Site içi arama

Tahir var Ali yok!



İlkokulda yoklama alırdı öğretmen. Herkes orada olduğunun raporunu verirdi. Bugün öldürülen çocuklarımızın yoklamasını tutuyoruz biz anne ve anne aday adayları. 

Başbakanın bir torunu oldu. Adını Ali koydu. Yeni bir can, ilklerini yaşayacak yeni bir çocuk..

Peki, hangi Ali bu Ali? 19 Yaşında dövülerek öldürülen Ali mi? Davası memleketten, memlekete kaçırılan Ali mi? Annesinin yasını bitiremeyen, gözyaşını kurutamayan Ali mi?
Bu Ali, başka Ali! Bu Ali, belki yeni gemicikler edinecek, Türkiye’ye arada bir uğrayacak ana babası gibi! Ülkesine dışarıdan bakacak. Ali’nin aklı kestiği zaman karşılaşabilsem uzun uzun anlatırdım ona.

Sevgili bebek, Sevgili Ali; Bizim, bir Alimiz vardı derdim. Gezi direnişi patlak verdi ülkemizde, bu çocuk özgürlük ve demokrasi için sokaktaydı. Diğerleri gibi gazla falan ölmedi, vurula vurula, kırıla kırıla öldürüldü. Bizler sonradan izledik kamera kayıtlarında. Hepsi Ali’nin iki katı adamlardı, ağabeyleri olurlardı yaşça. Ali’nin adını bir başbakan koymadı. İşçi bir baba, emektar bir ana koydu. Ali bir başbakan, bakan ya da milletvekili çocuğu değildi. Hakkını aramak için sokağa çıkan halktan biriydi. Ve senin deden sevgili çocuk, bu gençlere hep ölümü reva gördü. Öldürülmeleri için emirler verdi.

Bir de Medeni vardı. Büyük şehirlerde insanlar özgürlük ve demokrasi için gezide toplanıyorken, Medeni’de yeni bir kalekol olmaması için, baskısız bir yaşam için sokağa çıkmıştı. Onu da öldürdüler. Biliyor musun küçük Ali, bizim ülkemizde çocuklar hep öldürülür! Ben dilim döndüğünce anlatıyorum, sen bir de dedeciğine sor!

Biliyorum küçük prens Ali ile hiç karşılaşamayacağım. Ona olanların aslını anlatamayacağım. Ama dedesine anlatıyorum. Anlatıyoruz! Taze dede Diyarbakır’da insanlara sahte nutuklar atarken, Medeni’nin annesi tek başına, yüreği elinde hesap soruyor. Oğlunun katillerini istiyor, çocuk katillerinden anne sesi ve heybetiyle hesap soruyor.

Çocuklarımızın katilleri nerede? Ne katil, ne adalet ikisi de ortada yok. Bizler gece karanlığında onları arıyoruz. Bulana kadar da arayacağız. Tıpkı Medeni’nin annesi gibi, bir başına olsak da! Her yerde, her dilde, her anımızda arayacağız.
Berkin Elvan uyuyor. Hepimiz onun uyanmasını bekliyoruz. Ali’ye bakmayan, ölümüne sebep olan doktorları hatırlayarak, gözümüzü o uyurken ona bakanlara dikiyoruz. Çocuklar annelerinin ninnileri, babalarını şefkati ile uykuya dalar. Çocuk dediğin hep böyle uyur. Sizin çocuklarınız böyle uyuyor. Özel korumalar, özel bakıcılar, özel öğretmenlerce büyütülüyor. Bizim çocuklarımız ise; Dövülerek öldürüldü. Havan mermisi ile parçalandı bedenleri. Kimisi çocuk gelin olup, gerdek gecesi can verdi. Kız çocuklarımız tecavüze uğradı, her dava nerdeyse beraat ile sonuçlanıyor. Kimi kurşuna dizildi, kimi iş kazasında öldürüldü. Sizin çocuklarınız puanı az olduğu için Amerika’da okuyor. Bizim çocuklarımız uyduruk liseler, bağnaz imam hatiplere tabii tutuluyor. Sizin çocuklarınız ninnilerini bitirip ergen yaşta firma sahibi oluyor. Bizim çocuklarımızın ise ninnileri daha bitmedi, bitemedi. 

Bizler her gün yoklama tutuyoruz sevgili küçük Ali, her gün haykırıyoruz. Yoklamada her gün birileri eksik çıkıyor. Yoklukları, yokluklarının farkında olanları çoğaltıyor, ama artık onlar yok.

Ali!
Yok!

Medeni!
Yok!

Abdo!
Yok!

Mehmet!
Yok

Ahmet Yıldız!
Yok!

Ceylan!
Yok!

Tahir!
Burada!

Ali!
Yok!


Ceylan Alas / cekirdekcocuk.blogspot.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder