Site içi arama

Sansüre hayır!

Yarın artık medyada bizim kitaplarımızın ilanları yer almayacak, kimse kitaplarımıza övgüler dizmeye cesaret edemeyecek ve okullarda kitaplarımız artık tek bir listeye girebilecek: “Sakıncalı kitaplar listesi”





Sansürcü zihniyet yaygınlaşıyor...

Dünya Klasiklerinden Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar” Kitabına “Sakıncalı” Damgası

2013’ün ilk haberlerinden biri “sansür talebi” oldu.

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bir “Kitapları İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu” kurarak Dünya Klasiklerinden biri olan John Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar” romanını incelediği, romanı ahlaki açıdan “Sakıncalı” bulduğu ve sansürlenmesi talebiyle bakanlığa başvurulduğu belgeleriyle haber oldu. Komisyon, Steinbeck’in bu romanının hangi yayınevlerince yayımlandığını da araştırıyor ve yayınevlerinin kitaplarındaki sakıncalı bölümlerin sayfalarını da tek tek tespit ediyor. Bir rapor halinde “öğrencilerin eğitimine uygun olmayan bölümler” tespit edildiğini belirterek raporu ve ekli listeyi Milli Eğitim Bakanlığı Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne arzediyor.

John Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar” romanı Milli Eğitim Bakanlığı’nca hazırlanan liselerde okutulacak “100 Temel Eser Listesi”nde yer almaktadır. Onlarca yıldır tüm Dünyada okunan bu önemli klasik ülkemizde de en çok okunan, sevilen romanlardandır. Tek tek şehirlerde öğretmenlerin kurul oluşturup Dünya Klasiklerini ahlaki açıdan incelemelerini ve yasak ya da sansür talebinde bulunmaları sansürcü zihniyetin tüm ülke çapında yaygınlaştırılması, iller düzeyinde kitap yasaklamaları yapılması anlamına gelmektedir.

Lise öğrencileri birer genç yetişkin olarak okuyacakları kitapları kendileri seçecek niteliktedir. Steinbeck’in ne kadar önemli bir yazar olduğunun, “Fareler ve İnsanlar”ın edebi öneminin, nasıl bir konu işlediğinin, ne kadar önemli hayat dersleri verdiğinin bilincindedir.
  
İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’nün kurul kurup “ahlaki açıdan” kitap incelettirmesi, sansür talebinde bulunması ülkemizde sansürcü zihniyetin ne boyutlara ulaştığının çarpıcı ama utanç verici bir örneğidir. Umarız son örnek olacaktır.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in “Kitapları İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu” türünden yasakçı, sansürcü komitelerin kurulmasını engellemesini, il milli eğitim müdürlerini, öğretmenleri Türkiye’nin başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere uluslararası birçok düşünce, ifade, vicdan ve din özgürlüğü ile hukukun üstünlüğü ilkesiyle ilgili sözleşmelerde imzası bulunan bir ülke olduğunu ve bu tür yasakçı, sansürcü girişimlere izin vermeyeceğini açıklamasını bekliyoruz.

Türkiye Yayıncılar Birliği

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder