Site içi arama

Sermaye boş durmuyor: Çocuklara finans eğitimi


Çocukların ve gençlerin finansal erişim ve eğitim vasıtasıyla bireysel yeteneklerini güçlendirmek, onlara finansal farkındalık kazandırmak amacıyla kurulan” Child & Youth Finance International (CYFI) tarafından düzenlenen II. CYFI Zirvesi ve Ödül Töreni, 7 – 9 Mayıs 2013 tarihleri arasında İstanbul’da Hilton Otel’inde gerçekleştiriliyor. Zirve olarak isimlendirilen organizasyonun Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ev sahipliğini, Borsa İstanbul (BİST) ana sponsorluğunu yaparken T.C. Merkez Bankası, İstanbul Takas ve Saklama Bankası (TAKASBANK), Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) ve Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB) de organizasyonu destekliyor.

Peki, Nedir bu CYFI?
SPK’nın sitesinde CYFI şu şekilde tanımlanıyor: “OECD, BM Kalkınma Fonu, UNESCO, UNICEF, Avrupa Kooperatif Bankaları Birliği, Arap Bankalar Birliği, The Wharton School, University of Buffalo, World Entrepreneurship Forum ve bunların yanı sıra 500’e yakın uluslararası şirket ve sivil toplum kuruluşunun stratejik ortakları arasında bulunduğu CYFI, zirveler düzenleyerek çocuklar ve gençler ile çeşitli sektörlerden üst düzey temsilcileri bir araya getiriyor. “Finansal Erişim” ve “Çocuklar ve Gençler için Finansal Eğitim” konularında düzenlenen CYFI zirvelerinin ilki, 24 Nisan 2012 tarihinde 83 ülkeden 364 kamu ve özel sektör temsilcisi ile 40 ülkeden 70 çocuk ve gencin katılımı ile Amsterdam’da gerçekleştirildi. Merkezi Hollanda’da bulunan kuruluş, 2015 yılı itibariyle 100 ülkede 100 milyon çocuğa ulaşabilmeyi hedefliyor.”
“Finansal Erişim” ya da “ Çocuklar ve Gençler için Finansal Eğitim” başlıkları ile düzenlenecek panellerde yaşları 8 ila 22 arasında değişen çocuklara ve gençlere finansal sistem ile ilgili bilgiler verilirken, finansal araçları kullanma konusunda tavsiyeler de verilecek.  Bu noktada işin özüne indiğimiz zaman tepeden tırnağa ideolojik, hegemonik bir çalışma ile karşı karşıyayız. 1980 sonrasında hızla “ Başka Alternatif Yok” diyerek dayatılan ekonomi politikalarının bir yansımasıdır. Ve işin en kritik olan yanı ve onu hegemonik yapan taraf da hâkim politikaların sürdürülebilmesi için yapılan bir çalışmadır. Ve özellikle de çocuklar ve gençler hedef alınmaktadır.
İlkokul çağında çocuklara kameralar önünde “Borsa İstanbul’un” başlangıç vuruşunu yaptırarak eğitimden, sağlığa, ulaşımdan, barınmaya kadar hayatın her alanının piyasa ilişkilerine tabi olması gerektiği hegemonyası daha kolay anlatılabilecek, kabul ettirilebilecek. Işıltılı ortamlarda, bilgisayar tuşları ile para transferleri arasında çocukların ve gençlerin hayalleri ipotek altına alınacak. Böylece sermaye düzenine mahkûm toplumsal hayat yeni nesillere meşru, olması gereken, kaçınılmazmış gibi anlatılacak.
Sermayenin banka hesabı hayali
Bu organizasyonu gerçekleştirenler kendi sitelerinde yaptıkları çalışmanın sistemin devamlılığı için çok kritik olduğunu açıkça ifade ediyorlar. Onların deyimine göre “Eğer bizler geleceğin yetişkinlerine finansal varlıklarını yönetme kabiliyetini veremezsek, Dünya ekonomisinin geleceği risk altındadır.” Organizasyonun sitesinde hayal olarak söylenen şey ise her çocuğun ilkokulu bitirdiğinde bir banka hesabının olacağı günler.  Bu cümleyi okuyunca aklıma hemen okuduğum üniversitede  (Marmara Üniversitesi) bizlere sorulmadan adımıza açılan banka hesapları ile kimlik kartı yerine çıkarılan kredi kartları geldi. Demek ki, “Üniversiteler Bizimdir” diyerek bu gelişmeye karşı çıkanlar basitçe bir kimlik kartı ya da yemek fiyatı mücadelesi yapmıyorlarmış. Doğrudan sermayenin hayallerine çomak sokuyorlarmış. (O yüzden ya Taksim’deki, Dolmabahçe’deki bu tahammülsüzlük.)
Zirvenin kapanışında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan teşekkür konuşması ile muhtemelen zirveden duyduğu mutluluğu ve bu tür organizasyonların çoğaltılması gerektiğini belirtecektir. Çünkü o da çok iyi biliyor ki sermayenin devamlılığı için yeni nesillerin bu hegemonyaya ikna edilmesi çok önemli.  AKP döneminde sözde bağımsız kurumlara atanan bürokratlar da konuşmaları ile Ali Babacan’ı tamamlayacaklardır.  Tüm konuşmalarda en çok rekabetçi olmak, bireyci olmak salık verilecektir çocuklara, gençlere. Sermayenin hegemonyasını da rekabetçi, bireyci nesiller devam ettirecektir. Çünkü sayıları 394’ü bulan AVM’leri yaşatacak olan bireyci, tüketim odaklı nesiller olacaktır.
Sonuç olarak şunu çok iyi anlıyoruz ki, sermaye ödevine iyi çalışıyor. Bugün tüm hakları, doğayı, kentsel alanları her şeyi hızla piyasalaştırırken, geleceğin nesillerini de şimdiden hazırlayarak hafızaları sermaye lehine esir almak istiyor. Sermaye iktidarını korumak isteyen AKP, bundan sonra da benzeri organizasyonları çoğaltarak büyütmeye çalışacaktır.
Bu saldırının karşısında ancak tıpkı Taksim’de, Dolmabahçe’de olduğu gibi dayanışma ruhuyla emeğine, tarihine, geleceğine sahip çıkanlar durabilecektir.

Engin Duran / sendika.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder