'...çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler!'
Nazım Hikmet RAN
'Şeker
Bayramı' bugün, ne kadar da masum, ne kadar da kulağa hoş geliyor. Çocukların
kapı kapı dolaştığı, sevgili büyüklerinden, güzel dileklerle birlikte
aldıkları, tatlı, renkli, çeşit çeşit şekerler... Şeker yiyebilen çocuğun
yüzündeki mutluluk...
Biraz da meraktır, bayramlarda, o kapı zilini çaldıran. Başka evlerdeki hayata, evlerin içinde ne olduğuna duyulan merak. Gittikçe çoğalan şekerlerin, hepsi yenemez bir anda. O şekerleri paylaşmak gerek ama, aslında herkesin hayatından bir parca alıp kendi hayatına katmak gerek. Kattıkça büyümek, büyümek, hayallerde..
Peki ya
büyüyemeyen, hayal kuramayan, aslında şeker vermesi gereken, koruyup kollaması
gereken yetişkinlerce, hayalleri söndürülen çocuklar... Ve gözümüzün önünden
gitmeyen, bir gazete puntosuna sığdırılan yaşamlar?
“Şırnak’ın Silopi ilçesinde bir bakkal dükkânında kafasına gaz
bombası isabet eden iki yaşındaki Elif Güngen komada...”
“Ağrı’nın Patnos ilçesinde hayvan otlatırken buldukları
mühimmatın patlaması sonucu üç çocuk yaralandı, sekiz yaşındaki Baran Özyolcu
yaşamını yitirdi...”
"Okmeydanı’nda 14 yaşındaki Berkin Elvan, polisin attığı
gaz bombasıyla başından vuruldu..."
"14 Yaşında 11 Kişinin Tecavüzüne Uğrayan Çocuğun
Avukatı Anlatıyor..."
"Eskişehir’de 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail
Korkmaz’ın dövülerek öldürülmesiyle ilgili..."
"Gündem Çocuk Derneği’nin, Gezi Parkı raporuna göre, 25
Haziran itibariyle en az 294 çocuk gözaltına alındı..."
"Gezi
eylemleri sırasında, çocuklar
biber gazı, tazyikli su, dayak, mermiyle tanıştı..."
"Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde, bahçede bulduğu havan
mermisinin patlaması sonrasında yaşamını yitiren Ceylan Önkol, 12
yaşındaydı..."
"Sadece 12 yaşındaki Uğur Kaymaz tam 13 kurşunla
katledildi. Bundan 8 yıl önce gerçekleşen katliamın yarası hala çok büyük…"
"Tayyip
afişi yırtan 3 çocuk Başbakan'a hakaretten adliyede..."
"Bayrama,
sokakta uyuyarak giren üç çocuğun resmi..."
Şeker yemeleri
gereken yaşta, ölen, katledilen, darp edilen, göz altına alınan, onlarca
çocuk...
Düşünürken onları, çocukluğumda en sevdiğim, bayram şarkısı dolanıyor
dilime:
'Bugün
bayram
erken kalkın
çocuklar...
Giyelim en
güzel giysimizi!'
Ama mutlu
etmiyor beni eskisi gibi...Çünkü İzmir Harmandalı'nda çöp kokusuyla ve tüm
güzel kokulara hasret uyanan, güzel gözlü çocuklar geliyor aklıma... Sözler
verdiğimiz her gün, 'Güzel günler
göreceğiz çocuklar...' diye.
Çocukluğumda
beni derinden yaralayan, 'Manisalı Çocuklar' ve 'Baklava Çalan Çocuklar'
davaları düşüyor aklıma... Sonra, kara gözlü Kürt çocukları diyorum kendi
kendime, yıllardır bayram ne bilemediler. Ve bir başka türkü alıp, beni
götürüyor uzaklara:
'Bayram
gelmiş neyime, kan damlar yüreğime...'
Ve direnişimiz
diyorum direnişimiz...En az üç çocuk buyuranların dünyasıyla, seker yiyemeyen cocukların olmadıgı bir dünya isteyenlerin
mücadelesidir direnişimiz....Sadece,
fazla şeker yemenin zararlarının anlatıldığı günlerdir, özlemimiz...Ve
sokaklarda çocukların, korkmadan mızıka çalacağı zamandır bayramımız... Oysa
çocuklarımız aç, sokakta ve ölüyorken...Bayram kutlamak ne kadar da sahte ve
bir o kadar da üzücü.
O nedenle
yeniden haykırmak gerek... "Bu Daha Başlangıç, Mücadeleye Devam..."
'Çocuklar
öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler diye' haykırmak defalarca...
Ve biliyorum
böyle değil sözleri ama bugün böyle söylenmeli bu türkü:
'Bu bayram
kanlı bayram,
Bu bayram
kanlı bayram,
Ok fırladı
çıktı yaydan.
Kalkın ayağa
kalkın,
Gidiyor bu
çocuklar...'
İyi
bayramlar!
Buket Demirkol Çekirdek Çocuk için yazdı.
*Fotoğraf, İzmir Harmandalı'da 21 yıldır kent çöpünün biriktirildiği semtte, Halk Forum'u öncesi Çocuk Atölyesi tarafından yapılan bir çalışmaya ait.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder