Site içi arama

Çocuklara yeniden özgürlük...



Çocuklar ölüyor iş kazalarında, salgın hastalıklarda; çocuklar ölüyor mayını oyuncak sandığı için. Çocuklar sokaklarda, karanlık atölyelerde çalıştırılıyor. Küçük kız çocukları dedesi yaşında adamlarla evlendiriliyor. Çocuklar cezaevlerinde büyüyor; kimi annesi cezaevinde olduğu için, kimi suça itilip "suçlu çocuk" olarak görüldüğü için, kimi devlet şiddetine karşı elindeki taşı fırlattığı, sapanı kullandığı için... "suçlu çocuk olarak tanımlanıp devletin gözetimindeki cezaevlerine kapatılan çocuklar tecavüzle karşı karşıya kalıyor. Başbakan, birer yetişkin olan üniversite öğrencilerinin yaşam biçimine müdahale etmeyi gündeme getirirken; adı çocuk mahkumlara tecavüz olaylarıyla anılan Pozantı ve öteki ceza kurumlarında olanları görmezden geliyor. 
 
Başbakan, "üç çocuk yetmez, beş çocuk yapın; yaptığınız çocukları da vatana hibe edin" diyor. Ne var ki Türkiye'nin çocuk karnesindeki notlar oldukça düşük... Çalışan, çalıştırılan çocuklar çocukluklarını yaşayamıyor; çocuk Ahmet ve daha nicesi iş cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. Türkiye, önlenebilir bir çocuk hastalığı olan kızamıkta dünya üçüncüsü... Mayınlar, polis şiddeti, plastik mermiler, gazlar çocukları bekleyen tehlikeler... Kimi sakat kalıyor, kimi yaşamını yitiriyor... Eğitim sistemindeki 4 artı 4 artı 4 uygulamasıyla daha 1. yılın sonunda kız çocuklarının okuma oranı düştü. Okuldan alınan kız çocuklarını ya çocuk işçi ya da çocuk gelin olmak bekliyor. Ülkeyi yönetenlerse her gün yeni  bir düzmece gündemle çıkıyorlar halkın karşısına... Bütün bu haksızlıkların üstünü türbanla örtüyorlar bazen, bazen de hak ve özgürlüklere doğrudan müdahale eden davranışlarla...
 
Çocuklar tehlikelerle yüz yüze ülkemizde; çocuk hayatları ziyan... Okullarda, evlerde, sokaklarda, cezaevlerinde... Türkiye'de cezaevlerindeki çocukların sayısı 2 bine yaklaşıyor; bu sayının 394'ünü ceza almış çocuklar oluşturuyor, geriye kalan 1403 çocuğun yargılaması sürüyor. Bu sayıya cezaevlerinde kalan annelerinin yanında kalan çocuklar dahil değil... Türkiye'de toplumun birçok kesiminde olduğu gibi çocuklar da hak ihlalleriyle karşı karşıyalar. Özellikle 1990'lı yıllardan başlayarak Kürt çocukları yaşam hakkı ihlali ile karşı karşıya kaldılar. Öldürülen çocukların adlarını sıralamak bu köşenin sınırlarını aşıyor ne yazık ki... Ayrıca, çocuklara yapılan haksızlıkları, onların yaşadığı acı ve kötü olayları sıralamak yerine; sorunlara çözüm aranması gerekiyor. Bu doğrultuda yapılan araştırmaları ve çalışmaları çok değerli buluyorum. Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı ve yaptığı çalışmalar bunlardan biri... Vakıf; 1985'te Dostlar Dayanışma Derneği tarafından "suça sürüklenerek çocuk adalet sistemine giren, yasalarla ihtilaf halindeki çocukların, sistem içerisindeki tüm aşamalarına destek vererek topluma kazandırılmaları amacıyla" kurulmuş. Düşük gelirli sosyal sınıflar için ek gelir sağlama ve onların çeşitli sorunlarına  çözüm üretme amacını taşıyor. Vakfın çekirdeğini oluşturan Dostlar Dayanışma Derneği, ülkemizde çocuk cezaevine girerek etkinlik başlatan ilk kuruluş olma özelliğini taşıyor. Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfının çalışmaları bunlarla sınırlı değil. Tahliye sonrası destek hizmetlerinden, ülkemizdeki adalet sisteminin çocuklar lehine iyileştirilmesi için çalışmaya, kamuoyunun dikkatini çekmek için bilimsel sempozyumlar düzenlemekten sergiler açmaya kadar pek çok etkinlik yapıyor. Gönüllüler yetiştiriyor. İstanbul Kadıköy'deki Vakıf merkezi biz yazarlara yabancı değil. Çocuk ve Gençlik kitapları Araştırma Merkezi ÇAM da Vakfın çatısı altında filizlenip yeşerdi... 13 Kasım 2013 günü de Caddebostan Kültür Merkezi'nde UMUTLARI ERTELENEN ÇOCUKLAR- BELGESEL FOTOĞRAF SERGİSİ açılıyor.
 
Çocuklar tehlikelerle yüz yüze ülkemizde; çocuk hayatları ziyan... Okullarda, evlerde, sokaklarda, cezaevlerinde... Çocukların yüzüne utanmadan bakabilmek için, onlara güvenli, sağlıklı bir yaşam sunma sorumluluğumuz vardır. İnsan olarak, yurttaş olarak, ebeveyn olarak, ülkeyi yönetenler olarak... Bu tür çalışmalara destek olarak, ülkeyi yönetenlerin çocuklar üzerinden siyaset yapmalarını engelleyerek, yasaların çocukların lehine değiştirilmesi için çalışarak çocukların karşı karşıya olduğu tehlikeleri biraz olsun azaltarak sorumluluklarımızı yerine getirebiliriz... Ancak o zaman, onların bu olaylar nedeniyle pırıltısını yitiren gözlerine bakma gücü bulabiliriz...

Gülsüm Cengiz / evrensel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder