açtı.
- Hacettepe Üniversitesi ve TÜİK raporlarına göre, Türkiye’de “çocuk evlilik” oranı yüzde 28! Tam 181.036. Bunların ne kadarı resmi nikah, ne kadarı imam nikahı, bilemiyoruz…
Çocuktan gelin mi olur?
Acaba sorunun temelinde, “çocuk gelin” tanımlaması yatıyor olabilir mi? Böyle dediğimiz sürece, bir çocuğun gelin olabileceğini onaylamış olmuyor muyuz?
Bu çocukların çok büyük çoğunluğunun rızası olmadığını… Çocuğun, hele kız çocuğunun rızasının feodal yapıda zaten yok sayıldığını ve ailelerin zoruyla evlendirildiğini…
Hukukta geçen “rıza” kavramının ise hayli tartışmalı olduğunu bilmiyor muyuz?
Öyleyse soralım: Ne zihinsel, ne de bedensel gelişimini tamamlamış çocukların, özellikle “imam nikahı” kandırmacası altında ticari nesne ve seks kölesi olarak kullanılmasına karşı şimdiye kadar kim, ne yaptı?
Çocuk gelin yerine “çocuğun cinsel istismarı” demediğimiz… Çocuk istismarını kayıt altına almadığımız; anne babaları ve kamu görevlilerini eğitmediğimiz sürece…
Ne çocukları, ne kadınları korumak, ne de sağlıklı bir toplumda yaşamak mümkün.
PEDOFİLİYE KILIF HAZIRLAMAK
* BM Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Temsilcisi Dr. Zahidul Huque: “Türkiye’de 25-49 yaşlarındaki kadınların yüzde 25’inin 18 yaşına kadar, yüzde 5’inin de 16 yaşından önce evlendikleri belirlenmiştir.”
* TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu raporunda (2010) “Erken evliliğin, dini ve ilmi temeli yok. İslam dinine göre nikahta rıza ve denklik, alenilik, ilan ve tescil gibi belirli şartlar aranır,” diyor. Öyleyse bunu halka anlatın!
* Ortadoğu ve Afrika toplumlarında kız ve erkek çocuklarının erken evlendirilmesi “normal” sayılsa da, genelde yaşça büyük erkeklerin kız çocuklarıyla evlendirilmelerine dair bir veri yok.
* Yaşı 13 veya daha küçük çocuklara cinsel ilgi duyan kişilere pedofil denir. Ancak Türkiye’de bu tanım ancak “çocuk pornosu” söz konusu olunca gündeme getiriliyor.
Mehveş Evin / Milliyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder