Site içi arama

Çocuk gözüyle!

bizim mahalleyi teroristler bastı, ya sizinkini? bizim mahallemizi teröristler bastı. sultan abla’yı barış abiyi öldürdü. hakkı’yı eylem’i ise ateşlerle yakmışlar.
insan yakılır mı? ama onlar insanları yakmışlar. arzu abla dumandan boğularak ölmüş.
hani upuzun sakalları olan dursun abi var ya o bayılmış. az daha o da ölüyormuş dumandan. evde yangın çıkmış.
ben gidecektim sultan abla’nın yanına ama annem göndermedi. benim kocaman silahım vardı. bi vurdum mu... 

onlar ölünce ben çok ağladım o kadar çok ağladım ki...
sultan abla’mın başından kan sızıyordu.
ben gidecektim kurtarmaya ama annem göndermedi. biz o yaktıkları eve hep giderdik.
orada oruç tutuyorlardı. zehra abla o evde öldü, şenay teyze ve gülsüman teyze de o evde öldü.
pınar’la erdem’in annesiydi şenay teyze. erdem benim arkadaşım. galatasaray’ı tutuyor, ben fenerliyim.
bazen maç ederdik mahallede. biz onları yenerdik hep. erdem duysa bu söylediğimi bana yine ’atma oğluuum, biz sizi yendik’ der.
ama siz ona inanmayın biz onları yendik maç yaparken. şenay teyze öldükten sonra da erdem’le pınar hep evlerine gittiler.
benim annem ölse ben her gün ağlardım. onlar çok ağlamadılar. bir keresinde annesi ölüm orucundayken erdem bahçedeki bütün lahanaları yolmuştu.
’madem yemiyorsunuz ben de hepsini yolarım’ demişti. erdem’in bisikleti var. beni de bindirdi.
devrim olduktan sonra bütün çocuklara bisiklet alacaklarmış.
hakkı abi bir keresinde öyle söyledi. bütün çocuklar doya doya süt içeceklermiş.


ben sütü hiç sevmem. içmemki ben süt. bana bisiklet alsınlar devrim olunca.
ama devrim öyle kolay olmazmış.
cephe vuracakmış sonra devrim olacakmış.
çok büyük bir şeymiş devrim kocaman... benim bir arkadaşım var, adı devrim.
koşu yapınca ben onu geçiyorum. pınar’la erdem anneleri öldükten sonra diğer abla ve abilerinin yanından hiç ayrılmadılar.
şenay teyze öyle istermiş. o evde bir de hülya teyze vardı. o da öldü açlıktan. yani oruçtan.
hülya teyze mahallenin bütün çocuklarını çok severdi. bize hep eti puf, bisküvi ve gofret dağıtırlardı.
bunları hep hülya teyze dağıttırırmış. ama hiç dondurma dağıtmadılar. dağıtırlar diye bekledim ama hiç dağıtmadılar.
hülya teyze’den istesem bana alırdı ama onunda canı ister diye söylemedim. çünkü onlar oruç tutarken hiçbir şey yemiyorlar.
bizim mahallemize polisler geldi o gün biliyor musunuz? babam evde yoktu.
annem de komşuya gitmiş. ben de sokakta top oynayacaktım. barikatçıların yanına gittim.
akşamları ateş yakıp türkü söylerdi barikatçılar. hep çevre evlerden barikatçılara yemek götürürlerdi.
biz ne zaman evin önünde oynasak bize gürültü yapmayın direnişçiler sesten rahatsız oluyor derlerdi.
o gün polisler geldi işte. yüzlerinde maskeler vardı terörislerin. ben korktum.
korktum ama kimseye korktuğumu söylemedim.
ben barikatçıların yanındayken terörislerin mahalleye geldiğini anlayan annem koşa koşa geldi ve beni hemen eve götürdü.
kapıyı da üzerimden kilitledi sonra kendisi barikatların oraya gitti.
’korkma’ dedi giderken. ’dışarı çıkarsan bacaklarını kırarım’ dedi bir de. dışarıya çıkamadım.
öyle bir siren çaldıki arabalar, sanki kulaklarımı delecekti o ses.
divanın altına saklandım ama bunu kimseye söylemedim siz de söylemeyin. sonra bizim barikatçılar slogan attılar.
hep bağırdılar. polise taş attılar. bir de molotof. ama polis onlara silah sıktı.
bir de eve bir sürü bomba atmışlar. işte o yüzden yangın çıkmış. bizim mahallemiz çok güzeldi,
onlar gelmeden önce. her yerde oynar her sokakta koşar, top oynar, maç ederdik.
böyle her tarafta polisler yoktu. bize hadi evinize gidin deyip küfür edenler yoktu. ben polisleri hiç sevmem.
onlar sultan abla’yı öldürdüler. bizim barikatçılar da hiç sevmez polisleri.
bir keresinde ben de polise taş attım. yine atacağım. geçen gün bir tanesi bana çukulata verdi almadım.
sevmek istedi gitmedim. ona hıyar dedim annem bu lafa çok kızdı. biz bu mahalleye taşındığımızda ben daha doğmamışım.
ablam ve abim daha küçükmüş o zaman. ben bu mahallede doğmuşum.
bizim evimizi annem ve babam kendileri yapmış. önce bir oda yapmışlar sonra diğer odaları yapmışlar.
bizim köyümüz buradan çok uzakmış. ben daha küçükken köye gittim. bir daha gitmedim.
ben mahallemizi çok seviyorum. mahallemizde bir eve karakol yaptılar.
karakol polislerin evi demekmiş. babam öyle dedi.
ama bu karakollarda insanları dövüyorlar, işkence ediyorlar.
biz evimize geleni dövmüyoruz... mahallemize o karakolu açtıkları zaman bir tane şişko adam gelip evin önündeki sandalyeye oturdu.
gazetecilere bir şeyler anlattı. bu adamı daha önce hiç görmemiştim.
bize yardım edeceğini bundan sonra mahallemize hizmetler getireceğini söylüyor.
mesela çocuklar için park ve spor tesisi yapacakmış.
üstemem. hakkı abi bana devrimden sonra bisiklet alacak.
bende erdem’i bindireceğim bisikletime çünkü o da beni bindirdi.
adam diyor ki size hizmet getiririz, bu evlerin tapusunu size veririz. ama bundan sonra terör örgütlerine yardım yapmayın diyor.
ben o güne kadar bizim mahallede hiç teröris görmedim.
ama terörisler herhalde bizim barikatçılara kurşun atan adamlardır.

terörisler kan döker diyordu o adam. doğru söylüyor.
işte o gün mahallemizi basan maskeli ve eli silahlı adamlar o şişko adamın bahsettiği terörisler olmalı.
biz onlara yardım eder miyiz hiç... geçen gün annemden su istediler annem su vermedi.
onlar da bakkaldan şişe suyu aldılar. polislerin bir de panzerleri var.
bundan yıllar önce yine böyle bu panzerlerinden biriyle benim kadar bir çocuğu ezmişler polisler.
çocuğun adı sevcan’mış. öldüğünde yedi yaşındaymış.
sevcan da benim gibi burada doğmuş. sevcan’ı panzer dedikleri polis arabası ezmiş.
bizim barikatçıların polis arabasına molotof atmalarının nedeni buymuş. çocukları ezmesin diyeymiş.
sevcan ölmüş panzer ezince. o zaman yine karakol yapmışlar mahallede.
işte bu panzer dedikleri o karakolun bahçesinde dururmuş. sevcan’ın şarkısı bile var.
şişko adam çayı höpürdeterek içiyor. ben yemek yerken ağzımı şapırdatsam babam kızar.
şişko adama kimse kızmıyor herhalde. ben çok kızıyorum.
bizim mahallemizi terörisler bastı.
her mahallede var mı? sizin mahallenizde de var mı terörisler? varsa siz de kovun onları mahallenizden.
şişko adam öyle söylüyor. ekmek vermeyin onlara.
çünkü o terörisler panzerleriyle çocukları eziyor, silahlarıyla adam öldürüyorlar...
dikkat edin yüzlerinde maskeleri var.
hemen tanırsınız görünce...
onlara sakın mı sakın yardım etmeyin emi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder