Ağustos ayını yarıladığımız bu günlerde küçüğü Eylül’de ilkokula başlayacak pek çok anne babayı (muhtemelen daha çok anneleri) yavaş yavaş bir heyecan sarar. Anne babalardaki bu telaş biraz daha erken başlasa da kendini neyin beklediğinden bihaber çocuğun heyecanı ve endişesi okul günü gelene kadar pek de kendini göstermeyebilir.
Çocuğunuzun anaokulu deneyimi olması elbette ilkokula uyumunu kolaylaştıracaktır. Fakat anaokulu deneyimini takip etse dahi ilkokul hem çocuğunuz hem de sizin için önemli bir değişimdir. Anaokul düzeninden ilkokula geçişi birlikte sorunsuz bir şekilde yaşayabilmek okulun ilk günü yaklaşırken çocuğunuzu buna nasıl hazırlayacağınzla yakından ilişkilidir.
Çocuğun hem günlük düzeninde hem de sosyal çervesinde önemli değişimler yaşayacağı okulun ilk günlerinde onu nelerin beklediğine dair yapacağınız sohbetler onun duygusal ve zihinsel olarak hazırlanmasına yardımcı olur. Fakat okulun ne kadar harika olduğunu anlatırken aşırıya kaçarsanız ilk günün sonunda büyük bir hayal kırıklığıyla, bir daha asla okula gitmeyeceğini söyleyerek dönebilir okuldan.
Bazı okullar derslerin başlama tarihinden önce bir oryantasyon günü düzenleyerek çocukların yeni okullarını, sınıflarını, öğretmenlerini ve en önemlisi kendileriyle benzer durumdaki yeni arkadaşlarını tanıyabilecekleri bir ortam yaratırlar. Bu sayede çocuklar kendilerini bekleyen yeniliklerin önemli bir kısmıyla önceden karşılaşır ve ilk gün nereye gideceklerini bilmenin rahatlığını yaşarlar. Fakat bu tarz tanıtım ve oryantasyon günleri fazlasıyla kalabalık olabilir ve kimi çocuk için daha önce hiç bulunmadığı bir ortamda hiç tanımadığı bu kadar çok insanla bulunmak ürkütücü olabilir. Çocuğunuzun mizacını, bu tür durumlardaki genel tutumunu da dikkate alarak onunla oryantasayon günü öncesinde okulu ziyaret etmeyi tercih edebilirsiniz. Okul böyle bir gün düzenlemiyorsa bu ziyareti kendiniz mutlaka organize etmelisiniz. Ortalık sakinken yeni öğretmeniyle size özel bir görüşmede tanışmasını sağlayabilirsiniz. Bu ziyaret çocuğun okulun ilk günü sabahında yaşayacağı “Ben nereye gidiyorum? Beni neler bekliyor?” endişesini giderecektir.
İlkokulla gelen yeni günlük düzen anaokulundaki günlük düzenden farklı olacaktır. Günlük rutindeki değişiklikleri çocukla önceden konuşmak rutinlerine bağlı yaşamayı seven çocuklar için hayati önem taşır. Aksi taktirde daha önce öğlen anaokulundan eve dönen çocuk yeni okulunda öğlen yemeği saati geldiğinde ağlamaya ve kendisini niye hala kimsenin almaya gelmediğini endişeyle merak etmeye başlar. Daha önce siz onu alırken artık servisle dönecekse günün sonunda sizin gelmemeniz onda büyük hayal kırıklığı yaratabilir. Bir okul günü boyunca sabah uyandığı andan akşam yatana kadar olabilecek her türlü düzen değişikliğini çocukla önceden konuşmak, bu yenilikleri günlük sohbetlerde zaman zaman tekrar gündeme getirmek bunları gerçekten yaşama zamanı geldiğinde itiraz etmeden uyum göstermesini sağlar.
Anaokulunun hareketli, oyun dolu günlük programından sonra ilkokulun sıralara bağlı, ders ziliyle başlayan ve biten katı ders saatleri çocuk için büyük bir değişimdir. İlkokulla gelen yeni kurallar kimi çocuk için uyulması zor ve kısıtlayıcı olabilirken bazılarında da endişe yaratabilir. Ya zili duymazsam ve zamanında sınıfa dönemezsem endişesiyle sınıfı ders aralarında dahi terk etmek istemeyenler çıkabilir. Genel olarak okulun kurallarının ne olduğunu okul idaresinden öğrendikten sonra çocukla bunların üzerinden geçmenin, kurallarla ilgili soruları olursa yanıtlamanın okula duygusal ve zihinsel hazırlığa önemli katkısı olur. İlkokula başlamanın en heyecanlı yanlarından biri de yeni okul eşyalarının, okul formasının alınması ve okul öncesinde hazırlanmasıdır. Çocuk mutlaka bu sürecin bir parçası olmalı, defter, kalem, çanta seçimlerinde okulun beklentileri dahilinde çocuğun istekleri dikkate alınmalıdır. Okul formasını evde giymeye heves ederse buna izin vermek, kendini yeni okulunun bir parçası olarak hissetmesini destekler.
Tüm bu ön hazırlıkları yapsanız da okulun ilk günü geldiğinde ailece fazlasıyla heyecanlı olacağınız bir gerçek. Küçüğünüz yeni forması içinde gözünüze hala minicik görünecektir. Onu açılış töreni öncesinde sınıfındaki diğer çocuklar ve öğretmeniyle bırakarak yanından ayrıldığınızda yüzündeki mahzun ifadeyi görüp ağlamaklı olabilirsiniz. Yapacağınız en büyük hata onun önü de ağlamaktır. Zaten endişe içindeyken annesinin de ağladığını görürse endişelerinin yerinde olduğu ve başına gelenin hiç de iyi bir şey olmadığı kanısına varır. Okulun ilk günü endişe değil mutluluk veren, kutlanması gereken, güzellikle hatırlanan bir gün olmalı. Çocuğunuz gününün sonunda eve geldiğinde bu önemli günü başarıyla bitirdiği için onu kutlayın ve anlatmak isterse gününün nasıl geçtiğini heyecanla ve tüm dikkatinizi ona vererek dinleyin. Anlatmak istemezse ısrarcı sorularla onu sıkmayın. Her durumda onu ne çok sevdiğinizi ve onunla ne kadar gurur duyduğunuzu bilmesini sağlayın. Bu yorucu ve uzun günün ardından sizinle olmak ve yanınızda kendini güvende hissetmek ona çok iyi gelecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder