Mevsimlik tarım işçileri mülteci hayatı yaşarken çocukları çok daha zorlu koşullarla karşı karşıya. Çocuklar çadırlarda yaşam sürdürürken hastalıklarla boğuşuyorlar. |
Türkiye ’de mevsimlik gezici tarım işçileri oldukça zor koşullarda yaşıyor. Ailelerin çocukları için ise durum çok daha kötü. Tarlalarda günde ortalama 10 saat çalışan, yüzde 97’si okula gidemeyen çocuklar bir yandan da hastalıklarla boğuşuyor.
2004 yılından beri mevsimlik gezici tarım işçileri konusunda çalışmalar yapan Kalkınma Atölyesi’nin tarım göçünden etkilenen çocuklarla ilgili yaptığı araştırma çarpıcı sonuçlar verdi. Atölye’nin Adana-Mersin, Ordu, Şanlıurfa ve Yozgat’ta mevsimlik ve gezici tarım işçiliğine giden ailelerin zorunlu eğitim çağındaki 6-14 yaş grubu 354 kız ve erkek çocukları üzerinde gerçekleştirdiği araştırma, özellikle sağlık ve eğitim konularında çocukların zorlu hayat şartlarını ortaya koyuyor. Araştırmada yüzde 30.8’inin naylon ya da kamış çadırlarda, yüzde 47.2’sinin ise bez ya da branda çadırlarda kaldığı tespit edilen çocuklar, aynı aileden kadın -erkek bireylerle ortalama 8-9 kişi birlikte kalıyor. Araştırmaya Ordu’dan katılan bir çocuk sözlü olduğunu söylerken Adana-Mersin’den katılan bir çocuk da nişanlı olduğunu belirtti.
Çocukların kaldıkları yerlerdeki en büyük sorunlardan biri sağlık. Mevsimlik tarım işçisi aileler çoğunlukla atık su sisteminin bulunmadığı yerlerde yaşıyor. Dolayısıyla çocuklar banyo ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekerken banyo yapma sıklıkları; yüzde 23.9’u üç günde bir, 41.5’i haftada bir, 5.7’si iki haftada bir 0.6’sı üç haftada bir, 2.8’i ayda bir şeklinde oluyor. Buna paralel olarak da sağlık sorunları tarım göçünden etkilenen çocukların yakasını bırakmıyor. Çocukların büyük çoğunluğu sık sık nezle olurken, baş ağrısı, baş dönmesi ve bel ağrısı en çok şikayet ettikleri rahatsızlıklardan. Öte yandan araştırmaya katılan çocukların yüzde 19.7’sinin sıtma, 18.5’nin de dizanteri olduğu tespit edilirken, yüzde 54’ünün düzenli olması gereken aşılarını olmadığı belirlendi.
Eğitim imkansız
Tarım göçünden etkilenen çocuklar hakkında elde edilen en vahim verilerden biri de eğitim konusu. Araştırmaya katılan 354 çocuktan 342’sinin bir okula kaydı olmadığı belirlendi. Buna karşın çocukların yüzde 96.5’i okul hakkında olumlu şeyler düşünürken sadece yüzde 3.5’i okulu sevmediğini söylüyor. Okulu sevmeme gerekçeleri ise genel olarak; arkadaşlar arasında yaşanan kavga ve maruz kalınan şiddet, derslerin boş geçmesi, öğretmenlerin kızgın, sınıfların kalabalık, matematik ve Türkçe gibi derslerin zor olması, tuvaletlerin çok pis kokması, sert okul yönetimi ve okula sürekli gidemedikleri için okulda istenmediklerini düşünmeleri.
Tarım göçünden etkilenen çocuklar hakkında elde edilen en vahim verilerden biri de eğitim konusu. Araştırmaya katılan 354 çocuktan 342’sinin bir okula kaydı olmadığı belirlendi. Buna karşın çocukların yüzde 96.5’i okul hakkında olumlu şeyler düşünürken sadece yüzde 3.5’i okulu sevmediğini söylüyor. Okulu sevmeme gerekçeleri ise genel olarak; arkadaşlar arasında yaşanan kavga ve maruz kalınan şiddet, derslerin boş geçmesi, öğretmenlerin kızgın, sınıfların kalabalık, matematik ve Türkçe gibi derslerin zor olması, tuvaletlerin çok pis kokması, sert okul yönetimi ve okula sürekli gidemedikleri için okulda istenmediklerini düşünmeleri.
Kalkınma Atölyesi sorumlusu Ertan Karabıyık, çocuk işçiliğinin devlet kontrolünün dışında olduğunu belirterek yetkililerin daha fazla çalışması gerektiğini belirtti. Karabıyık, konuyla ilgili neredeyse hiç bir resmi araştırma olmadığına dikkat çekerek tarlalarda çalışan çocuklarla ilgili daha fazla duyarlılığın gelişmesinin önemli olduğunu kaydetti.
Mehmet Bilber (Radikal)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder