İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Cezaevi Komisyonu’ndan Avukat Hürmüz Biçer, Sincan’daki Ankara Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi’ndeki üç çocuk mahpusu ziyaret etti ve beş sayfalık bir rapor hazırladı.
Avukat Biçer, 16 Eylül ile 9 Ekim’de cezaevindeki avukat görüş
odasında 17 yaşındaki H.E. ile K.Ş. ve 16 yaşındaki E.T. ile görüştü.
Biçer raporunda, çocukların anlatımından yola çıkarak özetle şunları
yazdı:
Dört gardiyanla, zorla arama
Görüşülen üç çocuktan ikisi hastane sevki için ring aracına bindirilmeden önce çıplak aramaya maruz kaldıklarını anlattı.
Çocuklardan biri Haziran ayında hastane öncesi kamerasız odaya
alındıklarını, bir gardiyanın ‘soyunmalarını’ söylediğini, kabul
etmediklerinde de odaya 4-5 gardiyanın girdiğini, çocukların
kıyafetlerini zorla çıkardığını söyledi.
Diğer bir çocuk da hastane sevkine tek başına gittiği bir günde, dört
gardiyanın zorla kıyafetlerini çıkarttığını ve çıplak arama
yaptıklarını anlattı.
Herkesin içinde kaba dayak
Çocuk mahpuslar, diğer çocuk mahpusların, diğerlerinin doğrudan
görüp/duyabilecekleri mesafelerde kaba dayağa ve ağır hakaretlere maruz
kaldıklarını belirttiler.
Kendileri de diğer çocukların dövüldüğünü gördüklerini anlattılar.
Tuvalet de izne tabi
Koğuşlardaki tuvaletler gün boyunca otomatik kapılarla kilitli
kalıyor ve kapıları sadece gardiyanlar açabiliyor. Dolayısıyla
koğuşlardaki tuvalete gidebilmeleri gardiyanın iznine tabi.
Her odada birer tuvalet ve banyo bulunuyor. Sabah 07:00’deki sabah
sayımıyla birlikte çocuklar sabah sporu için çıkıyor, sonra da gün boyu
ortak alanda bulunuyorlar. Çocuklar çıktıklarında, odalar otomatik kilit
ile gardiyanlarca kilitleniyor.
Çocuk mahpuslar uyudukları, şahsi banyo ve tuvaletlerinin bulunduğu
odaya gün içinde girebilmek için gardiyana seslenmek zorunda kalıyorlar.
Gardiyan yerinde ayrıldığından, çocuklar tuvalete girebilmek için uzun
süre kapıları yumruklamak zorunda kalıyorlar.
İzin alırken de onur kırıcı hakaretlere maruz kalıyorlar.
“Bunlar terörist, konuşmayın”
Pozantı ve Mersin cezaevlerinden sevkle getirilen çocuklar, cezaevi
yönetiminin ve gardiyanların diğer çocuklara “bunlar terörist, bunlarla
konuşup etmeyin” dediğini aktardı.
Sevkle gelen dört çocuk mahpus, kendileriyle havalandırmada konuşan
diğer bir çocuğun gardiyanlarca azarlandığını ve dövüldüğünü anlattı.
Haziran ayında Kürtçe türkü söyleyen çocuklara, diğer koğuşlardaki
çocukların sözlü sataşmasıyla başlayan tartışma, çocukların bir araya
geldikleri etkinlikte birbirlerini darp etmesiyle sonuçlandı.
Dört çocuk mahpus, bu nedenlerle etkinliklerde ve sosyal
faaliyetlerde diğer çocuklarla birlikte olmak istemiyor, dördü birlikte
sabah sporuna çıkıyor, kütüphaneye gidiyorlar. Diğer çocuklarla yan yana
gelmemek için bilgisayar hakkından yararlanamıyorlar.
“İdari ve cezai soruşturma”
Avukat Hürmüz Biçer, raporunun sonuç bölümünde şu ifadelere yer verdi:
* Çocukların dile getirdiği hak ihlalleri ciddi bir araştırmaya tabi tutulmalı ve sonlandırılmalı.
* İlgililer hakkında gerekli idari ve cezai soruşturma yürütülmeli.”
* Uygulanan disipline etme sistemi ve onur kırıcı uygulamalar sonlandırılmalı.”
Ayça Söylemez / bianet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder