Site içi arama

İstanbul’da temizlik personeli olmayan 1295 okul var!

CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya verdiği soru önergesi İstanbul’daki 1295 okulda temizlik personeli olmadığını ortaya çıkardı!
Taşeron firma aracılığıyla temizliği yapılan İstanbul’daki 1206 devlet okulundaki temizlik işçilerinin sözleşmesi 31 Aralık 2012′de yapılan ihale ile sona erdi. Bu tarihten itibaren mevcut okulların temizliği ile ilgili bir düzenleme yapılıp yapılmadığı ile ilgili soru önergesi veren CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’e Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın verdiği yanıt, İstanbul’daki 1295 okulda temizlik personeli olmadığını ortaya çıkardı.

E.A'ya tecavüzden yargılanan askerler TSK'dan atıldı

Bingöl ’ün Solhan İlçesinde oturan 16 yaşındaki E.A. Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunarak, 2 yıl önce bazı uzman çavuşlar tarafından kaçırılarak cinsel istismara ve tecavüze uğradığını belirtmişti. Başvurudan sonra açılan soruşturma sonrasında uzman çavuşlar, bir üst mahkemeye itiraz etmiş, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Soruşturmada gizlilik kararı alınmıştı. 

Ne dersin yavrum, biz de gidelim mi? Ethem'in düştüğü, annenin dövüldüğü yerde yapılacak şenliğe

Bir sürü çocukla beraber şarkılar söyleyip dans ediyordun. Dört gözle izliyordum o şenliği.. Sahiden dört gözle. Gözlerimin ikisi sana odaklanmış, diğer ikisiyle de çocukları ve şenliğinizin bütününü görmeye çalışıyordum. Tam manasıyla bir şenlikti, rengarenk, cıvıl cıvıl... Çocuk sesleri şu an penceremin önünden odama yayılan akordeon sesi gibi sarıyordu her yeri. Senin söylediklerini duymaya, anlamaya çalışıyordum. Benim yavrum şarkının hangi sözlerini daha yüksek sesle söylüyor acaba, duymak isteyerek..

"Çocuk Hapishanesi Açmak Suç Üretmek Demek"

CİSST'den Zafer Kıraç ve Mustafa Eren tek kişilik odalı yeni çocuk cezaevleri açılmasınıı değerlendirdi. Çocuk hapishaneleri açılmamasının, çocuk cezaevlerinde odaların kilitlerinin olmamasının gerekliliğini anlattı.

‘Çocuklar devlete küfredecek şeyler okumayacak değil mi?’

Sarıgazi Halkevi Yaz Okulu çocukları, Sancaktepe Kaymakamlığı önünde “Çocuklar okuyor, kitaplar özgürleşiyor” sloganıyla kitap okuma eylemi yaptı. Güvenlik görevlilerinin ve sivil polisin müdahale girişimini çocuklar boşa çıkardı.

Diren Hamile! TRT önüne eyleme!

Kadınlar sokakları boşaltmıyor. Hamile kadınların sokakta dolaşmasına terbiyesizlik diyen İnançer’i, konuşmayı yayımlayan TRT’yi  ve destekleyen sunucuyu protesto etmek için Halkevci Kadınlar eylemde buluşuyor.

Ağaçlar Yaşken Eğilmesin Diye...



İsim, Şehir ...
Bazı isimler vardır 'kendi başlarına' sıradandır, olay olur simgeleşir zamanla, ölümle, mücadeleyle; Gezi Parkı, Taksim, Abbasağa, Yoğurtçu, Ethem, Abdullah Cömert, Ayvalıtaş, Ali İsmail, Ceylan Önkol, Vali Mutlu... Gezi Parkı direnişi ikinci ayını doldururken bazı isimler simgeleşti, belleklere kazındı ve mücadelenin bir yerinde olmaya devam etti. Failleri meşhur olan kayıplar verildi, en samimi gözyaşları döküldü, belki ilk kez gülmek bir halk gülünce gerçek anlamını buldu, bellekler mücadele, dayanışma ve kayıpların adlarıyla tazelendi... Tarihe not düşülen iki isimden birisi tekrar sahne aldı, Vali Mutlu. Bir de hatırlamayanımız ve hatırlayınca yumruklarını sıkmayanımız yoktur Ceylan'ın adını duyunca Ceylan Önkol'un. Hüseyin Avni Mutlu'nun adını belki bir çoğumuz Diyarbakır'da 'görev' yaparken öğrendik. Ceylan havan topuyla katledildiğinde, annesinin yürek sızısının bir parçasını duyanlar ardından dönemin Diyarbakır valisi Mutlu'nun sözlerini de duymuştu: “Olayı büyütmeyin...” Mutlu'nun İstanbul'a atandığını duyunca da belki bazılarımızın aklına ilk düştü Ceylan'ın adı ve yine öfkelendik. Vali Mutlu adından uzun yıllar boyunca söz ettirmeyi yine başardı yasaklı 1 Mayıslarda 'görev' başındayken, sahibinin sesi olurken ve tabi ki Gezi direnişinde halk düşmanlığını ilan ederken. Yaralanan, göz altına alınan, psikolojik olarak etkilenen binlerce yetişkin gibi çocuklar da her türlüsünü yaşadı baskının, faşizmin, zorbalığın ve halk düşmanlığının.


Medya sınıfta kaldı peki biz?

Yazılı ve görsel medyanın yıllardır resmettiği şirin, yaramaz, şeytan, mucit, cani, madde bağımlısı olarak pazarladığı çocukların yine sayfaları ve ekranları renklendirdiği bir dönemin ardından ve içinde, Gezi Parkı direnişinde de sıkça sosyal medya ortamlarında ve televizyonlarda görünür olan çocukları ya ellerinde bayraklarla ya da gaz bombalarının arasında sıkça görür olduk. Ana akım medyanın 'direnen güzel'lerinin sonrasında yer alan görsellerde çocuklara yaşatılan cehennemin suratlarındaki ifade bu kez malzeme yapıldı ve yayıldı. Ne yazık ki geçtiğimiz süreçte direnen, duyarlı yurttaşlar da sosyal medya sayfalarında yaşanan şiddetin pervasızlığını kanıtlamak için benzer çocuk görsellerine bolca zaman ayırdı ve fark etmeden (edemeden) çatışmaların ortasındaki çocuk fotoğrafarın yaygınlaştırılmasına neden oldular.


Peki Ne Olacaktı Ya?

Akp hükümetinin iddia ettiği gibi 3-5 ağaç meselesi olamayan bir halk isyanında(n) çocukları muaf tutmak mümkün mü? Günlerce oynadıkları sokaklarda binlerce insanı protesto eylemlerinde görürken, oyun oynadıkları parkların yüzlerce yetişkinin buluşma noktaları olduğunu bilirken ya da 'gezi'ye çıktıkları bir gün polisin ayarsızca sağa sola fırlattığı gaz bombalarından etkilenirken, tüm medya organları yanlı ya da muhalif şekilde 'direniş'i konu alırken, sokaklardaki insanların en doğal ve insancıl taleplerine polisin bariz şiddetiyle saldırdığını her yerde duyar, görür ve okurken ne kadar mümkünse o kadar yani hiç. Tartışmamızın ekseni çocukları 'korumak' ya 'kollamak' değil. Şüphesiz ki çocukların şiddetle tanışmalarını ne kadar geciktirebilir hatta olanaksız kılınması konusunda daha çok kafa yormalı ve pratik uygulamalıyız. Fakat söz konusu bir halk direnişi ve devletin zor aygıtlarının tüm olanaklarıyla halkın üzerine saldırtılması ise durum biraz farklı. Basit çözümler neler olabilir? Çocukları eylemlere götürmemek, Gezi Parkı'na götürmemek, mahallelerdeki forumlardan uzak tutmak, televizyon ve interneti yasaklamak, yaşadıklarını unutturmak için (imkan dahilinde) tatile çıkarmak, hiç bir şey olmamış gibi davranmak... En basit olan fakat anlamsızlaşan örnekler çoğaltılabilir. Ya eylem ya çocuk da denebilir. Bu telkin ve tercihler neyi nasıl değiştiririn cevabından önce bu önermelerin hepsi bizlere yani direnenlere, doğasına sahip çıkanlara, onurlu yaşamak isteyen insanlara tavsiyelerdir. Peki önceliği neden üzerimize gaz bombası atanlara, çocuk oyun alanı olan ve çocukların olduğu tüm dünya tarafından bilinen bir parka saldırının faillerine, çocukları akrep adı verilen polis araçlarında rehin alıp saatlerce dövenlere, eli sopalı, palalı badem bıyıklılara 'emri veren'lere vermeyelim? Neden asıl sahiplerinin çocuklar ve halk olan bir parkın polis ablukasında tutulmasının, öldürülen genç yaştaki insanların hesabını sormayalım?


Somutlaşan bir gerçek: Biz ve Onlar Var!

Çocukların zarar görmesini engellemek ve şiddete maruz kalmamaları için kuracağımız dilin 'karşı taraf'a yönelik olması çocukları şiddeten 'korumak' kadar önemli. En az o kadar önemli olan da çocukları yaşanan şiddet atmosferinden korumak fakat hak aramanın, mücadele etmenin de yaşamın kendisi olduğunu anlatmak. Hatta daha da ileri gidelim, çocuklara kendi haklarını arama yollarının klasik yollardan (sosyal hizmetler kurumu, polis, devlet) değil somut gerçekler üzerinden anlatılması ve yaşadıkları ruh halini, içinde bulundukları durumu gözeterek direnmenin öğretilmesi gerekiyor. Çünkü çocuklar sokakta 'Tayyip İstifa' şarkıları, 'Bu daha başlangıç' sloganları atarak koşturuyor, polisten daha çok korkuyor, ağaç dikmeyi eskisinden daha anlamlı buluyor. Herşeyin iç içe geçtiği günler yaşıyoruz. Ölümle, şiddetle dolu mesajların yerine yaşamın, dayanışmanın, mücadelenin tekrar anlam kazandığı bir dönemde yaşamın tekrar çocukça yorumlanmasına ihtiyaç var. Bu belki yapabileceği bir kuklayla, katılacağı bir drama etkinliğiyle, kendi yapacağı bir oyuncakla, dikeceği bir ağaçla, çeşitlendirilebilecek bireysel ya da diğer çocuklarla yapabileceği onlarca etkinlikle birleştirilerek bir psikolojik destek sağlayabilir. Şiddeti birebir yaşayan çocukların uzmanlarca ilgi altında tutulması gerçeğini yadsımadan daha dolaylı biçimde etkilenen çocuklar için yapılabilecek çok şey var. Önümüzdeki zamanlarda bu konuya dair pratikleri paylaşma dileğiyle...

Çekirdek Çocuk




Çocuklar Yoğun Bakımda, Soruşturma Torba Dosyada

Polisin attığı gaz bombalarının başlarına isabet etmeleri sonucu yaralanan çocukların aileleri ve ÇHD avukatları basın açıklaması yaptı. Aileler ve avukatlar sorumluların yargılanmalarını istedi.

Polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu halen yoğun bakımda olan 14 yaşındaki B.E. ve 17 yaşındaki M.A.T’nin aileleri, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul şubesi avukatları İlknur Alcan ve Evrim Deniz Karatana ile bugün bir basın açıklaması yaptı.

Napoli’nin ‘seks işçisi’ çocukları

Yoksulluğun en çok güney kesimini vurduğu İtalya’da çocuk seks işçiliğinin yeni rotası diye anılan Napoli’de yaşları 11-17 arasında değişen kız ve erkek çocukları fahişelik yapmaya zorlanıyor.
Yoksul nüfusun 9,5 milyona tırmandığı İtalya’da Napoli’de çocukların Garibaldi Meydanı ve tren istasyonu çevresinde fahişelik yapmaya zorlandıkları, yaşları 11-18 arasında değişen kızlar ve erkeklerin, çocuk seks işçiliğinin yeni rotasında müşteri bekledikleri günışığına çıktı.

Pedofili üzerine bilinmeyenler...

Pedofili (çocuk seviciliği) özelde ülkemizde, genelde dünyada özellikle de kapalı toplumlarda gün geçtikçe artış gösteren bir halk sorunu olmakla kalmayıp, aynı zamanda bir klinik problem olarak gündemleri meşgul etmektedir.
Öncelikle  “pedofili nedir?” sorusuna cevap aramak konunun anlaşabilirliği açısından daha faydalı olacaktır.
Pedofili konusunda otoritelerin yaklaşımları çeşitlilik göstermektedir. Otoritelerin yaklaşımlarına göz atmadan önce pedofilinin kriminal ya da adli bir kavram olmadığını, klinik bir tanı olduğunun altını çizmek önemli olacaktır. Kriminal açıdan cinsel istismar; bir kişinin, başka bir kişiye isteği dışında zor kullanarak uygulanan cinsel etkinliklerin bütünüdür.

Engelli çocuğa tecavüzle yargılananlar serbest bırakıldı!

Balıkesir'in Edremit İlçesi'nde ikamet eden 16 yaşındaki zihinsel engelli G.H'yi, 44 gün boyunca bir evde alıkoyarak tecavüz ettiği ileri sürülen 3 kişi yakalandı. Tecavüz suçlamasıyla adliyeye sevk edilen 3 şüpheli serbest bırakılırken, Annesi hayatta olmayan ve babasıyla yaşadığı belirtilen G.H., devlet korumasına alındı.

BDP'li Kadınlar: En Ağır Ceza Verilene Kadar Mücadele Edeceğiz

İki kız çocuğuna cinsel tacizde bulunan Siirt Belediye Başkan Yardımcısı, BDP'den ihraç edildi. BDP Kadın Meclisleri "Kendisi bu suçun gerektirdiği en büyük cezayı alana mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
İki kız çocuğuna cinsel tacizde bulunan Siirt Belediye Başkan Yardımcısı Abdullatif Çekin (62), Barış ve Demokrasi Partisi’nden (BDP) ihraç edildi. BDP Kadın Meclisi, Çekin ağır cezayı alana kadar mücadele edeceklerini söylerken, "Rızası vardı' diye verilecek bir kararı şimdiden belirtelim, kabul etmiyoruz" dedi.

Sosyal Hizmetler: Tecavüz mağduru engelliler kısırlaştırılsın!



"Köpekleri salıp, taşları bağlama" deyimiyle birebir örtüşen bir tartışma patlak verdi.Kocaeli Sosyal Hizmetler Kurulu'nun kadın üyesi Sevil Çağlar, "Tecavüze uğrayan zihinsel engelli kızlar kısırlaştırılsın" dedi. Kurulun diğer iki kadın üyesi de, destek verdi. Uzmanlar ise önerinin, Naziler'in ari ırk yaratma çabasını çağrıştırdığını belirterek; "Bu sistem, tecavüzcüye cesaret verir" dedi. 

Gezi Parkı Olaylarında Çocukların Yaşadığı Hak İhlalleri Raporu

Gezi Parkı ile başlayan direnişte polis şiddetinin çocuklar üzerindeki hak ihlalleri Gündem Çocuk Derneği tarafından raporlaştırıldı. Gündem Çocuk Derneği'nin hazırladığı rapor, polis şiddetinin en az yetişkinler kadar çocuklarda da yarattığı tahribatı göstermesi açısından önemli.

Kırılgan Bedenler: Çocuklarda Görgü Tanıklığı

Pozantı Cezaevi’nde tacize, tecavüze, işkenceye uğrayan, ifadelerini okumaya kalbimizin dayanmadığı çocukların şokunu atlatamadan, başka cezaevlerinden gelen haberler ve bir türlü nihayete erdirilemeyen davalar ile en son geçtiğimiz günlerde Bingöl’de bir kız çocuğuna tecavüz davasına alınan karar ile sarsıldık. Hatta bir kısmımız sarsılma evresini çoktan yaşadığımızdan öfke içinde bulduk kendimizi.

Polis saldırdı 3 çocuk hastaneye kaldırıldı

Gezi Parkı'nı halka açıyoruz yalanının 2 saat sonra parka giriş halka tekrar kapatıldı ve polis İstiklal'de bulunan kitleye gaz bombası, plastik mermi ve tazyikli su ile müdahaleye başladı. Gece yarısına kadar süren saldırılarda çok sayıda kişi yaralandı ve göz altına alındı. Polisin keyfi ve kasti olarak kullandığı biber gazları 1'i bebek 3 çocuğun hastaneye kaldırılmasına neden oldu. Çatışmalar boyunca parkta ve sokakta bulunan çok sayıda çocuk da gazdan olumsuz etkilendi, aileler polislere tepki gösterdi. Tepkilerin ardından polis ailelere bile tazyikli suyla saldırdı. 

‘Çocuk gelin’ çocuk istismarıdır!

Çocuk gelinler’ zulmünü Türkiye’nin gündemine taşıyan Uçan Süpürge’den Selen Doğan, ‘Çocuk gelinlerin kadınlara yönelik şiddetin bir biçimi, çocuk istismarı olduğunun çok iyi anlatılması gerekiyor’ dedi.
Son 3 yılda Türkiye’de 18 yaşını doldurmadan evlenen çocuk gelin sayısının 130 bine ulaşması üzerine harekete geçen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bu kapsamda 15 bin aileyle görüşecek. Uzun zamandır “çocuk gelinler” çalışması yürüten Uçan Süpürge Haber Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Selen Doğan, bakanlığın bu çalışmasını ve “çocuk gelin”leri değerlendirdi.

Halkınevi çocukların evlerine dönüşüyor



Başka bir dünya mümkün mü sorusunun cevabına inananların sayısının katlanarak arttığı, nasıl bir dünyanın inşaa edileceğine dair de pratiklerin üretildiği bir dönemde dayanışma, mücadele yeni görünümleriyle vücut buluyor. Gezi Parkı direnişi olarak başlayan ülkenin dört bir yanına yayılan direnişler gün geçtikçe biçim değiştirse de özünü yani dayanışma ve mücadele ruhunu koruyor. Sokaklar dile geliyor, parklar slogan atıyor, konuşuyor. Sokakların ve parkların her daim müdavimi olan çocuklar da bu 'yeni dünya'da büyüyor.