Çıkarken...
Yola çıktığımızda
gördük ki yürünebilecek güvenilir bir patika dahi yok geçtiğimiz
yerlerde. Çocukça korktuk yolumuzu ararken, sonra da
biz yürüyelim yol olsun dedik ve deneyimsizliğimizi,
cesaretimizi yanımıza alarak başladık çalışmaya. Sayımızın
istatistiksel rakamlardan çok, yaşımızın sandığımızdan küçük
olduğunu gördük. Sözümüzün olmadığı yerde biz
olamayacağımızı anladık. Her şeyi en başından tekrar
öğrendik; okumayı, yazmayı, dinlemeyi, heyecanlanmayı,
kardeşliği, özgürlüğü, özgürleşmeyi. Yarının büyükleri
değil bugünün çocukları olarak başladık yazmaya, araştırmaya.
Çocuk hakları son
yıllarda bir çok bilimsel araştırmanın, güncel sosyal
politikanın, “politikacıların”, medyanın “küçük
gündemleri” olarak karşımıza çıkar oldu. Başta
eğitim olmak üzere, sağlık, barınma, beslenme, iletişim,
yaşanılabilir çevre gibi temel haklarımız paralanırken, bu
yıkımdan hiç kuşkusuz çocuklar da payını aldı.
Her şeyin
para olduğu, herkesin para konuştuğu bir zamanda konuşmanın, ses
çıkartmanın, hakkımızı aramanın ve bunu yaygınlaştırmanın
parasız, kolektif emekle yapılabileceğini düşündük. Her yere
ulaşmalı sesimiz; duyanlara, duymayanlara, kentlere, köylere,
mahallelere, yoksul ve yoksun çocuklara en çok da çocuklara
ulaşmalı. Çünkü biz duyduk çocukların seslerini; medyadaki
gibi; 'şirin, mağdur, harika' etiketleriyle değil en çocuk
halleriyle, bu toplumda yaşayan birer birey olarak duyduk.
Çocukların çocukluklarının çalınmasının bugün başlamadığını
biliyoruz. Öğrendik Rıfat Ilgaz'dan, Aziz Nesin'den, Uğur
Kaymaz'dan, Ceylan Önkol'dan...
Evet, bu site; çalışan, çalıştırılan, erken büyüyen, hiç
büyüyemeyen, çocuk olmanın tüm güzellikleri ve zorluklarıyla
dünyanın dört bir tarafında renkleri, sesleri, dilleri
birbirinden farklı, hakları aynı olan tüm çocuklara ait.
Yolumuz
açık olsun.