Çocuk yayıncılığı son yıllarda ciddi bir gelişme gösterdi. Artık sadece büyük yayınevlerinin bir alt başlığı olmanın ötesinde sadece bu alanda yayıncılık yapan kitapevlerinin sayısında da ciddi artış var. Kitap fuarlarında en çok ilgi gören standlar çocuk yayınlarına ait olanlar.
Ancak pazarın büyümesi niteliğin de aynı oranda arttığı anlamına gelmiyor. Eğitimci Yusuf Çopur’un ifadesiyle “Okutalım kazanalım”dan çok “satalım kazanalım” bakış açısı oluşmaya başladı. Okurlar açısından da durum pek parlak değil. Çocuk okurlar bu çeşitlilik içinde beklentilerini karşılayacak güçlü edebiyat ürünleri bulamamaktan yakınıyor. Biz de çocuk edebiyatında neyin eksik kaldığını yazar ve yayıncılarla konuştuk.
Satalım kazanalım bakış açısı oluştu
Yusuf Çopur
Eğitimci-yazar
Çocuk edebiyatı çocuklar için mi yapılıyor?
Öyle olduğuna inanmak istiyorum. Onların dünyalarını anlatmayan, hayallerine dokunmayan eserlerin zaten yaşama şansı yok. Okuma eylemi bir gönül işidir. Zorla hiçbir çocuğa bir kitabı okutamaz en önemlisi sevdiremezsiniz. Bu nedenle içim rahat aslında. Çünkü çocuklara rağmen çocuk edebiyatı olamaz, buna en başta onlar izin vermez.
Çocuklar neden çocuk kitaplarından memnun değil?Memnun olmadıklarını düşünmüyorum. Şuna katılırım. Bu alanda çok fazla eser yayınlanmaya başlandı. Özellikle son dönemlerde öğrenci yazar buluşmalarının Milli Eğitim kurumlarınca sahiplenmesi bu alandaki pazarı hareketlendirdi. Ve sadece adı kitap olan yüzlerce eser piyasaya sürüldü. “Okutalım kazanalım”dan çok “satalım kazanalım” bakış açısı oluşmaya başladı. Beni umutlandıran ise eserlerini davranış enstitülerine okutan, çocuk gelişimini ve psikolojisini öncelik edinen, çağı yakalayan ve önceliği çocuk dünyası olan yayınevlerinin de oluşudur ki sayıları hiç de az değil.
Çocuk edebiyatı ciddiye alınmıyor mu?Çocuk edebiyatı birilerinin görmezden gelmesiyle yok olmayacak kadar büyüdü ve saygın bir yer edindi edebiyatımızda. Değerli Gülten Dayıoğlu'nun yazarlık hikayesi geldi aklıma: Dayıoğlu öğretmen bir yazar olarak yıllarca küçümsendi, “boş işlerle” uğraşmakla itham edildi. Ama o yılmadı ve sadece yazdı. Bugün çocuk edebiyatımız ciddi bir alan olarak kabul ve saygı görüyorsa bunda onun çok fazla payı olduğunu düşünüyorum.
Nitelikli ve çocuk okuru doyuracak kitaplar yazabilmek için nasıl bir
bakış açısına sahip olmak gerekir?En kısa cevapla çocuk kalmak gerekir. Onları yakından tanımak, onların önceliğini ve heyecan, hayallerini bilmek gerekir.
Çocuklar neden çocuk kitaplarından memnun değil?Memnun olmadıklarını düşünmüyorum. Şuna katılırım. Bu alanda çok fazla eser yayınlanmaya başlandı. Özellikle son dönemlerde öğrenci yazar buluşmalarının Milli Eğitim kurumlarınca sahiplenmesi bu alandaki pazarı hareketlendirdi. Ve sadece adı kitap olan yüzlerce eser piyasaya sürüldü. “Okutalım kazanalım”dan çok “satalım kazanalım” bakış açısı oluşmaya başladı. Beni umutlandıran ise eserlerini davranış enstitülerine okutan, çocuk gelişimini ve psikolojisini öncelik edinen, çağı yakalayan ve önceliği çocuk dünyası olan yayınevlerinin de oluşudur ki sayıları hiç de az değil.
Çocuk edebiyatı ciddiye alınmıyor mu?Çocuk edebiyatı birilerinin görmezden gelmesiyle yok olmayacak kadar büyüdü ve saygın bir yer edindi edebiyatımızda. Değerli Gülten Dayıoğlu'nun yazarlık hikayesi geldi aklıma: Dayıoğlu öğretmen bir yazar olarak yıllarca küçümsendi, “boş işlerle” uğraşmakla itham edildi. Ama o yılmadı ve sadece yazdı. Bugün çocuk edebiyatımız ciddi bir alan olarak kabul ve saygı görüyorsa bunda onun çok fazla payı olduğunu düşünüyorum.
Nitelikli ve çocuk okuru doyuracak kitaplar yazabilmek için nasıl bir
bakış açısına sahip olmak gerekir?En kısa cevapla çocuk kalmak gerekir. Onları yakından tanımak, onların önceliğini ve heyecan, hayallerini bilmek gerekir.
ESTETİK/ SANSÜR / ÇOCUK / BİLİNÇALTI
Zeynep Delav
Psikolog
Cümleye neresinden başlarsak başlayalım, mevzu bir sorunu analiz etmek ise, sorunlu yerin başucuna gelmeden önce o sihirli cümleyi kullanırız “Çocukluğunuza inelim” daha modern bir ifadeyle “geçmişe yolculuk” yapmamız gerekir. O hep en parlak yerini koruyan çocukluğumuz ise, okuduğumuz kitaplardan fazlasıyla beslenir. Öyle ki; okuduğu kitaplar çocuğu çok farklı dünyalara götürür. Kitapta boy gösteren kahramanlar, ya avuç avuç hayal kurmayı öğretir ya da var olan hayallerini elinden alır, hem de büyük bir ustalıkla yapmasına gerek yok, geri dönüşüm kutusu gibi olan bilinçaltı zaten hazırdır. Piyasada fazlasıyla bulunan çocuk kitapları arasında, keşfetme duygusundan yoksun, akıl veren, üst söylemci kitaplarla dolu ne yazık ki. Dil ve estetik açısından çok önem verdiğimiz kitaplarda bile olabiliyor.
İtalyan yazar De Amicis’ın bir çok dile çevrilen ve en popüler çocuk kitabı olan bilinen “Çocuk Kalbi” romanı, çocuğun dünyasıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan milliyetçi duygunun hakim olduğu bir dille yazılmıştır sözgelimi. İdeolojik ve didaktiktir ama evet, dil açısından oldukça zengindir.
Kimi zaman çocuk kitaplarını “bedava” dağıtan ya da çok ucuz bir maliyetle satılan çocuk kitapları beni hep düşündürmüştür. Çünkü çocuk kitapları dil seviyesini düşürüp bir şeyler anlatmak, oyalamak ya da sindirmek için yazılmamalıdır. Aksine bu yayıncılık kolu yetişkin kitaplarından çok daha fazla titizlik gerektirir. Hem dil ve estetik açıdan zengin hem de en bilinçaltı na taarruzda bulunmayacak çocuk kitapları elbette var, iş onları büyükler eşliğinde çocuklara ulaştırmakta…
Burcu Aktaş
Yazar
Çocuk edebiyatı tabii ki çocukların da okuyacağı kitapları kapsar ama bir çocuk kitabı 7 yaşında biri tarafından da okunabilir, 70 yaşında biri tarafından da okunabilir.
Çocuk kitaplarından memnun olan birçok çocukla karşılaşma fırsatım oldu. Okudukları kitapları çok seven, onlara başka dünyalar açtığını söyleyen çok çocuk tanıdım. Zaten okur
olarak o kadar objektif ve istikrarlılar ki kendi kararlarını sağlam bir şekilde veriyorlar. Yani tablo o kadar karanlık değil benim gözlemlediğim kadarıyla.
Çocuk edebiyatı diye bir alan ve bunun edebiyatın bir türü olduğu konusu oturmuş bir durumda değil ülkemizde ama çocuk edebiyatı dünyada çok çok önemseniyor. Aslında çocuğa bakışımızda taşıdığımız sorunlar çocuk edebiyatına bakışımızda da var.
Bir yazar olmak ve bir çocuk kitabı yazarı olmayı terazinin ayrı kefelerine koymamak gerekir diye düşünüyorum. Dolayısıyla üstten bakan bir üsluba, okurunu “küçülten” bir anlayışa sahip olmamak gerekir bence.
star
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder