TOPLAM
ÇALIŞAN ÇOCUK SAYISI 306 MİLYON
TÜRKİYE’DE
HER İKİ ÇOCUKTAN BİRİ EVDE YA DA İŞTE ÇALIŞIYOR
TÜRKİYE’Yİ
ÇALIŞMA KOŞULLARINDA ÇİNLEŞTİRME ÇABASI
RİSKİ ARTIRIYOR
ESNEK
ÇALIŞMANIN HEDEFİ EV İÇİ ÇOCUK EMEĞİ
Türkiye
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma
Enstitüsü’nün (DİSK-AR), Türkiye İstatistik
Kurumu Çocuk İşçiliği İstatistikleri 1994, 1999,
2007 ve Uluslararası Çalışma Örgütü ILO
2000-2004 ve 2004-2008 eğilim araştırması sonuçlarını
kullanarak yaptığı hesaplamaya göre, ev içi çalışan
çocuk sayısındaki devasa artış çocuk emeğinin
azalmadığını aksine ev içine çekilerek artışını
sürdürdüğünü ortaya koydu. Diğer yandan en
kötü şartlarda çalışan çocukların, toplam
çocuk istihdamındaki payı arttı. Çocuk
istihdamındaki düşüş bir önceki döneme göre
hız kesti.
ÇOCUK
İŞÇİLİĞİ İLE “MÜCADELE” SÜRÜYOR
Çocuk
işçiliği, insani gelişim açısından ciddi bir sorun
olarak görünürken, istatistikler çalışan
çocukların önemli oranda eğitim hakkının da gasp
edildiğini ortaya koyuyor. Dünya’da her 5 çocuktan
biri çalışmak zorunda bırakılırken, bu çocuklar
sağlıklı bir çevreden ve temel özgürlüklerden
de mahrum kalıyor, fiziksel, sosyal, kültürel, duygusal ve
eğitsel gelişime zarar veren koşullarda çalıştırılıyor.
Çocuk işçiler ücretsiz işçi ya da ucuz
işgücü olarak ençok
sömürülen kesimi oluşturmaya devam ediyor. Buna karşı
emek alanında çocuk istismarının ortadan kaldırılması
için dünyanın pek çok yerinde projeler
üretiliyor. Asgari Yaş Sözleşmesi ve Çocuk
İşçiliğin en kötü biçimlerinin
bitirilmesine yönelik ILO sözleşmeleri bu alanda atılan
adımlardan bazıları. Çocuk İşçiliğinin
Önlenmesine Yönelik Uluslararası Program (IPEC) bu amaca
hizmet eden bir program. Bu programlar sorunun çözümünde
çok etkili araçlar değil. Kuralsızlığın ve
esnekliğin çalışma yaşamını giderek daha fazla baskı
altına aldığı bu süreçte, kalıcı adımların
atılması için emekten yana programlara ihtiyaç
duyuluyor.
15-17 YAŞ İÇİN
ÇOCUK İŞÇİLİĞİ ARTTI
Dünya genelinde
2008 yılı itibari ile 5-17 yaş arasındaki çocuk sayısı 1
milyar 586 milyon iken çalışan çocuk sayısı (5-17
yaş) 306 milyon düzeyinde. Söz konusu sayı 2004 yılına
göre sadece 17 milyon daha az. Ancak bu azalma tüm gruplar
için geçerli değil. Örneğin 5-14 yaş grubu için
çocuk istihdamı 2004-2008 yılları arasında 196 milyondan
176 milyona gerilerken, aynı zaman diliminde 15-17 yaş çocuklar
için istihdam 2 milyon artarak 127 milyondan, 129 milyona
çıktı. Erkek çocuklarda bu oran kız çocuklarına
göre 4,5 puan fazla olarak gerçekleşti. Buna göre
15-17 yaşındaki her 100 erkek çocuktan 16’sı istihdamda
sayıldı. Toplamda ise 5-17 yaş arasındaki her 5 çocuktan
biri ise istihdamda görünüyor.
Çocuk
emeğinin en kötü biçimleri için ise istihdam
2008 yılı için 115 milyon olarak gerçekleşti. Erkek
çocuklarının 74 milyonu, kız çocuklarının ise 41
milyonu bu tip çalışma biçimlerine muhatap kaldı. Bu
tip çalışma biçimlerinde de 15-17 yaş için
artış gerçekleşti. Söz konusu yaş grubu için
en kötü çalışma koşullarında çalışan
çocuk sayısı 4 yılda 52 milyondan 62 milyona çıktı.
Dünya geneli
için çocukların istihdama katılımında bir azalma
söz konusu iken Alt Sahra Afrika’da çocuk işçiliğinde
artış gözlemleniyor.
ÇOCUK
İŞÇİLİĞİ SAYISINDA DÜŞÜŞ YAVAŞLADI
Türkiye’de
çocuk işçiliğinin önlenmesi konusunda
uluslararası programların bir parçası durumunda. TÜİK
tarafından açıklanan rakamlara göre Türkiye’de
istihdamdaki çocuk işçiliğinin azaltılması yolunda
kaydedilen aşama aynı dönem için dünya genelindeki
eğilimler benzerlik taşıyor. 1999-2006 yılları arasında
istihdam edilen çocuk sayısı 2 milyon 270 binden, 958 bin
düzeyine düştü. Diğer yandan Türkiye
istihdamdaki çocuk işçiliği ile mücadelede
ivmesini kaybediyor. 1994-1999 yılları arasında istihdamdan
çekilen çocuk işçi sayısı yıllık ortalamada
128 bin iken, 1999-2006 yılları arasında yıllık ortalama 74 bin
olarak gerçekleşti.
ÇOCUK
EMEĞİ EV İÇİNE KAYIYOR
Türkiye
açısından bir başka çarpıcı veri ise ev işlerinde
çalışan çocukların sayısındaki olağanüstü
artış. İstihdam içinde değerlendirilmeyen ev işlerinde
çalışan çocukların sayısı 1999 yılında 4 milyon
447 bin iken, 2006 yılında bu sayı 7 milyona ulaştı. Böylelikle
5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların
(istihdama katılan ve ev içinde çalışan) oranı
yüzde 49 oldu.
SANAYİDE ÇALIŞAN
ÇOCUKLARIN ORANI ARTIYOR
Çocuk emeği
ev içine kayarken, çalışma yaşamındaki çocuk
istihdamı tarımdaki çözülmeye bağlı olarak
sanayi ve ticaret alanlarına yöneliyor. Çocuk
istihdamında sanayinin payı 1994’de yüzde 16 iken bu oran
2006 yılında yüzde 28’e yükseldi. 6-14 yaş grubu için
bu oran yüzde 16. Ticaretin payı ise yüzde 8’den yüzde
22’ye çıktı. Tarımdaki istihdam oranı ise üzde
67’den yüzde 41’e geriledi. İstihdamın sanayi gibi ağır
ve ticaret gibi informel ilişkilerin yaygın olduğu iki alana
kayması en kötü biçimlerdeki çocuk
işçiliğinin artığına dair bir işaret olarak görülebilir.
BARDAĞI DOLU
GÖRMEKTEN VAZGEÇMELİYİZ
Çocuk
işçiliğinin önlenmesine yönelik ortaya konulan
çabalara rağmen yeterli bir sonuç alınamamasının
arkasında, emek piyasasının esnekleşmesi ve kuralsızlaşmanın
yaygınlaşması gelmektedir. Kimi sayısal verilerden hareket ederek
Türkiye gerçekliğinin sadece olumlu yanıyla kamuoyunun
bilgisine sunulmaktadır. Halbuki verilerin yüzeyini
kazıdığınızda gerçeklik tüm çıplaklığı
ile ortaya çıkmaktadır. Çocuk işçiliği ile
mücadele dünya çapında benimsenen bir konu haline
gelmiş durumdadır. Bu konuda atılan adımları dikkatle takip
etmekteyiz. Bize ısrarla bardağı dolu yanından göstermeye
çalışıyorlar, oysa bardağın yarısı boş ve bunu
görmeksizin diğer yarısını doldurmak mümkün
değildir. Diğer yandan çalışan çocuklarımızın
sayısı (ev içi çalışma dahil edildiğinde)
artmaktadır. Ev içinde ve informal sektörde en kötü
biçimlerde çalışan çocukların sayısı
artmaktadır. Hükümet, çocuk işçiliği ile
mücadelede samimi ise önce emek alanındaki temel hak ve
özgürlüklerin önünü açmalı,
özgürlükleri kısıtlamaktan vazgeçmeli,
uluslararası sözleşmelerin gereğini yerine getirmelidir.
Çocukların emek sömürüsünden
kurtulmalarının yegane yolu buradan geçiyor. Çünkü
özgürlük yoksa, karanlık tüm gerçekliği
örter ve gelecek kuşaklarda bundan nasibini alır. Çocukların
kurtuluşu, ailelerinin kurtuluşundan ayrı ve bağımsız değildir.
Geçtiğimiz
günlerde yasalaşan 4+4+4 yasası ile zorunlu ilköğretim
yaşı 6-13 yaş aralığına çekilmiş durumda. Bu
durumda ortaokulun bitiş yaşı çocuk işçilik yaşını
fiilen 13’e düşürecek. Bunun
olumsuz sonuçları yakın dönemde görülecektir.
Yine
esneklik başlığı altında evden ve uzaktan çalışmayı
yasal hale getirme çabası ev içinde çalışan 7
milyon çocuğu ilgilendiriyor.
Türkiye’yi
Avrupa’nın Çin’i, doğu illerini ise Türkiye’nin
Çin’i yapma çabası, çocuk işçiliği
açısından, çıraklık, stajyerlik gibi uygulamalar
ile kuralsızlık, esneklik ve güvencesizlik ekseninde ağır
sonuçlar yaratacaktır. İş kazalarında Çin ile
rekabet eden Türkiye, şimdi de çocuk işçiliğinde
Asya tipi bir modeli benimsemiş görünmektedir. Ucuz
İstihdam Stratejisi bunun zeminini yaratma gayretinin ifadesidir.
Türkiye
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma
Enstitüsü