Site içi arama

Van’da dayanışmanın fotoğrafını çocuklar çekti, kitap yayımlandı


Halkevleri Fotoğraf Atölyesi, Van’daki depremzede yüz çocukla gerçekleştirdiği Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi’nin ürünlerini bir kitap ve sergide topluyor.

Halkevleri Fotoğraf Atölyesi Van depreminin ardından Halkevleri’nin ülke çapında yürütüğü dayanışma kampanyası ardından Van’da açtığı Halkevleri Van Çocuk Evi’nde yaptığı çalışmaları kitaplaştırdı. Halkevleri depremin hemen ardından “dayanışmayla kardeşlik köprüsünü kuruyoruz” diyerek şubelerinden başlayarak bir dayanışma kampanyası başlatmış, Halkevleri gönüllülerinin katılımı ve Van Belediyesi’nin de desteği ile Çocuk Evi 4 Aralık 2011′de kurulmuştu. Çocuk Evi  çocuklarla “özgürleştirici bir dayanışma” ilişkisi kurmak için gönüllü eğitimcilerin katkısı ile çok sayıda atölye çalışması düzenlemişti.
Halkevleri Fotoğraf Atölyesi de  mayıs ve haziran aylarını kapsayan iki aylık süreçte Seyranpete mahallesinde kurulan Halkevleri Van Çocuk Evi’nde gerçekleştirildi.
Fotoğrafçı çocukların ürünleri kitaplaştırıldı
Bu atölyede çeşitli oyunlarla fotoğrafı tanıyan çocukların çektiği binlerce fotoğraftan iki yüz tanesi  “Van’da dayanışmanın fotoğrafı” ismiyle bir kitapta toplandı. Kitap Türkçe ve Kürtçe olarak Notabene yayınlarından çıkıyor.
Van’lı çocukların fotoğrafları Van halkıyla buluşuyor
Yine binlerce fotoğraftan derlenen yüz fotoğraf, Van Belediyesi ve Halkevleri’nin desteğiyle 5-9 Ekim 2013 tarihleri arasında sanat sokağında sergilenecek.
Halkevleri Van Çocukevi Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi yürütücüleri yaptıkları çalışmayı şöyle anlatıyor;
Van’da dayanışmanın fotoğrafı
Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik. Suları başka denizlere karışmayan bir denize vardık. Ortasında bir ada… Efsane’deki çobanın çığlıklarını duyduk “Ah Tamara, Ah Tamara”… Tamara’ya aşık çoban, sevgilisiyle buluşmak için her gece yüzerdi adaya, ona yol gösterense bir fenerden yayılan ışıktı yalnızca. Bir gün o ışık, ulaşmaya çalıştıkça uzaklaşmıştı çobandan. Ta ki son nefesiyle aşkının adını haykırana kadar… “Ah Tamara…”
Ve yine aynı topraklarda başka çığlıkları duyduk. Bir yıkıntının altında… Güneşten ya da bir fenerden sızan ışığa ulaşmaya çalışan Berivan’ın, Azad’ın, Berfin’in, Baran’ın çığlıkları… Sonrası “Ah Berivan”, “Ah Azad”, “Ah Berfin”, “Ah Baran”… Ah… Ah…
23 Ekim 2011… Saat 13:41… Kandilli Rasathanesi Richter ölçeğine göre 7.2 olarak açıkladı Van Depremi’nin şiddetini. Kadın, erkek, çocuk binlerce insan bir toz bulutunun içinde kayboldu, o gün ve o saatte… Ve sonrasında deprem kadar yıkıcı olan devlet gerçeğiyle bir kez daha yüzleşti Van halkı. Afet bölgesine giden yardımları engellemeye kadar varan bir devlet şiddeti yaşandı. Ardından  ulusal yayın yapan televizyonlarda “Her ne kadar Van’da olsa acımız büyük”, “Hem askerimize polisimize taş atıyorlar, hem de yardım bekliyorlar”, “Devletin Kürtlere yapamadığını Allah yaptı” gibi nefret söylemleriyle birlikte vicdansız sesler de yükselmeye başladı. Richter ölçeği bu vicdansızlığın şiddetini ölçemedi.
Böylesi bir ortamda hem depremzedelerle dayanışmak hem de Kürt ve Türk halkı arasında bir kardeşlik köprüsü kurabilmek için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyordu. Halkevleri Fotoğraf Atölyesi ve onlarca gönüllü fotoğrafçı da bu sorumlulukla soluğu Van’da aldılar. Çünkü çocukların yeniden gülmesi gerekiyordu, yıkıntıların altından yeni bir yaşam ancak böyle kurulurdu.
1 Mayıs’tan başlayarak Haziran ayının sonlarına kadar devam eden Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi’nde on beş fotoğrafçı, yüz çocukla iki aylık bir atölye gerçekleştirdi. Bu atölyede çocuklar çeşitli oyunlarla fotoğrafı tanıdılar ve binlerce fotoğraf çektiler. Kendi gözlerinden depremi ve bir halkın acısını anlattılar. Bu fotoğraflardan derlediğimiz iki yüz fotoğrafı bu kitapta toplayarak tarihe iki dilli bir not olarak düşmek istedik. Eksikler bize güzellikler çocuklara aittir.  Halkevleri Fotoğraf Atölyesi
 Kitap hakkında iletişim için:
Alaattin Timur / Alaattin@sendika.org /0 532 526 09 65

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder