Site içi arama

Çocuk ve Yaşlılara Verilen Değer Arasındaki Evrimsel Fark Üzerine...


Sayfamız okurlarından Sn. Adil Ekrem Yarar şöyle bir soru yöneltti:

Merhaba Evrim Ağacı. Doğada, canlılar arası doğum-ölüm sürecinde.. yaşı küçük olanlar daha çok sevilir ve korunurken, belli bir yaştan sonra tam tersi bir durumla -hatta, terk edilme de dahil- dışlanma yaşanıyor. Böyle bir kararın sebebi, evrimin sağlığı açısından mı, yoksa, farklı bir durum mu söz konusu? Teşekkür ederim.







Evrim Ağacı olarak kendisine şöyle bir cevap vermek istiyoruz:
  

Sayın Adil Ekrem Yarar, 

Geç cevabımız için çok özür dileriz, hemen cevap verelim: 

Bu durum, Evrimsel Biyoloji'nin açıklayıcı gücünü bizlere gerçekten de çok net bir şekilde gösteren bir durum. Çünkü bütün canlıların doğal varlık amaçları "hayatta kalmak" ve "üremek"tir. Dolayısıyla tüm canlıların özellikleri bu ikisini başarabilmeye en yakın olacak şekilde özelleşmiştir.  Buna sadece fiziksel özellikler değil, davranışsal özellikler de dahildir. 

Dolayısıyla, canlıların popülasyon ya da aile içerisindeki davranışları da bu ikisini gerçekleştirmeye ve özellikle de "en az enerji harcayarak" gerçekleştirmeye yönelik olarak milyonlarca yıldır özelleşmektedir. 

Monogamik (tek eşli) canlıların büyük bir kısmı ile poligamik (çok eşli) canlıların bile geneli doğumdan sonra yavrularına bakmaktadır. Bu, aslında bireyin kendisine bir fayda sağlamaz ve hatta daha fazla üreyebilecekken, yavrusuna bakmakla zaman harcamasına sebep olmaktadır. Ancak Evrimsel açıdan baktığımızda, bir ebeveynin yavrusunu geliştirmesi ve üreme çağına kadar hayatta tutabilmesi, aslında kendisinin dolaylı uyum başarısını (indirect fitness) arttırması demektir. Eğer yavrusu hayatta kalır ve ürerse, zaten kendisinde bulunan "başarılı" genleri bir nesil fazladan aktarabilmiş olacaktır ebeveyn. İşte tam olarak bu sebeple yavrular kollanır ve sevilir. 

Ancak üreme yaşını geçmiş bireyler, Evrimsel ve doğal açıdan "işe yaramaz" olarak görülmektedirler. Dolayısıyla hayvan türlerinin çok büyük bir kısmında, üreme yaşını geçmiş bireyler diğerleri tarafından kollanmaz ve umursanmazlar. Zaten birçok hayvanda ömür de, üreme yaşını geçtikten kısa bir süre sonra sona ermektedir; dolayısıyla o hayvanlar için çok da büyük sorun teşkil etmez. İlginç bir şekilde, bundan birkaç yüzyıl kadar öncesine kadar insanın ömrü de 35-40 yaşlarına kadar sürmekteydi. Daha önceki atalarımızın ömrü daha bile kısa olabilmekteydi. Bu da yine insanın aslında bir hayvan türü olduğunu ve evrim süreci içerisinde bu şekilde farklılaşarak bazı yeni özellikler kazandığını (ancak halen bir hayvan türü olduğunu) göstermektedir. Yani uzun ömürlerimize aldanmamalıyız, bunu biz, uzun uğraşlar sonucunda kazanabildik.

Her neyse, yaşlıların hayvanlarda değersiz olmasını, bir insan bireyi olarak üzülecek ya da moral bozulacak bir durum olarak görmemeliyiz. Çünkü bir hayvan olarak insan türü birçok yapay hayat amacı üretmiştir: din, sanat, müzik, felsefe, edebiyat ve daha nicesi. Dolayısıyla, toplumsal yapımız içerisinde her yaştan, her cinsiyetten insanın bir faydası bulunabilmektedir. Ancak genel olarak hayvani açıdan baktığımızda, insan ve bazı diğer primatlar haricinde yaşlıların üzerine düşülmemesinin sebebi artık genetik olarak bir fayda sağlamamalarıdır. 

Burada iki nokta devreye girer: 

1) Yaşlılar, kendilerini feda ederek torunlarına da bakmaktadırlar. Bunu birçok hayvan türünde görmekteyiz. Bu "dede/büyükanne şefkati" de yine evrimsel başarıya yönelik bir gelişimdir. Genellikle birçok primat türünde büyük ebeveynler, tıpkı ebeveynler gibi torunlarını (ebeveynlerin yavrularını) sever ve kollarlar. Bu da Evrimsel Süreç'te son birkaç on milyon yıldır evrimleşen ilginç bir özelliktir. 

2) Yaşlılar "deneyim denizi" olarak iş görürler. Bu da bazı sosyal popülasyonlarda yaşlıların değerinin diğer türlere göre çok daha yüksek olmasına sebep olur. Örneğin şempanzelerde, tehlikeli bir durum karşısında dişiler ortamda alfa erkeği varsa onu, yoksa tüm popülasyon en yaşlının davranışlarını takip eder. İnsan türünde de, kuzenlerimizden farksız olarak yaşlılar her zaman deneyimli ve birikimli bireyler olarak görülürler. Dolayısıyla onların değeri, en azından bizim toplumlarımızda çok daha uzun sürelidir. 

Umarız açıklayıcı olmuştur. 

Çağrı Mert Bakırcı / evrim ağacı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder