2009 yerel seçimleri öncesinde Aydın’da Tayyip Erdoğan’a “Seni sevmiyorum. Allah belanı versin” dediği için hakaret suçundan yargılanıp, 13 yaşında olduğu ve işlediği suçun anlam ve önemini kavrayamadığı gerekçesiyle ceza verilmeye M.S.Ö. adlı çocuk hakkındaki kararı Yargıtay bozdu. Radikal’in haberine göre, Yargıtay 4. Ceza Dairesi “Seni sevmiyorum. Allah belanı versin” sözünün hakaret değil beddua olduğunu, bedduaya da ceza verilemeyeceğini, bu nedenle ceza verilmesine gerek olmadığı yönünde karar verdi ve dosyayı yeniden yerel mahkemeye gönderdi. Yargılama 11 Nisan 2014’te yeniden başlayacak.
Başbakan boynunu sıkıp yaralamıştı
Aydın’da 9 Mart 2009’da Gazipaşa İlköğretim Okulu 8. Sınıfta okuyan M.S.Ö, arkadaşlarıyla basketbol oynamak için Atatürk Kapalı Spor Salonu önüne gitti. M.S.Ö, salonun önünden seçim aracıyla geçen Başbakan Erdoğan’a “Allah cezanızı verecek” diye bağırdı.
İddiaya göre Erdoğan seçim otobüsünü durdurarak korumalarına “Onu alın” talimatı verdi. İki koruma gencin koluna girdi, pantolonu ve külotundan tutarak otobüse bindirdi. Başbakanın karşısına çıkarılan M.S.Ö. yaşadıklarını şöyle anlattı:
Başbakan elini omzuma koydu ve ‘Ne dedin?’ diye sordu. Ben de aynen tekrar ettim. Başbakan ‘Neden?’ diye sordu. ‘Sizi sevmiyorum’ dedim. Başbakan ‘Bırakın gitsin’ dedi. Başbakan elini benim omzumla birlikte enseme koymuştu. Karşılıklı diyalog sırasında eliyle boynumu sıktı, söz konusu izler o zaman meydana geldi.
Tutanaklara ‘hakaret’ diye geçirildi
M.S.Ö’ye göre aynı sivil polis onu zor kullanarak otobüsten indirdi. Resmi polis aracına bindirildikten sonra yüzüne tokat attı. Önce Aydın Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi’ne, ertesi gün de savcılığa götürülen 13 yaşındaki çocuk, Erdoğan’ın korumalarının talimatıyla tutanakta “Başbakana hakaret” ile suçlandı.
Savcılığın “farik ve mümeyiz” (yaptığının farkında, iyiyi kötüyü ayırt edebilir durumda) oluğ olmadığının belirlenmesi için Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda kontrole gönderdiği gencin hakaret suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışını yönlendirme yeteneğinin olduğu saptandı. Bunun üzerine TCK 125. madde gereğince dava açıldı.
Yargılama sonucunda mahkeme, raporun aksine gencin söz konusu yeteneği olmadığını gerekçe göstererek hakaret suçunun koşullarının oluşmadığına hükmetti.
Başbakan hakkında takipsizlik
M.S.Ö. hakkında soruşturma açıldığı tarihlerde ailesi de savcılığa başvurarak Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında “kasten yaralama” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Aydın Devlet Hastanesi’nden alınan rapora göre, Özyurt’un “boynunun sağ arka kısmında 6 adet, 5-6 santimetrelik sıyrık” tespit edildi.
Savcılığın ifadesini aldığı iki koruma çocuğun ne yapacağının belli olmadığı, başbakanın çocukla temasa girmediğini belirtti. İfadelerdeki çelişkiye ve hastane raporuna karşın savcılık, “Sıyrık mağdurun Başbakan’a hakaret etmesi ve otobüse yönelmesi sırasında müdahale edilmesiyle olmuş olabilir” diyerek dosyayı kapattı.
“Allah belanı versin” diyen Halkevci de beraat etmişti
İstanbul Halkevleri’nin 3 Ocak 2009’da Kadıköy’de düzenlediği Halk Kürsüsü eyleminde söz alan Halkevleri üyesi Alper Ateş de “Tayyip Allah belanı versin” sözü nedeniyle davalık olmuştu. Hakkında tutanak tutulan Ateş, 10 Mart 2010’daki ilk duruşmada beraat etmişti. Ateş’in avukatı, Tayyip Erdoğan’ın avukatının duruşmada yer alarak cezalandırma için ısrarcı olduğunu kaydetmişti.
Sendika.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder