Şiddetsiz bir hayat ve şiddetsiz bir dünya her insanın hakkı. Ensest insanlık ayıbı. Onuru çiğnendiği için zifiri karanlıkta yaşayan kurban çocuğu aydınlığa çıkartmak insanlık görevi.
Karnı ağrıyan 15 yaşındaki kız çocuğunun 26 haftalık hamile olduğu anlaşılıyor, hastanede.
Kız çocuğunun tecavüzcüsü o zamana dek ‘öz’ diye bildiği aslında üvey olan baba.
Mütecaviz mahkemede suçlamayı kabul etmese de DNA testi tacizi doğruluyor.
Sonuç mu? Mütecaviz 30 yıl hapis cezası alıyor. Doğan bebek devlet korumasına alınıyor. 15 yaşında anne olan çocuğun zifiri karanlığa bürünen dünyası...
Bu tür haberler http://haber.gazetevatan.com/yillarca-kucuk-kiza-tecavuz- bana hep Nazan Öncel’in, ensest kurbanı bir kız çocuğunun ağzıyla yazdığı Demirden Leblebi şarkısının sözlerini aklıma getirir: Kalbim kırık öleceğim / Bilmem ne halt edeceğim / Elimden alınan hayatım / Çalınan masumiyetim.
Haber enseste; aile içindeki çocuk-gençlere yöneltilen cinsel şiddete dair genel doğruları içeriyor. Kurban kız çocuğu; yaşı 15. Saldırgan aile üyesi; yaşı 39. Taciz kurban sustuğu ya da korktuğu için ya da başka nedenlerle saklı kalmış. Kurban hamile kalmasa tacizin sürmesi olası.
Haberde yer almasa da enseste dair diğer genel doğruların, mesela kurbanın saldırganı tehdit veya ödül ya da her ikisini kullanarak tacizin saklı kalmasını sağladığını, tacizin dokunma ve okşamayla başlayıp ardından şiddetin debisinin arttığını bu vaka özelinde de söylemek mümkün. Annenin öncesinde tacizi bilip bilmediğine ilişkin bilgi haberde yer almıyor.
Ensestin her tür sosyo-ekonomik ve kültürel çevrede yaşandığı, kurban ve saldırganın her çeşit ırk-etnik-din-meslek gruptan olabileceği, saldırganın 'normal' insanlardan olduğu ve genellikle ağır psikiyatrik hastalığının olmadığı, ailelerin ensest olgusunun varlığına inanması kadar gerçeği kabullenmesinin zor olduğu, tacizi bildiği halde susarak üstünü örten annelerin sayısının yüksek olduğu da sair doğrulardan.
Ensest kurbanı çocuğun zifiri karanlıktan çıkartılması insanlık görevi.
Çocuğun onurunu çiğneyen ensesti bildikleri halde engellemeyenler ve sonuçlandırmayan(lar) da insanlık suçlusu.
Velev ki yukarıdaki haberdeki kurban çocuğun annesi tacizi hamilelikle sonuçlanmadan önce kızı söylediğinde inanmamıştı; reddetmişti; umursamamıştı; susmuştu; kızı yerine kocasına inanmıştı; kocası yerine kızını suçlamıştı; kurban kızını alıp evden kaçmıştı; tacizi sonlandırmak için saldırgan kocasının karşısına dikildiğinde ondan ölümüne şiddet görmüştü; saldırganın tehditlerinden korkup geri çekilerek sinmişti; kurban çocuğunu ev-çevreden uzaklaştırmıştı; saldırgana şiddet uygulamıştı; mağduriyeti sonlandırmayı başaramayınca pes etmişti; adli makamlara ve güvenlik güçlerine –birçok nedenle- ihbarda bulunmamıştı. Bu anne adaletin pençesinden –bir şekilde- kurtulsa bile vicdanı onun peşini bırakacak mı?
Velev ki yukarıdaki haberdeki kurban kız çocuğunun annesi tacizi doktorlar “kızınız 26 haftalık hamile” dediğinde öğrendi.
Bir annenin; 15 yaşında kendisi daha çocuk olan kızının anne olacağını, üstelik bebeğin babasının kendi kocası olduğunu, aynı evde yaşadığı çocuğunun –hem de uzun süredir- zifiri karanlıkta olduğunu öğrenmesinden daha acı, daha yıkıcı bir şey olamaz herhalde hayatta.
Çünkü ensesti ortaya çıkarmak -asıl olarak ve öncelikle- annelerin işi. Anneler bu konuda daima, en azından tek gözü açık olmak zorunda.
Şiddetsiz bir hayat ve şiddetsiz bir dünya her insanın hakkı. Ensest insanlık ayıbı.
Onuru çiğnendiği için zifiri karanlıkta yaşayan kurban çocuğu aydınlığa çıkartmak insanlık görevi.
Bildiği halde ensesti engellemeyenler ve sonuçlandırmayanlar insanlık suçlusu.
Tecavüze sessiz kalma; ses ver!
* Şadiye Dönümcü / Sosyal hizmet uzmanı / bianet