Site içi arama

İsmi Eksik Çocuklar H.İ.’ ler, N.Ç’ ler...

Yeni bir kavram eklemek gerek bu ülkenin literatürüne “ismi eksik çocuklar” çocuk gelinlere alıştırıldık, çocuk işçilere alıştırıldık, çocuk simitçilere, ayakkabı boyacılarına, mendil satanlarına ve daha nicelerine buna da alışırız değil mi? hiç zor değil ne de olsa, bir iki gün oflarız, küfürler savururuz, sosyal medyada paylaşır tartışırız sonra yeni bir gündem bulunur unutuveririz…








“İsmi eksik çocuklar” da ne mi? Kimler mi “ismi eksik çocuklar” onlar küçük yaşta tecavüze uğrayanlar birbirlerinin davalarına bakıp kara kara düşünenler,  tıpkı H.İ gibi, N.Ç gibi hani teşhir olmasınlar diye yalnızca baş harfleriyle dillendirdiklerimiz.  Önce H.İ’ yi hatırlayalım. O sesini ilk olarak babası yardımıyla duyurmuştu  “Kızım için adalet istiyorum” diyerek sosyal medyada yayınladığı mektupla tecavüze uğrayan kızına sahip çıkan adalet arayan bir babaydı onun babası. Bu mektuptan sonra H.İ ilk kez 6 Mayıs’ ta yazdığı kendi mektubuyla duyurdu sesini, şöyle anlattı daha çocukken nasıl büyüyüverdiğini “Yaşım 14-15 yaşadıklarım yaşımdan büyük yaşıtlarım gibi oyun hikȃyelerim, okul anılarım, doğum günü hatıralarım yok artık! Silindi aklımdan. Rüyalarımda olan ne varsa bir gecede silindi gitti. Yaşımdan büyük yaşadıklarım hatırladıklarım artık. Yarın 7 Mayıs ve benden çok babamın mahkemesi var. Benim yaşımdan da küçüktü N.Ç. gördüm, okudum, baktım korkuyorum şimdi babamın çığlığı yetecek mi beni kurtarmaya” Haksız mı? H.İ değil elbette bu ülkede biz adaletin Hüseyin Üzmezlerden yana olduğuna çok tanıklık ettik. Adaletin kimlere adalet olduğunu çok ezber ettik, Peki yine mi susacağız yine mi unutacağız ?
Daha çocuk bile değilken N.Ç’ nin yaşadıkları vardı bir de: Mardin’ li on iki yaşında bir çocuktu O bölgenin üst düzey yöneticilerinin de aralarında bulunduğu yüzden fazla insanın tecavüzüne uğramıştı. N. Ç. ilk olarak adalet bakanlığına bir mektup yazarak yardım istemişti şöyleydi mektup “Sayın bakan, adım N.Ç. 13 yaşındayım. Ben daha çocuğum. Küçük yaşta çekmediğim acı kalmadı. 12 yaşındayken; babam ve dedem yaşındaki onlarca adam bana 7 ay boyunca  tecavüz ettiler. Davam hâlâ devam etmektedir. Ben bunların hiçbirini hak etmiyorum. Gazeteleri her gün takip etmekteyim. Her gün bir genç kızın hayatı kararıyor. Yeter artık biz çocuklar okumak istiyoruz. Oyun oynayacak çocuklarız. Ben artık hiçbir genç kızın hayatının kararmasını istemiyorum. O kötü acıyı ben çektim, başka kimsenin çekmesini istemiyorum.” Böyle seslenmişti N.Ç kimse o acıyı bir daha çekmesin istemişti ama olmadı H.İ’ de çekti aynı acıyı, onlar sadece gündeme yansıyanlardandı kimbilir daha kaç çocuk yaşıyordu bunları oyun oynayacak yaştayken...
N.Ç davasının sonunda ne mi olmuştu? davanın sanıkları duruşma sırasında gösterdikleri tavırları nedeniyle “iyi hal” indiriminden yararlanarak 20 ay ile 6 yıl arası ceza almışlardı. Başsavcılık sanıkların cezasıyla ilgili açıklama yaparken, indirimin “N.Ç.’nin kendi rızasıyla ilişkiye girmesi, alıkonulmamış olması, her şeyin farkında olarak para karşılığı cinsel ilişkiye girmesi” nedeniyle uygulandığını söylemişti. N,Ç bir çocuktu onun rızası oyundu ama olmadı o da birden büyüdü tıpkı H.İ’ nin şu satırlarında belirttiği gibi “Hiç bilmediğim bir yasayla o korkutucu gecede yaşadığım şeyin ardından yaşımın bir gecede 16-17 olduğu rızamın olduğunu söyleyen yasalar ve amcalar bir gecede büyüdüm demek ama benim daha okulum bitmedi oyunlarım yarıda kaldı nasıl büyütünüz beni” sahi nasıl büyüttünüz bu çocukları bir gecede, isimlerini eksilttiniz, sadece baş harflerine hapsettiniz ?
Şimdi ne olacak? Bilemiyoruz yurdum adaleti ortadayken, Bakunin’ in deyimiyle hukuk iktidarın “fahişesi” olmuşken, adalet nerede diye sormaktan yorgun düşmüşken,  daha Pozantılı tecavüze uğrayan çocuklar için adalet yerini bulmamışken, N.Ç yorgun düşüp Hukuk fakültesinde kendi durumundaki çocuklar için okurken, H. i. davası sanığı  tutuksuz yargılanmaya karar verilmişken  H. İ.'nin “babamın çığlığı yetecek mi beni kurtarmaya? sorusu neye yarayacak, kendi için adalet isteyen H.İ. için yaşam bundan sonra nasıl olacak?

Emek Erez / radikal blog

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder