Pages

Uğur Kaymaz’ dan bize kalan vicdan yükü…


Anmalar vardır yas günleri kaybedilenin ardından gerçekleştirdiğiniz çeşitli şeyler…
Bir yakınınızın ölüm yıl dönümüyse onunla geçirmiş olduğunuz anları hatırlarsınız
sesini anımsamaya çalışır, belleğinizde kalan izlere ulaşmaya çalışır,
onu en son gördüğünüzde üzerinde ne vardıya kadar gidersiniz.
Sevdiğiniz bir şairse ölmüş olan o gün onun şiirlerini daha çok okursunuz, yakınınızdakilerle
paylaşır, onu şiirli bir anımsama gününe çevirebilirsiniz, onun sevdiği bir içkiyle
mesela Orhan Veli’yi oturup küçük rakıyla anar acımtırak bir anma günü gerçekleştirebilirsiniz…
Turgut Uyar ise anma gününün sahibi onun için bir kere daha göğe bakarsınız belki…
En sevdiğiniz yazarın ölüm günüyse mesela en sevdiğiniz kitabından en sevdiğiniz bölümleri
tekrar okursunuz, ondan öğrendiklerini anımsar onu anmayı mutlu bir boyuta bile taşıyabilirsiniz.
Sevdiğiniz bir müzisyense anması olan o gün onun şarkısını, türküsünü daha bir duygulu dinlersiniz,
söyleyip ağlayabilir, o şarkının sizde bıraktığı izlerle hüzünlü bir anma gerçekleştirebilirsiniz…
Böyledir anmalar duruma göre, duyguya göre değişir size bıraktığı his ama bazı ölüm günleri vardır ki
o günler anma değildir, o günler çoktan her gün vicdanlarınızda taşıdığınız yürek yüklerine dönüşmüştür…
Çünkü o ölüm gününün sahibi bir çocuktur, sadece bu da değildir o çocuk salıncaktan düşüp bir kazayla
ya da amansız bir hastalıkla ölmemiştir. O çocuk on iki yaşında on üç kurşunla devlet tarafından katledilmiştir.
Geriye on üç kurşunun delip geçtiği bir örgü hırka kalmıştır ondan… Bilemezsiniz o çocuk bir gün şiir yazacak mıydı ?
Ünlü bir yazar olup ölüm gününde en sevilen kitabı anılacak mıydı? Türküler, şarkılar söyleyip sizi duygulandıracak mıydı ?
Bilemezsiniz… Size ondan geriye kalan tek şey her gün yüreğinizde taşıdığınız vicdan yükü, size ondan geriye kalan tek şey
kocaman kapkara bakışların sızısı, size ondan kalan tek şey devlet yaparsa katliam yapar gerçekliği… İşte Uğur’ dan bize
kalan şey budur, Uğur ve devletin katlettiği tüm çocuklar bizim vicdan yüklerimizdir ve biz bu yükü ömür boyu taşıyacağız,
bu nedenle acımız hep içsel, gülüşümüz hep ağlamaklı olacak… Ve unutmamamız gereken şu ki bu güzel çocuklar Uğurlar,
Ceylanlar, Behzatlar ve yüzlercesi hiçbir zaman bizden gitmeyecekler, alışmamız gereken bu ölü çocuk bedenleriyle yaşayıp,
onların ardından ölene dek bu sızıyı taşımak ve işte bundan dolayıdır ki hiç te kolay değil bu yükle yaşamak…

Emek Erez / emekerez.wordpress.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder