Site içi arama

Bizim Bir Felsefeci Var...



     Bizim bir felsefeci var, geçen sene psikoloji dersimize de giren kadındır kendisi, bize felsefe dersinin çok eğlenceli geçeceğini söyler dururdu. Biz de düşüncelerimi özgürce ifade edebileceğimiz bir ortam bulduğumuzu düşünmüştük. Fakat işler pek umduğumuz gibi olmadı. Önümüze konulan milli eğitim bakanlığının ders kitaplarından okutulan satırlar, tahtaya yazılan birkaç söz ve sonuca bağlamamıza izin verilmeyen yarım kalmış dağınık müdahale altında tutsak düşüncelerimiz ... Yine ezbere, kuru bir eğitim ... 
Sürenin darlığından şikayet ediliyor fakat öğretmenimizin görüşünü benimsemiş arkadaşlar sanki bir tartışma programındaymışçasına konuşuyor da konuşuyor. Geride kalan yine konuşamayan ve inmek zorundaki titrek ellerimiz. Birkaç hafta sonra felsefe bizim için artık sıkıcı işe yaramaz bir dersti sadece. 
     İşte böyle basitleştirdiler felsefeyi. Oysa felsefe bütün bilimleri kökeninde bulunan can suyudur. Bütün ilk çağ boyunca felsefeden bizim bugün bilimlerden anladığımızdan farklı bir şey anlaşılmamıştır. Aristotales'e göre bilim, bugün belli ve bağımsız özel bilimler olarak tanımladığımız matematik, fizik, astronomi ve benzerleri yalnızca felsefenin dallarıdır. (Hani hep sorulur yahu şu matematiği kim bulmuş da bizim başımıza patlamış; işte cevabı felsefede. Fakat tüm derslerde olduğu gibi matematik bilimi de zorunlu ve ezbere bir şekilde öğretilmeye çalışıldığından pek sevilmez. Bu kesinlikle matematiğin suçu değil. Onu affetmeliyiz.) Newton'un fizik, mekanik ve astronomiyle ilgili ünlü kitabının adı "Doğa Felsefesinin Matematik İlkeleri"dir. Hatta '20. yüzyıla gelinceye kadar üniversitelerde fizik dersleri "Doğa Felsefesi" adı altında verilmekteydi. Yani diyebiliriz ki felsefe tüm bilimlerin annesidir. Anneler çocuklarını çok sever, filozoflar da bilgiyi. Zaten "felsefe" bilgelik sevgisi anlamındaki philo sophia'dan gelir. 
     Bilgiye ulaşmak için asırlardır kullanılan en iyi yöntem soru sormaktı. Sınırsızca, uçsuz bucaksız sorular sorulmalıdır ki bilgiye kavuşulsun. Evren nasıl oluştu gibi bir soru evrenin derinlerindeki sırları açığa çıkarabilir veya ben kimim gibi basit bir soru farklı soru işaretlerine sebep olup insanla ilgili ilginç bir keşfe yol açabilir. Gramsci adlı bir İtalyan herkesin bir tür filozof olduğunu söylemiş. Öyleyse çevredeki soru işaretlerini görmeye başlamalı ve teker teker yanıtlamaya çalışmalıyız hepsini.
                                                                            Başak Altun (16)