Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, süt bankası konusundaki tartışmalara yanıt vererek, “Kamuoyundan gelen bütün tereddütleri de değerlendirerek, tedbir kısmını güçlendirmeyi ve tereddüt kalmayacak noktaya taşımayı hedefliyoruz. Annenin yalnız bir süt çocuğunun olmalı, cinsiyetler arasında fark olmamalı” dedi.
Bakan Müezzinoğlu, Hekimevi'nde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Anne sütünün yerini tutabilecek herhangi bir besin olmadığını söyleyen Müezzinoğlu, hiçbir tereddüdün kalmayacağı önlemler almayı düşündüklerini dile getirdi. Kamuoyundan gelen bütün eleştirileri ve bu konudaki tereddütleri değerlendirerek, önlem kısmını güçlendirmeyi hedeflediklerini vurgulayan Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
“Bir annenin yalnız bir tane süt evladı olmalı, yani sütünü yalnızca bir çocuğa vermeli. Kız çocuğu doğurduysa, o süt bir başka kız çocuğuna verilmeli. Annenin sütü tıbbi anlamda tüm tetkikler yapıldıktan sonra alınmalı, ailenin rızası olmalı. Alacak ailenin de rızası olmalı. Yani şartlar arasında rıza ve sütün tıbbi anlamda sağlıklı oluşu, annenin yalnız bir süt çocuğunun olması, cinsler arasında fark olmaması yer alıyor. Süt kardeşliği, nüfus kütüklerine işlenmeli ve nüfus kütüğünde her iki tarafın kardeşleri bilgi altında olmalı. Her 5 yıllık periyotlarla, en az 5 defa yani 25 yaşına kadar çocuklara kardeşleriyle ilgili bilgi notu kurum tarafından verilmeli. Ailelerin rızası varsa, biz bebeğin dini anlamında kural koymayız. Biz insana hizmet ediyoruz. Burada bebek, bebeğin sağlıklı beslenmesi ve sağlıklı gelişmesi ihtiyaç. Tedbir olarak da o ailenin duyarlılık gösterdiği durumda bizim söz hakkımız olmaz. Süreç içinde detayları tartışacağız.”
Diyanet İşleri Başkanlığı ile görüştüklerini ifade eden Müezzinoğlu, “Bu işin doğru olduğunu,hayırlı olduğunu söyledi. Kimse buna zararlıdır demiyor. Ama tedbir kısmındaki tereddütleri konuşuyoruz. Bu tereddütleri sıfırlayabildiğimiz gün, uygulamaya geçeceğiz. Yahudi ve Hıristiyan cemaatini de aradım, kendilerinden görüş bekliyorum. Tüm taraflardan görüş alınacak” dedi.
Diyanet İşleri'nin konuyla ilgili yaptığı açıklama ve sunduğu 'şartlar'
"Ancak bu hüküm meselenin özüne yönelik olmayıp, kendilerinden süt alınan anneler ile süt verilen bebekler arasında oluşacak süt akrabalığı konusunda hassasiyet gösterilmeyerek, sütlerin ve süt akrabalıklarının karışması sonucu dinin yasakladığı evliliklere götürebileceği endişesinden kaynaklanmaktadır.
Prensip olarak, ihtiyaç duyulması halinde çocuklara annelerinden başka kadınların sütlerinin emzirme yoluyla verilmesinde bir sakınca olmadığı gibi, kadınlardan alınan sütlerin bekletilerek daha sonra ihtiyaç duyan bebeklere verilmesinde de sakınca yoktur. Ancak, süt akrabalığının getireceği evlilik yasaklarının ihlal edilmemesi için her türlü tedbirin alınması ve bu tedbirlerin hassasiyetle uygulanması gerekir."
"1. Süt verecek kadının kendi çocuğunu sütten mahrum bırakmaması,
2. Başka kadının sütünü içen çocuklar arasında oluşacak mahremlik dairesini, olabildiğince daraltmak için, pratik bir tedbir olarak, bir kadından alınan sütün sadece erkek veya sadece kız çocuklara verilmesi,
3. Süt veren kadın ile süt verilen çocuğun kimliklerinin, kayıt altına alınması ve bu bilginin her iki tarafa da verilmesi,
4. Bu hususun yasal düzenleme ile güvence altına alınması,
5. Evliliğe engel teşkil eden süt akrabalığı dairesinin daha da genişlememesi için, birden fazla anneye ait sütlerin karıştırılmaması,
6. Süt veren anneye, masrafları dışında bir ücret verilmemesi, alınan sütlerin para karşılığı satılmaması,
7. Kendi annesinin sütü ile beslenme imkanı bulunan çocukların, bu sistemden yararlandırılmaması."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder