İnsanlar doğar, yaşar ve ölürler. Yaşamın doğal döngüsünün bir parçasıdır ölüm. Ama her zaman ve her durumda değil. Özellikle de söz konusu olan yaşamlarının daha başlarındaki çocuklar ise. Çocuk ölümleri yaşamın en zor konularından birisidir. Ölüm ve çocuk yan yana anılması bile zor iki sözcükken 2011 yılında Türkiye’de, 815 çocuk önlenebilir sebeplerden dolayı yaşamını yitirdi.
Gündem Çocuk Derneği olarak geçtiğimiz yıl, yaygın basında çıkan haberler, bu haberler ile ilgili yaptığımız araştırmalar ve diğer insan hakları örgütlerinin yayınladığı rapor ve verileri kullanarak 2011 yılında Türkiye’de çocuklarını maruz kaldığı ölümle sonuçlanan yaşam hakkı ihlallerini derleyen bir durum raporu hazırladık.
Rapora göre 1 Ocak 2011 – 31 Aralık 2011 tarihileri arasında Türkiye’de, en az 815 çocuk önlenebilir sebeplerden dolayı yaşamını yitirdi.
Türkiye pek çok diğer konuda olduğu gibi insan hakları alanında da izleme ve raporlama yapabilmek için gerekli olan sistematik ve güvenilir veriye ulaşmanın çok zor olduğu bir ülke. Sistematik ve güvenilir veri eksikliğinden dolayı bu tür raporların en önemli bilgi kaynağı basına yansıyan haberler ve insan hakları örgütlerine doğrudan ulaşan bilgilerle sınırlı kalıyor. Referans alınan basın haberlerinin yeterli bilgi içermemesi, basında fikri takip eksikliği vakaları değerlendirmeyi güçleştiriyor. Basında yer alan vakalar ile ilgili başka kaynaklardan daha fazla bilgiye ulaşmak ise her vaka için mümkün olmuyor. Bu sebeple rapor, çocukların yaşam hakkının ihlali ile ilgili olarak, sınırlandırılmış bir çerçeve içinde, kısıtlı kaynaklardan ulaşılan bilginin derlendiği bir tablo sunmaktadır. Raporumuz, çocukların yaşam hakkı ihlalleri ile ilgili mevcut durum hakkında en az çizgisini çizmekte ve gerçek durumun bundan çok daha vahim olduğuna işaret etmektedir.
815 Türkiye için sıradan bir sayı değil!
815, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme’yi onaylayarak her tek çocuğun yaşamını korumakla yükümlü bir devlet için maalesef utançtır. Sözleşme bir yana, tek bir çocuğun yaşam hakkının ihlali bile kabul edilebilir değilken en az 815 çocuk karşımızda durmaktadır. Bu durum Türkiye’de çocukların yaşam hakkının yaygın bir şekilde ihlal edildiğini göstermektedir.
Türkiye’de çocuklar ölüyorlar
Çünkü Devlet kurumlarında ve/veya kamu personeli eliyle yaygın ihmal ve ihmalin yola açtığı yaşam hakkı ihlalleri karşısında yaygın cezasızlık durumu devam ediyor!
Devletin, çocukların yaşam hakkını ihlal etmeme yükümlülüğü vardır.
Devlet bu yükümlüğünü yerine getirmediği için çocuklar toplumsal olaylarda, kara mayınları ve askeri mühimmatların sebebiyle ya da silahlı çatışmalarda ölüyorlar; yargısız olarak infaz ediliyor hatta katlediliyorlar. Diğer yandan eğitim, sağlık vb. alanlarda kamu görevlilerinin ihmalleri sıklıkla çocukların ölümüne neden oluyor.
Devletin, çocukların yaşam haklarının ihlal edilmemesi için gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü vardır.
Bu yükümlülüğünü yerine getirmediği için yaygınlaşan şiddet kültürü, aile içi şiddet, namus ve çocuk cinayetleri, akran şiddeti, bireysel silahlanma olarak şekil bulup çocukların ölümüne neden oluyor. Çocuklar intihar ediyorlar. İhmal nedeniyle pek çok ölüm vakası var. Trafik kazaları, ev kazaları, kanalizasyon çukuruna, su kuyusuna, göle düşme, ırmakta boğulma vb. kentsel ve kırsal açık alanda yaşanan olaylar, yangınlar, soba gazı zehirlenmesi, besin zehirlenmeleri, elektrik çarpmaları, doğal afetler çocuklar için normalleşmiş ölüm sebeplerine dönüşmüş durumda.
Sonuçta, önlenebilir sebeplerden dolayı 2011 yılında en az 815 çocuk yaşamını yitirdi.
Türkiye çocukların yaşamını koruyamıyor
Yaşam hakkının ihlali beslenme, barınma gibi sadece temel ihtiyaçların karşılanmaması ile sınırlı bir çerçeve değildir. Yaşam hakkı, çocukların hak sahibi, eşit, özgür ve onurlu birer birey olarak, barış içerisinde, iyi ve mutlu bir yaşam sürmesi için için gerekli olan sağlık, sosyal hizmet- sosyal yardım, eğitim ve adalet alanlarının bütüncül bir biçimde ve çocuk merkezli olarak yapılandırılmasını gerektirir.
Yaşam hakkı, temel hakların gerçekleşmesi için ön koşuldur. Ancak görülmektedir ki diğer hakların gerçekleşmesi de yaşama hakkını doğrudan etkilemektedir. Yaşam Hakkı 2011 raporu göstermektedir ki ülkemizde çocukların yaşam hakkının yaygın ihlali çocukların diğer pek çok alanda yaşadıkları hak ihlallerinin kaçınılmaz bir sonucudur! Açıktır ki bütüncül bir çocuk politikası olmadığı müddetçe çocukların yaşam hakkını korumak mümkün olamayacaktır.
Çocuk ölümleri cezasız kalıyor
815 gibi çarpıcı bir rakamla bizi karşı karşıya bırakan en önemli sebeplerden birisi de cezasızlıktır. Raporun incelediği vakalara bakıldığında pek çok yaşam hakkı ihlalinde etkin, kapsamlı ve caydırıcı bir soruşturma yürütülmediği, sorumluların ortaya çıkarılmadığı ve yargılanmadıkları görülmektedir. Sonuçta, çocukların yaşam hakkını ihlal edenler pek çok durumda cezasız yasalarla tanımlanan yaşam hakkının korunacağına dair güvence ise sözde kalmaktadır.
Sonuç olarak içinde bulunduğumuz yılın sonunda yine böyle bir tablo ile karşılaşmamak için kamuoyunu konuya sahip çıkmaya ve Devlet yetkililerini ve hükümeti harekete geçmeye çağırıyoruz.
Kaybedecek zamanımız da tahammülümüz yok.
Harekete geçmemiz için daha kaç çocuk ölmeli?
Gündem Çocuk Derneği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder