Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesine bağlı Seyrantepe semtinde bulunan Şehit Başkomiser Fatih Özdil İlköğretim Okulu'nda, kız öğrencilerine okulun Fen Bilgisi öğretmeni yapan D.T. tarafından cinsel tacizde bulunulduğu iddia edildi. Olay, çocukların okulun rehber öğretmeni ile yaptıkları görüşmede, durumu öğretmenlerine aktarması üzerine açığa çıktı. Geçtiğimiz Haziran ayında rehber öğretmeninin, konuyla ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığı'na bağlı Çocuk İzleme Merkezi'ne durumu aktarması üzerine olay adli mercilere taşındı. Cinsel tacize ilişkin DiyarbakırCumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldığı ve soruşturma kapsamında 9 çocuğun ifadelerine başvurulduğu belirtildi.
9 çocuk tacizi anlattı
Mağdur sıfatı ile ifade veren 9 çocuktan 3'nün D.T'nin bizzat kendilerine cinsel tacizde bulunduğunu belirttiği kaydedildi. Diğer çocukların ise kendilerinin değil; ancak diğer arkadaşlarının D.T'nin tacizine maruz kaldığını anlattıkları öğrenildi. Okulun rehber öğretmenleri olaya ilişkin hukuki destek almak amacıyla geçtiğimiz Eylül ayında Ekin Ceren Kadın Merkezi'ne başvuruda bulundu. Davanın açılması ve ailelere duruşmaya çağrı kâğıdının gönderilmesi ile birlikte ailelerin ve rehber öğretmenlerin Ekin Ceren Kadın Merkezi 'ne başvurarak, hukuki destek talebinde bulundukları öğrenildi.
'Başvuru üzerine harekete geçtik'
Ekin Ceren Kadın Merkezi Avukatı Elif Tirenç İpek Ulaş, kendilerine Eylül ayı içerisinde gelen başvuru üzerine harekete geçtiklerini dile getirdi. İpek Ulaş, uzun süre devam eden olayda, okul öğrencisi kız çocuklarının birbirilerini D.T'ye karşı dikkatli olmaları yönünde uyardıkları ve kendilerine diğer öğretmenlerinden farklı yaklaştığını anlattıklarının aktarıldığını belirterek, dosya sanığı D.T'nin ise savcılıkta verdiği ifadede, "Bazen dersleri uygulamalı olarak anlatıyorum. Bu sırada yaşanan bazı olaylar kız çocukları tarafından yanlış anlaşılmış olabilir. Aynı okulda kendi oğlumda var. 21 yıllık öğretmenim. Suçlamaları kabul etmiyorum" beyanında bulunduğunu aktardı. İpek Ulaş, bunun üzerine D.T'nin tutuklama istemi ile nöbetçi mahkemeye sevk edildiğini; ancak nöbetçi mahkeme tarafından "Dosyada çocukların beyanından başka somut delil olmadığı" gerekçesi ile serbest bırakıldığını ifade etti. Çocuk İzleme Merkezi'nde çocukların ifadelerinin alındığında, merkez tarafından çocukların ruh sağlıklarının bozulmadığı ve kişilik gelişim düzeylerinde bir anormalliğin olmadığı raporunun çıkarıldığını belirten İpek Ulaş, "Bu raporlara göre çocukların hepsinin kişilik ve ruhsal gelişimi yaşlarıyla uyumludur ve ifade verirken tüm tutum ve davranışlarından doğru beyanlarda bulundukları anlaşılmıştır" dedi.
'D.T. başka okulda yeniden işe başladı'
Olayın adli mercilerce soruşturulmaya başlamasıyla birlikte istismarcı öğretmen hakkında ayrıca idari soruşturma başlatıldığını ve öğretmenin geçici olarak görevden uzaklaştırıldığını belirten İpek Ulaş, "Ancak idari kurumların kendi aralarında devam eden yazışmalarının dava dosyasına yansımasıyla, kurumların birbirine 'Somut delil olmadığından geçici görevden uzaklaştırma kararının' kaldırılabileceği şeklinde mütalaa vererek görüş alışverişinde bulundukları görülmüştür" diye kaydetti. İpek Ulaş, D.T'nin daha sonra Ofis semtinde bulunan bir okula atandığı ve çalışmaya devam ettiği bilgisini verdi. İpek Ulaş, şunları aktardı: "Gelinen aşamada 23 Aralık 2013 tarihi saat 10.00'da Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dosyanın ilk duruşması görülecektir. Davanın tüm kesimler tarafından takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz."
'Başka çocukların da maruz kalmayacağının garantisi yok'
Ekin Ceren Kadın Merkezi Sosyologu Ayşe Çaçan ise, yaşanılan olayda cinsel istismarda bulunan kişinin eğitimci olarak devam etmesi durumunda, diğer birçok öğrencinin de bu duruma maruz kalmayacağının garantisinin verilemeyeceğini belirtti. Çaçan, çocukların gerek içinde yaşadıkları toplum, gerekse de ailelerinin olaya karşı yaklaşımının çocukların bundan sonraki yaşamlarında ağır bir travma geçirebilme ihtimalinin yüksek olduğu ve bu etkenlerin de olumsuz yönde bir tetikleyici olduğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etti. Çaçan, şöyle devam etti: "Nitekim bu olaya maruz kalan çocuklardan H.Ç. yaşadığı cinsel tacizi ailesine doğrudan anlattığı için ailesi tarafından okuldan alınmış, daha sonra öğretmenler aile ile görüşerek H.Ç'nin yeniden okula gönderilmesi yönünde aileyi ikna etmiştir. Bu çocukların yaşayabileceklerine en açık örnektir."
Çaçan, "Bu dava toplumun her kesimi tarafından takip edilmesi gerekmektedir. Milli eğitimin okullarında, bu tür vakaların yaşanmasının burada eğitim gören çocukların sağlıklı eğitim alamayacaklarının bir göstergesi olacaktır" dedi.
DİHA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder