Site içi arama

Savaşın yükü çocuk omuzlarda


Bugün Dünya Çocuk Günü. Günün amacı ise, “Çocuklar arasında ortak duygular oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesi” olarak ifade edilmiş.
Peki ya savaşın çocukları? Suriye’deki savaştan kaçıp, Türkiye’ye gelen çocuklar, savaşın izlerini hala taşıyor. Antep’e yerleşen mülteci çocukların neredeyse hiç biri okula gitmiyor. Çünkü çalışmak zorundalar.  

OKUYANA RAST GELMEDİK
Beydilli Mahallesindeyiz. Burası çarpık, düzensiz ve bakımsız evlerin olduğu bir yer. Gittiğimiz saat okul zamanı, ancak mahallenin sokakları çocuk kaynıyor. Gezdiğimiz süre boyunca okula giden bir tek çocuğa bile rastlamadık.

ATÖLYEDE ÇALIŞIYORLAR
Bir eve giriyoruz. Evde dört Suriyeli çocuk var, biri çok küçük daha. Diğerleri de pek büyük sayılmaz. Nazira 10, Fatma 13 ve Tulin de 8 yaşında.  
Üç çocuk da, Suriye’deki savaştan önce okula gidiyormuş ülkelerinde. Ancak, savaşın patlak vermesiyle aileleriyle birlikte Antep’e gelmişler 8 ay önce. Şimdi ise bir atölyede çalışıyorlar. Haftalık 30’ar lira alıyorlar. Okula gidemiyorlar. Çünkü, Antep’de yaşamak için para kazanmak zorundalar. Kazandıkları 30 liradan da olmamak için, okula gitmeyi tercih etmiyorlar.

KÜÇÜK YÜREKLER SAVAŞIN BİTMESİNİ İSTİYOR
Suriye’yi, arkadaşlarını, ninelerini, dedelerini özlüyorlar. Savaşın bitmesini istiyorlar küçük yürekleriyle, geri dönmek için.
Aynı mahallenin sokaklarında gezmeye devam ediyoruz. Bir tekstil atölyesine giriyoruz. Burada 10 yaşındaki Muhammet Hüseyin ile konuşuyoruz. Halep’te 3. sınıfa kadar okumuş. Onun dünyası da tıpkı diğer Suriyeli çocuklar gibi. Okula gitmiyor ve haftalık 50 liraya çalışıyor.
Ancak Muhammet Suriye’yi özlememiş. “Burası güzel diyor” Hüseyin. Belli ki, savaş onu çok etkilemiş. Aynı atölyede çalışan Rami ise, Suriye’ye dönmek istiyor.
Adı gibi Şirin bir kız çocuğu görüyoruz sokağın birinde. 6 kardeşler ve Şirin en küçüğü. Dükkan’dan bozma bir yerde yaşıyor ailesiyle. Babası yardım alamadıklarını söylüyor. “Çocuklar okula alınsa iyi olur” diyor. Diğer çocuğu 8 yaşındaki Muhammet’in çok zeki olduğunu ve okula gitmesi gerektiğini söylüyor. Muhammet ise, hiç oralı değil. Çünkü o, Suriye’ye gitmek istiyor, arkadaşlarının yanına.
Antep’in birçok yerinde Suriyelilere rastlamak mümkün. Kalacak yeri olmayanlar dileniyor ya da parklarda yaşıyor. Önümüz kış. Çocuklarıyla birlikte kalan mültecilerin dertlerine bir de ısınma sorunu eklenecek.


İŞARET DİLİYLE ANLAŞIYORLAR
Şehir merkezindeki pek çok dükkanda Suriyeli çocuklara çalışıyor. Atölyelerde, mağazalarda... Dil bilmedikleri için işaret diliyle, ya da çat pat bildikleriyle Türkçe kelimelerle anlaşmaya çalışıyorlar.

‘TÜRKÇE ÇOK ZOR’
Beydilli Mahallesi’nde Suriye’den gelen Ali’ye rastlıyoruz. O da okula gitmiyor. “Okula gitmek ister misin?” diye soruyoruz. “Hayır” diyor, “Türkçe çok zor, istemiyorum. Eğer Suriye’ye gidersek geri, orada okula gideceğim” diyor. 


TÜRKİYE ÇOCUK İŞÇİLİĞİNDE AFRİKALAŞIYOR
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü’nün (DİSK-AR), 2013 yılı için yayınladığı çocuk işçiliği raporuna göre Türkiye çocuk işçiliği konusunda Afrikalaşıyor. İşte rapordan dikkat çekenler:
* Dünya genelinde 306 milyon çocuk işçi var.
* 5-17 yaş arasındaki her 5 çocuktan biri çalışıyor.
* 2012 yılında çocuk işçi sayısı 893 bine ulaştı.
* 4+4+4 sistemi ile ilişkilendirilen okula devam ederken çalışan çocukların sayısı, 2006-2012 yılları arasında yüzde 64 oranında artarak, 272 binden 445 bine yükseldi. Okuyan çocukların 2006 yılında yüzde 2’si ekonomik bir faaliyette çalışırken 2012 yılında bu oran yüzde 3’e ulaştı. Okula devam etmeyen çocukların sayısı 2 milyon 314 binden, 1  milyon 297 bine gerilerken, okula gitmeyen çocuklar arasında ekonomik faaliyetlerde çalışanların oranı yüzde 27’den yüzde 35’e yükseldi.
* Çocuk işçiliğindeki artış SGK istatistiklerine de yansıyor. 2006 yılı SGK
İstatistiklerinde zorunlu sigorta kapsamında ücretli olarak çalışan çocukların (14-17 yaş) sayısı 14 bin 161 iken, 2012 yılında 62 bin 925’e yükseldi. Çırakların sayısı ise aynı dönemde 158 binden 322 bine çıktı.


DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ NEDİR?
Uluslararası Çocuk Günü fikri, 1925 yılında Cenevre’de yapılan Çocukların Refahı için Dünya Konferansı’ndan sonra doğmuştur. 54 ülke katılımıyla gerçekleşen Konferans’ta Çocukların Korunmasına Dair Cenevre Bildirgesi kabul edilmiştir.
Dünya Çocuk Günü çocuklar arasında ortak duygular oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesini amaçlar.
Bildirge esas olarak yoksulluk, çocuk işçiliği, eğitim gibi dünya çocuklarının refahını ilgilendiren konulara odaklaşmaktadır.
Ardından, UNICEF, (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu), 1954 yılında oybirliği ile Ekim ayının ilk pazartesi gününü Dünya Çocuk Günü olarak kabul etmiştir.

İnanç Yıldız / evrensel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder