Site içi arama

Mersin’de Kürt çocuklara ırkçı saldırı var

BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Mersin’de bir polis merkezinde küçük bir çocuğun polis tarafından dövüldüğü iddiaları ile ilgili olarak, “Bu olay, bir çocuk ile büyük, kanunla ihtilafı olan bir çocukla polis ilişkisi değil, Kürt çocuklarla ırkçı polisler arasındaki bir çatışmadır” dedi.






BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Mersin’de bir polis merkezinde küçük bir çocuğun polis tarafından dövüldüğü iddiaları ile ilgili olarak, “Bu olay, bir çocuk ile büyük arasında, kanunla ihtilaf olan bir çocukla polis arasındaki ilişkisi değil, Kürt çocuklarla ırkçı polis arasındaki gerginliktir. Bu polis merkezi buradan kalkmadıkça, bu mahalle halkı kendi haline bırakılmadıkça, devlet çocukların boş zamanlarını değerlendirecekleri imkanlar ve fırsatlar sunmadıkça bu gerilim devam edecek” dedi.

TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Mersin Şevket Sümer Mahallesi’nde Siteler Polis Merkezi’nde polisler tarafından dövülen Hatice Ulu İlköğretim Okulu 3. Sınıf öğrencisi D. Ö.’nün uğradığı muamelenin çoktandır bu mahallede çocuklara karşı devam eden muamelelerden birisi olduğunu ifade eden BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Pozantı Cezaevi’ndeki çocuklarla ilgili olarak yaptıkları incelemenin sonuçlarını paylaştıklarında, cezaevinde kalan çocukların cezaevinde uğradıkları muamelenin kendi yaşadıkları mahallelerden başlayarak süre giden şiddet sarmalının parçası olduğunu ifade ettiklerini söyleyerek, bu gerginliğe yeniden dikkat çekti.

“KÜRT ÇOCUKLARIN BULUNDUĞU YER ÇOCUKLARI ‘POTANSİYEL TERÖRİST’ OLARAK GÖREN POLİSLERLE DOLDURULDU”
Şevket Sümer Mahallesi’nde yaşayan çocukların hepsinin Kürt olduğunu söyleyen Ertuğrul Kürkçü, “Bu mahallede 100 kişiden 95’i Kürt’tür, Kürtçe konuşuyorlar ve bu mahallenin orta yerinde Çevik Kuvvet merkezi var. Bu, ateşle barutu aynı yere koymak gibidir. Bu çocuklar politika ile kendi aileleri dolayısıyla ilgilidirler. Güvenlik güçlerinin hoyratlığına karşı duyarlıdırlar. Polislerle çocuklar arasında son derece gergin ilişkiler vardır. Mersin’deki insan hakları, çocuk hakları savunucuları STK’lar yıllardır bu mahalledeki Siteler Polis Merkezi’nin kaldırılmasını istemelerine rağmen tersine giderek genişleyerek bir Çevik Kuvvet merkezi haline geldi, binlerce Kürt çocuğunun bulunduğu yer Kürt çocukları potansiyel terörist olarak gören polislerle dolduruldu. Mersin Emniyeti, bu polis merkezlerini, bu “potansiyel teröristler”in kontrol altında tutulacakları merkezler haline getirmek üzere polis merkezinin içine internet kafeler, çocuk bahçeleri kurmak üzere çocukları polisin bulunduğu yere doğru çeken bir cazibe merkezi haline getiren bir iş yaptı. Esasen zor kullanma tekelini kullanan bir kurumun içine, zordan, şiddetten, hatta kanunla temastan uzak tutulması gereken çocukların çekilmesi demek, bu çocukların kendilerini dışlayan, öteleyen bir düzenin içine doğru taşınmaları demektir. Mersin Emniyeti’nin bundan maksadı çocukları ailelerin kontrolünden çıkartarak kendi kontrolü altına almak, gençlik enerjisinin devrimci, muhalif, itirazcı yönde ilerlemesini bu tür aldatıcı mekanizmalarla önlemek. Hangi yasadan aldıkları yetki ile bu işi yaptıklarını kendilerine sordum, dediler ki, ‘bize yasa ile verilmiş böyle bir görev yok, başka bir kurum yapmadığı için biz yapıyoruz” açıklamasında bulundu.

“BU OLAY KÜRT ÇOCUKLAR İLE IRKÇI POLİS ARASINDAKİ GERGİNLİKTİR”
Çocuklara en uzak durması gereken teşkilatın çocukları kendine çekerek çocukları “ajanlaştırmak” istediğini söyleyen Ertuğrul Kürkçü, “Polis memuru çocuğa diyor ki, ‘arkadaşını döv’, o da diyor ki ‘arkadaşımı dövmeyeceğim’ o zaman polis bu çocuğa işkence ediyor, bayıltıncaya kadar dövüyor. Çocukların içine alınacağı kurumlar çocuklar için kamunun tahsis ettiği kurumlar olmalıdır. Bu bir çocuk ile büyük arasında, kanunla ihtilafı olan bir çocukla polis ilişkisi değil, Kürt çocuklarla ırkçı polis arasındaki gerginliktir. Bu polis merkezi buradan kalkmadıkça, bu mahalle halkını kendi haline bırakılmadıkça, devlet çocukların boş zamanlarını değerlendireceklerini imkânlar ve fırsatlar sunmadıkça bu gerilim devam edecek. Ben buradan bir kere daha İçişleri Bakanlığı’nın polislerinin elini Şevket Sümer’den çekmeye davet ediyorum. O çocuklarla ilgili tüm kamu kurumlarını çocukların ihtiyaçlarını giderecek şekilde kaynak tahsis etmeye davet ediyorum. Bu olmadığı takdirde önümüzdeki günlerde daha kötüleriyle karşılaşabileceğimiz konusunda uyarıyorum. Böyle bir geleceğin kendilerini beklediği çocuklar, kendilerini bekleyen yumruk ve tekmelere doğru büyümeye devam ediyorlar” şeklinde konuştu.

“ÇOCUKLARI AİLELERİN İÇİNE AJAN GİBİ SOKMAYIN”
Mersin Emniyeti’nin çocukların yakasından elini çekmesini isteyen Kürkçü, “Verilen haberleri izliyoruz, çocukların Kürt olduğu söylenmiyor, bu çocuklara yönelik muamelenin ‘potansiyel terörist’ olarak görüldükleri ile ilgili olduğu söylenmiyor. Polis Merkezi’nde, Çevik Kuvvet merkezinde çocuk bahçesinin ne aradığını, burada coplu, postallı, kelepçeli, tabancalı, tüfekli, gaz bombalı, maskeli, robocop giysili insanlar arasında çocukların ne aradığını, bunlara hangi pedagojiyle yaklaşıldığını kimse söylemiyor. Mersin Emniyet Müdürü’ne sesleniyorum, çocukların yakasından elinizi çekin, ailelerin içine çocukları ajan gibi sokmaya çalışmayın. Çocuğu anne ve babaya düşman etmekten daha korkunç bir idari işlem olamaz. Hiçbir yasa onlara bu yetkiyi vermiyor. Sadece bu polisi değil, bütün çocuklara kötü muamele etmiş olan polisleri yargının önüne taşıyın. O merkezi oradan kaldırın yoksa Mersin’de benzer sonuçlarla daha çok karşılaşmak kaçınılmazdır. Sözüm ona bir Çözüm Süreci’nde yaşıyoruz ama bunu elde etmenin ne kadar zor, güç, ne kadar çok önleme ihtiyaç duyduğuna bundan daha iyi bir gösterge olamaz. Çatışmaların durmuş olması bu halkla devlet arasındaki ilişkilerin normalleştiği, olması gerektiği gibi olduğunu göstermiyor. Bunun için kat edilmesi gereken çok yol var. Emniyetin çocukların hayatına burnunu sokmaya son vermesi gerek. Çocukların polisler tarafından eğitilmesi söz konusu değildir. Polisliğin bir toplum mühendisliği hadisesi haline getirilmeye çalışılmaktadır. Askerin toplum mühendisi olmasından ne fayda gördüysek polislerin toplum mühendisi olmasından ancak o kadar fayda görebiliriz”açıklamasında bulundu.


ajanslar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder