Site içi arama

Sahibinin sesi akşam gazetesinden 'istismar' haberi

Çocuk istismarının sıklıkla gündemleştiği bir dönemde Akşam Gazetesi de 'üzerine düşeni' yapmış ve Gezi Direnişçilerini yaftalamak için giriştiği çaba sonuç vermiş. Çocuk istismarı gibi hiç de hafife alınmayacak olan bir konuyu işine geldiği gibi sulandırarak ve gündemi asıl meşgul eden taciz, tecavüz, kötü muamele gibi yüzlerce örneği ne yazık ki hemen hemen hergün yaşarken Akşam Gazetesi yazarının neyi nasıl görmek ya da görmek istemediğine dair açık bir örnek var ortada. 'Büyük gazetecilik' başarısını aynen yayınlıyoruz!












Minicikler; kimi 7-8, kimi 9-10 yaşında. Oyun çocukları bunlar. Alabildiğine masumlar. Ne siyasi kavga bilirler ne de kin ve nefret. Ama gırtlaklarına kadar bir kavganın içindeler. Alabildiğine kullanılıyorlar.
Büyükleri onlara tek tip beyaz bir tişört giydirmiş. Üzerlerinde “çapulcuyuz biz” yazılı. Kafalarında yine tek tip bir şapka var. Onun da üzerinde “Halkevi Yaz Okulu” yazısı göze çarpıyor.
Gazetedeki fotoğrafta “zafer işareti” yapıyorlar. Bir başka fotoğrafta ise, önceden kendilerine öğretilen ideolojik içerikli marşları söyleyerek sokaklarda yürüyorlar.
Oyun sanıyorlar bütün bunları. El ele kardeşçe yürüyorlar. Yaşları gereği ne yaptıklarının ve niye yaptıklarının farkında da değiller.
Kendilerine ne öğretilmişse onu uyguluyorlar. Başlarındaki sözde “öğretmenler” tarafından yönlendiriliyorlar.
Son derece kaba bir çocuk istismarıyla karşı karşıyayız. Çocuk Haklarına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ile çocukları korumaya yönelik bütün düzenlemeler ayaklar altında.
- - -
Hatay’da ortaya çıkan bu görüntüler, Batı’da bir başka ülkede yaşansaydı…
Hiç şüpheniz olmasın o ülke ayağa kalkardı. Üniversiteler ve çocukları korumakla görevli sivil toplum örgütleri büyük gürültü koparırdı. Yetmez, yargı harekete geçerdi. Çocuklarını o kampa gönderen ailelerin yakasına yapışılırdı. Peş peşe davalar açılırdı. İş, anne ve babalardan o çocukların velayetlerinin alınmasına kadar giderdi.
Bizde ise tam tersi oluyor…
Bu ülkede maalesef zaman zaman herkes tarafından çocuklar istismar ediliyor. Gariptir, çocukları istismar edenler değil, o istismara müdahale edenler yerden yere vuruluyor.
Üstüne bir de “Demokrasi yok mu, istediğimi yaparım” denilerek, “çocuk istismarı” savunuluyor!
- - -
Gezi olayları sırasında da gördük…
El kadar minicik çocuklar çadırlara dolduruldu. Aileleri tarafından elverişsiz şartlar altında ve pislik içinde yaşamaya mahkum edildi. Onlara birtakım sloganlar ezberletildi. Boyunlarına dövizler asıldı. Propaganda amacıyla alabildiğine hırpalandı.
Yetmedi, o çocuklar olayların içine sokuldular. O itiş kakış arasında büyük korkular yaşadılar. Dehşet görüntüleriyle karşı karşıya bırakıldılar.
Gariptir, bu ülkede sözde çocukları korumakla görevli hiçbir kuruluştan çıt çıkmadı. Çocuklarını istismar eden bu ailelere “siz ne yapıyorsunuz” diyen olmadı. Bu büyük ve sistemli çocuk istismarı hep gözlerden kaçırılmaya çalışıldı.
Bu konuda sözde çok duyarlı olan Avrupa’dan da herhangi bir tepki gelmedi.
- - -
Kısa bir süre önce Takvim Gazetesi’nin önünde eylem yapanlarla konuşmuştum…
İçlerinden biri cep telefonunu çıkardı. Polisle yaşadığı itiş-kakış sırasında 10 yaşındaki çocuğunun ne kadar etkilendiğine dair bir görüntü izletti.
“Ne işi var çocuğun burada? Niye getirdin?” dedim.
“Görsün istedim” cevabını verdi:
-Özellikle getirdim. Her şeyi gözleriyle görsün. Polisin insanlara nasıl davrandığına bizzat şahit olsun. Bazı şeyleri şimdiden öğrensin.
Dayanamayıp “Çocuğuna bunu nasıl yaparsın” cevabını verdim:
-Sen annesin ve çocuğunu korumak zorundasın. Buna rağmen, getirip özellikle bir itiş kakışın içine sokuyorsun. Öncelikle çocuğuna nefret aşılıyorsun. Ayrıca, ona ağır travmalar yaşatıp gelecekte psikolojik problemler içine girmesine zemin hazırlıyorsun.
Ve ekledim:
-Farkında mısın, çocuğunu istismar ediyorsun. BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ayaklar altına alıyorsun. Batı’da herhangi bir ülkede bunu yapabilir miydin?
Ağzını, yüzünü eğdi. “Tamam ya seninle konuşulmaz” deyip uzaklaştı.
Oysa, Türkiye’nin asıl bunları konuşması gerekiyor. Anne ya da babanın çocuk üzerindeki hakları sınırsız değil. O çocukları böylesine kullanıp istismar etmeye ve onlara ağır travmalar yaşatmaya kimsenin hakkı yok!


Emin Pazarcı  / akşam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder