Site içi arama

‘Bu devletin 13 yaşındaki çocuktan başka hiç işi gücü yok mudur?’




Gezi Direnişi’nin Çanakkale eylemlerinde sprey boya ile slogan yazdığı iddia edilerek hakkında 2 yıldan 6 yıla dava açılan 13 yaşındaki genç ve ailesi dava ile ilgili konuştu

Çanakkale’de 3 Haziran’da Gezi Direnişi eylemlerinde, İnönü Caddesi’nde yola sprey boya ile ‘Hükümet İstifa’, ‘Faşizme Ölüm’ yazıları yazılmıştı. Polis kameralarının çektiği görüntülere göre yazıları 13 yaşındaki ilköğretim sekizinci sınıf öğrencisi B.T.İ.’nin yazdığı ileri sürüldü.
Savcının sevk ettiği Adli Tıp uzmanı, suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp, davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olduğu kanaatine varıp, B.T.İ.’nin cezai ehliyetinin olmadığını belirten rapor hazırladı. Buna karşın Cumhuriyet Savcısı Ozan Kaya’nın hazırladığı iddianameyle 1′inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘kamu malına zarar vermek’ suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Davanın ilk duruşması, geçen 27 Kasım’da görüldü. B.T.İ., sınavları olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılmadı. Hakim, B.T.İ.’nin bir sonraki celseye polis zoruyla getirilmesine karar verip, duruşmayı erteledi.

‘Bu yaptığım kamu malına zarar vermekse evet verdim’
DHA muhabirinin ulaştığı B.T.İ., yaşadıklarını anlattı. O gün yürüyüş sırasında diğer insanların yaptığı gibi davrandığını belirten B.T.İ., “Abiler sloganlar atıp, yazılar yazıyordu. Değişik geldi ve ben de yazmak istedim. Yarım kalan spreylerden istedim ve ben de belirli yerlere yazılar yazdım. Sonrasında başıma gelmeyen kalmadı. Bu yaptığım kamu malına zarar vermekse, evet o zaman zarar verdim. Ama 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istenmesi biraz fazla gibi geldi bana. Türkiye ‘de bir sürü olaylar oluyor. Çok ciddi şeyler oluyor, böyle hapis cezaları verilmiyor” dedi.

Sprey boya ile yola yazdığı yazılardan birinin ‘Faşizme ölüm’ olduğu ileri sürülen B.T.İ., atılan sloganlardan faşizmi kötü insanlar olarak yorumladığını ve bu yüzden o yazıyı yazdığını da anlattı. İlk duruşmaya, ertesi gün sınavı olduğu için gitmek istemediğini belirten B.T.İ., “Sınavım nedeniyle çok stresliydim. Duruşmaya gitsem sınavda zorlanırdım, bu yüzden gitmedim” dedi.
İlk kez böyle bir olayla karşılaştığını ve çok korktuğunu belirten B.T.İ., ders çalışırken bazen aklına bu konunun geldiğini, nasıl sonuçlanır diye merak ettiğini kaydetti.
Hapis cezası yerine çocuk yetiştirme yurduna gönderilmesi ihtimalinin sorulması üzerine ise B.T.İ., “Yetiştirme yurtları, ailesinin bakamadığı, bazı sorunları olan çocukların kalacağı yer. Ama ailem bana iyi bakıyor” diyerek yanıt verdi.

‘Bu devletin 13 yaşındaki çocuktan başka hiç işi gücü yok mudur?’
Çanakkale’deki Gezi Parkı eylemlerin bazılarına eşi ve çocuklarıyla kendisinin de katıldığını anlatan Bağkur emeklisi 50 yaşındaki baba Tamer İ. ise bunun doğal bir demokratik tepki olduğunu söyledi. Ülkede ileri demokrasiden bahsedildiğini, ancak 13 yaşında bir çocuğun tepkisinin büyütüldüğünü ifade eden Tamer İ., “Bu nasıl çelişki, nasıl demokrasi? Kimin demokrasisi bu, kimin barışı bu? 13 yaşında bir çocuk tepki koyuyor, binlerce insan koyuyor. Binlerce insanı sokağa döken insanlar düşünmeli, ‘Bu kadar insanı niye sokağa döktük?’ diye. Bu ülkenin devletinin, 13 yaşındaki çocuktan başka hiç işi gücü yok mudur?” dedi.

Yargılamanın başından sonuna kadar hatalı olduğunu savunan Tamer İ., “Görüştüğüm bütün hukukçular, bunun bir hukuk cinayeti olduğunu söylüyorlar. Psikolog, oğlumun cezai ehliyetinin olmadığını söylüyor. Bu rapora rağmen savcının iddianame düzenlemesi ve mahkemenin bu iddianameyi kabul etmesi hukuken açıklanacak bir şey değil. Hepimizin çocuğu var. Bunun sadece bir baba olarak bana değil, tarihe de izah edilebilecek bir tarafı yok. Tarih de affetmeyecek onları” dedi.

‘Oğlum ile gurur duyuyorum’
Tamer İ., savcının, hapis cezası verilmemesi durumunda oğlunun kendilerinden alınarak yetiştirme yurduna verilmesiyle ilgili talebine de sert tepki gösterdi. Tamir İ., “Çocuğuma devletten daha iyi bakabilirim. Onu onurlu bir insan, yurtsever olarak yetiştirdim. Tabi bunların bedellerinin olduğunu da biliyorum. Gezi Parkı olaylarının en küçük sanığı olan oğlum bir tarafıyla şaşkın, bir tarafıyla öfkeli. Ama ben oğlum ile gurur duyuyorum” diye konuştu.

Baba, konuyu uluslararası alanda gündeme taşıdığını belirtti:
50 yılda biriktirdiklerimizin tümünü, insana dair ne varsa, ne kadar insan tanıyorsam, Türkiye’de ve Türkiye dışında herkesi seferber ettim, etmeye devam edeceğim. Çocuklarımı efendilere yem etmeyeceğim. Bu ülkede herkes her istediği şeyi yapamaz. Bu kadar basit değil. Bu olay nereye giderse oraya kadar götüreceğim. Avrupa Parlamentosu’na taşıdım, Uluslararası Af Örgütü’ne, Avrupa basınına taşıdım. Dünyada ve Afrika’da her insan bilecek ki, Türkiye’de Çanakkale diye bir memleket var. Bu memlekette 13 yaşında bir çocuk en demokratik tepkisini kullandığı için hapis cezasıyla yargılanıyor. Ama bütün anne babalara sesleniyorum, otursunlar düşünsünler. Bugün benim çocuğuma, yarın herkese. Herkes bu tehlike ile karşı karşıya bu ülkede 
Oğluyla zaman zaman bu davayı konuştuklarını belirten baba, şunları söyledi:
Bir defasında bana ‘Yetiştirme yurduna gitmem hapis yatarım’ dedi. Öyle bir şey söz konusu olursa ne çocuğumu hapse, ne de yuvaya teslim ederim. Bunu da herkes böyle bilsin. Bunun bedeli ne ise bunu da ödemeye hazırım. Hiç kimse çocuğumu elimden alamaz. Hepimiz çok ciddi stres altındayız. Çocuğum çok gergin ve kaygılı. Evin içinde ciddi bir gerginlik. Yaratılmak istenen de buydu. Ama biz bunu atlatırız.
Anne Jale İ. de oğlunun üzülmesinden kortuğu için fazla konuşmak istemediğini belirtip, oğlunun yetiştirme yurduna gönderilmesine izin vermeyeceğini söyledi.

Hapishane olmazsa yetiştirme yurdu
Çanakkale’deki Gezi Parkı eylemlerinde sprey boyayla yerlere sloganlar yazdığı gerekçesiyle 13 yaşındaki B.T.İ. için TCK’nın 152/1 A maddesi gereğince kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yaralanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında mala zarar verme suçundan 6 yıla kadar hapis istemiyle Çanakkale 1′inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Yargılama sonunda mahkeme, suça sürüklendiği iddia edilen B.T.İ.’nin yaptığı eylemi suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabileceğini kabul ederse ceza verecek. Eğer kavrayamadığını değerlendirirse ise 5395 sayısı Çocuk Koruma Kanunu’nda belirtilen 5 ve 7′nci maddeler uygulanıp, ailesinden alınarak yetiştirme yurdunda koruma altına alınabilecek.




 Radikal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder