Site içi arama

Özgürce yaşanan tek bir dakikası olmayan çocukların günü

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil.
Onlar hayatın kendine duyduğu hasretin oğulları ve kızları.
Onlar sizinle gelirler ama sizden değil.
Sizinle birlikte olsalar da size ait değil.
Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil,
Çünkü kendi düşünceleri var onların.
Onların bedenlerini barındırabilirsiniz ama ruhlarını değil,
Çünkü ruhları geleceğin evinde yaşar; düşlerinizde bile gidemezsiniz oraya.
Onlar gibi olmaya çabalayabilirsiniz ama onları kendinize benzetmeye çalışmayın.
Çünkü geri geri gitmez yaşam, dün ile oyalanmaz…
HALiL CiBRAN
Başka zamanlarda başka memleketin oğullarına ve kızlarına yazılmış bu dizeleri sayıları 5 milyondan fazla çocuk gelinin, 7 milyona dayanmış çocuk işçinin ülkesinde; toplumun en yaşamsal haklarının gasp edildiği, özgür yaşama olanaklarının iyice kısıtlandığı bir memlekette yaşayan bir yetişkin nasıl okuyorsa öyle okuyun. Cibran bu dizeleri yazarken muhtemelen çocukların haklarının ne bir günü ne de sözleşmesi vardı. Şimdiyse uluslararası belgelerle yüzlerce devlet erkinin imzaladığı bir “çocuk hakları sözleşmesi” var. O yüzden her yıl yüzlerce çocuk; fabrikada, tarlada, merdiven altı tezgâhlarda, organize sanayi bölgelerinde çalışırken yumuyor gözlerini hayata. O yüzden her yıl yüzlerce çocuk; çoğu zaman yakını bir yetişkin tarafından istismara, kötü muameleye maruz kalıyor. O yüzden uyuşturucu çetelerinin, porno sektörünün malzemesi ya da hedef kitlesi oluyor. İşte yine o yüzden çocuk yaşta yeni çocuklar getirmeye başlıyorlar dünyaya; yine hakları uluslararası belgelerle garanti edilmiş olan!
1900′lerin başlarında özelikle Avrupa genelinde yayılan, insanca çalışma koşulları talep eden grevler dalgasına; fabrikaların yakınlarındaki okullarda okuyan ve günün yarısını okulda yarısını fabrikada çalışarak ve dayak yiyerek geçiren çocukların isyanı da ortak olmuştu. “Düş peşime, kapıl sen de, gel bizimle ve hiç düşünme, güven sen bize, biliyorum ben, nereye gidiyoruz, haydi sen de katıl bize” sözleriyle İngiltere’de sokağa dökülen binlerce çocuğun talepleri ve kıta geneline yayılmış büyük grevler dalgası çocuk haklarının görüşüldüğü kongreleri beraberinde getirdi. Yüzyıl ortasına doğru kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni Türkiye 1990 yılında imzaladı. Çocuk hakları ihlallerinde zamansal ve mekansal olarak farklılık gösteren artış ya da azalış, tıpkı sözleşmeyi ortaya çıkaran süreçte olduğu gibi bugün de sınıfsal ve toplumsal hak gasplarından ayrı düşünülebilecek bir problem değil. Bugün de neoliberalizmin, emek sömürüsünün yanı sıra emeğin yeniden üretim alanlarını piyasalaştırdığı ve kamusal hakları paralılaştırdığı bu dönemde ‘sınıf’ ve ‘mücadele’ yeni bir çizgide hayat buluyor.
11 yıllık AKP iktidarında, çocukların haklar hanesinden her gün yeni kayıplar yaşadık. Eğitim, sağlık, barınma gibi halkın en yaşamsal alanlarındaki neoliberal dönüşümler ve hak gaspları çıkarılan yasa ve düzenlemeler çocuk haklarını da derinden etkiledi. Kimse aksini iddia edemez ki bu ülke; 4+4+4 ile eğitim hakkı neredeyse yok olan, kentsel rant projeleriyle, göçle evinden edilen, ihmal, istismarı gündelik olaylar gibi yaşayan, iş kazalarında ölen, erken yaşta evlendirilen çocukların ülkesi haline geldi. Bu da yetmezmiş gibi çocuğunu ister çalıştırır, ister kocaya verir, isterse döver, isterse öldürebilir genişliğe sahip bir “kutsal aile” ve çıkardığı tüm yasalarla kendi gerici ideolojisini devam ettirecek ve koruyacak bir nesil yaratma iddiası olan “iktidar”la çocuklar, AKP’nin dinci-gerici ideolojisinin kontrol edileni ve hatta yeniden üreticisi olarak kurgulandı.
Cibran’ın dizelerine dönecek olursak çocukların ruhları geleceğin evlerinde yaşıyorsa ve o gelecek AKP karanlığını yırtacak olansa; çocukların hakları ve çocuklarla birlikte verilecek bir mücadele tam da bugün en çok üzerinde durmamız gereken konulardan biri. Neoliberalizme ve gericiliğe karşı mücadele eden toplumsal muhalefetin tüm güçleri çocuk hakları konusunu muhakkak gündemine almalı ve çocuk hakları için mücadele edenler de bu alanın bütün bir haklar mücadelesinden bağımsız olduğunu unutmamalıdır.
Çekirdek Çocuk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder