Site içi arama

"Kalpten gelen kelimelerle bana her şeyi öğreten kitap": büyük sözcük fabrikası



Bir kitapçının çocuk edebiyatı bölümüne girdiğinizde aklınız kitaplar arasında dolaşıp duruyor mu? Bu mu, diğeri mi, yoksa şu mu, diye karar vermede zorlanıyor musunuz siz de? Hal böyle olunca çocuklara ulaşabilecek iyi bir kitaptan beklenen nedir, sorusuna yanıt veren kitap sayısının günümüzde oldukça artmış olması sevindirici bir durum. Yazarlar çocuk edebiyatı kültürünü içselleştirerek ürünler sunuyor. Okuyan, sorgulayan ve kendi sesini bulan bireyler yaratabilmedeki büyük payları için haklarını teslim ederek kitaplar arasında dolaşıyorum. Elimdeki kitabın kapağı içini ısıtıyor insanın.  Adı “Büyük Sözcük Fabrikası” Yazarı Agnes de Lestrade , Valeria Docampo tarafından resimlenmiş. Aylak kitap basmış. Resimleme oldukça yalın ve çarpıcı. Kullanılan renklerin azlığına rağmen oldukça ilgi çekici olması şaşırtıyor. 

Başlangıca “kalpten gelen kelimelerle bana her şeyi öğreten...” diye düşülen not, kitabın içeriğini ele veriyor. Hikâye insanların neredeyse hiç konuşmadığı bir ülkede geçiyor. Büyük fabrikalarda sözcükler üretiliyor. Herkes sözcükleri satın almak zorunda. Tabi ki paranızın yettiği kadar… Bazı sözcükler değerli olduğundan çok parayla alınabilirken, değersiz olanları çöpten toplamak mümkün. Ama işinize yarar mı bilinmez. Havada uçuşan sözcükler oluyor. İndirim zamanlarında ucuz sözcükler satılıyor. Hikâye, Özgür’ün elindeki üç sözcükle Cemile’ye aşkını anlatabilmesini konu ederek devam ediyor. Birde Cemile’ye aşık olan rakibi Gürbüz var. Bazen sözcüklerin gerçek anlamını yitirip söylenme biçimi  öne çıkıyor. Diğer taraftan günlük konuşma içinde varlığı pek öne çıkmayan (Özgür’ün uzun zamandır sakladığı) “bir” ve “daha” sözcükleriyle harika bir final yaratan yazar, okuru sözcüklerin değeri üzerine uzun uzun düşünmeye itiyor. Yazarın önemli bir konuyu bu kadar basit biçimde anlatması yaratıcı yönünü ortaya koyuyor. Merak uyandıran bir hikâye. Yazar toplumdaki sınıfsal farkları oldukça yaratıcı bir biçimde, çocukların anlayabileceği düzeye indirmiş. Rakip olma  durumunun, sistemin empoze ettiği olumsuz davranış biçiminden uzaklaştırılmış olması naif bir durum olarak  ele alınabilir.

Agnes de Lestrade’nin bir avuç sözcükle kurduğu öykü içerik ile örtüşüyor. Resimler arasına serpiştirilen kısa cümlelerle yazılmış derinlikli bir öykü var elimizde. Yazar ve çizer çocuklara oldukça yaratıcı bir eser sunarken onların hayal gücünü ve mizah duygusunu beslemeyi de ihmal etmemiş. Çocuklar için yazılan bir kitap olsa da yakınımdaki herkese okuyabilmek için kitabı koltuğumun altına sıkıştırarak diğer kitaplara bakmaya devam ediyorum.

Muhterem Polat/Çekirdek Çocuk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder