Küba’da çocuklar ve gençler, kendilerine sunulan parasız eğitim, parasız sağlık hakları sayesinde, fiziksel ve zihinsel yeteneklerini tam olarak geliştirebilmenin tadını çıkartmaktalar.
Küba’da, tutuklu bulunan herhangi bir çocuk var mı!
Şayet bunu doğrulayan, herhangi gerçek bir şey bulunsaydı, bu, Amerika Birleşik Devletleri’ni ve Miami’deki Küba karşıtı mafyayı çok sevindirirdi. Ayrıca bu, devrime karşı süren topyekûn medyatik savaşın, zincirlerinden boşanmasına da neden olurdu.
Küba’ya yönelik bu kadar kötü bir düşüncenin, ülkesini, çocuklarını terk eden ve yasa dışı yolları kullanarak adadan kaçan kişilerden uzak olmadığını biliyoruz. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan aileler çocukları ile buluşabilmek için, Küba hükümetini, onlara ülkeden çıkış vermediği ve onları hapsettiği gerekçesiyle suçlayarak şimdi çocuklarını geri istiyorlar.
Küba Devrimine yönelik bu bitmek bilmeyen 50 yıllık kirli medyatik savaş, bu durumun Amerikan hükümetinin adadan normal, yasal kurallara uygun çıkışlara karşı yaptırımlar koymasından kaynaklandığının anlaşılmasına izin vermiyor.
1959–1962 yılları arasında göç eden 274.000 Kübalının ilk giden 70 000’nin, herhangi bir yasal işleme tabii tutulmaksızın Amerika’ya girebildiklerini anımsıyoruz. Bunlar içinde çok azının, kapitalist egemenliği ve sömürüyü sonlandıran önlemlerden veya devrimin adaletinden kaçmak dışında bir gerekçesi vardı.
1960–1962 yılları arasında Amerika hükümeti tarafından finanse edilen ve adada bulunan Katolik kilisenin büyük desteği ile organize edilen Peter Pan operasyonu çerçevesinde 14.000’den fazla Kübalı kız ve erkek çocuğun ailelerinden koparılarak, komünist doktrini önlemek için kuzeye götürülüşlerini unutmuyoruz. Ticari ve diplomatik ilişkilerin bozulması, iki ülke arasındaki uçuşların askıya alınması ve Küba devrimine karşı çok saldırgan bir politikanın uygulanması sonucu bu çocukların birçoğu ailelerini hiç göremediler. Evet, Amerika hükümetinin, Küba’nın gelişen devrimine karşı uyguladığı vahşi ve nefret dolu politikası bu binlerce çocuğu mahkûm durumuna düşürdü.
Daha sonra adadan üç göç dalgası daha gerçekleştirildi: 1965 Camarico; 1980 El Mariel ve 1994 yılında yaşanan ve balseros (feribot kullanıcıları) krizi olarak bilinen dalga. Bu yaşananların hepsinin ardında, ekonomik faktörlerden bağımsız daha fazla siyasi faktörleri kışkırtan “Ajuste Cubano” yasası bulunuyor. 1966 yılında yürürlüğe giren bu yasa, ABD ye gitmek isteyen Küba vatandaşlarına birçok ayrıcalık tanıyor. Bu yasa ile ülkeden illegal bir şekilde çıkacak olanlara cesaret veriliyor. Kübalılara tanınan bu ayrıcalık, ne Haitililere ne Meksikalılara ne Salvadorlulara ne de herhangi bir ülke vatandaşına tanınıyor.
Havana’da bulunan Amerikalıların Çalışma Ofisi [La Oficina İntereses de los Estados Unidos (vize ofisi); Küba’da 1961 yılından beri Amerikan Büyük Elçiliği bulunmuyor, ç-n], çocukların ebeveynlerinin çaresizliğini ve nefretini artırmak için onları kullanıyor (www.cubaminrex.cusitesinden alındı). Kaçışlar sırasında, denizde sık görülen zorluklar nedeniyle botlarda ölen, kız ve erkek çocukların miktarı neden açıklanmıyor.
Evet, yorumcuların ara sıra belirttikleri gibi “Küba’da tutuklu çocuklar var”, çünkü Amerika Birleşik Devletleri, normal mevzuata uygun olarak belirlenmiş miktarda aileleri ve hatta onların çocuklarını, öteki ülkeye seyahat etmelerini engelleyerek, göçmen yasalarını ihlal ediyor. Bunu devrimi istikrarsızlaştırmak için bir faktör olarak kullanıyor.
Birleşmiş Milletlerin, Cenevre’den gelen 2 Ekim 2008 tarihli açıklamasına göre, bir milyon çocuk hapiste bulunuyor. Bizler, bu çocuklardan hiçbirinin kesinlikle Kübalı olmadığını iddia ediyoruz. Oysa Amerikan hükümeti tarafından, Guantanamo cezaevinde tutulduktan sonra serbest bırakılan, Türk kökenli Almanya vatandaşı Murat Kurnaz, “Terörist suçlamasıyla tutuklanan 8 yaşındaki bir çocuğa canilerin işkence ettiklerini ve işkence sonucu ölmüş bir çocuğu” kendi gözleriyle gördüğünü açıklıyor (www.taringa.net). Yine www.mundoarabe.org sitesi, 2400 tane reşit olmayan, hatta 10 yaşındaki çocukların, Irak’taki işgal güçlerinin elinde tutuklu bulunduklarını belirtiyor.
Büyük çoğunluğu Amerikalılardan oluşan bu cesur işgal güçlerinin zaferlerinden birkaç örnek: “Amerika ordusu, Irak’ın Beiyi kentinde rehine olarak 5 çocuğu kaçırdı. (www.nodo50.org/ıraq, 16 Ağustos 2005). 24 Nisan 2003 tarihli www.aporrea.org sitesine göre Guantanamo’daki ABD askeri üssünde tutuklu çocuklar bulunmakta. Anti terörist haçlı seferinde bulunan Sayın Bush, Bu çocukları “düşman savaşçılar” olarak nitelendirmekte. (Dünya Çocuk Günü’nde Uluslararası Af Örgütü, ABD Başkanı George W. Bush’e bir kez daha Guantanamo’daki ABD askeri üssünde hala çocukların tutulduğunu hatırlatıyor. Nisan 2003’de ABD yetkilileri burada tutulanlar arasında 13 yaşında çocuklar dahi olduğunu açıklamıştı.http://www.amnesty.org.tr/yeni/index.php?view=article&catid=62&id=149&option=com_content, ç-n).
Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi’nin sitesindeki açıklamaya göre, İsrail’in işgal ettiği bölgelerde 2000 den fazla Filistinli çocuk hapishanelerde tutuluyor. Bu çocukların, işkenceden uzakta oldukları söylenebilinir mi? (www.fdlpalestina.org)
Birleşmiş Milletler Haber Merkezinin, 3 Ekim 2008 tarihli yayınının ilk sayfasında, çocukların 17 silahlı çatışmaya katıldıkları iddia ediliyor. www.mediosparalapaz.org sitesi de, Haziran 2007 tarihli yayınında, 85 ülkede, 300.000 bin çocuk askerin bulunduğunu açıklıyor.
İddia ediyoruz ki, ne tutuklu ne de asker olan, hiçbir Kübalı çocuk yoktur.
Rebelion
çeviri: Atiye Parılyıldız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder