Eğitim sisteminde 4+4+4 dönüşümü hayata geçirilirken ihbar mekanizmalarıyla öğretmenler baskı altına alınmaya devam ediliyor. Son hedef Maalouf’un Semerkant kitabı ve kitabı tavsiye eden tarih öğretmeni.
Şeker Portakalı, Fareler ve İnsanlar, Zıkkımın Kökü gibi kitapların ardından Amin Maalouf’un Semerkant kitabı inceleme konusu oldu. İstanbul Bahçelievler’deki Yenibosna Necip Fazıl Kısakürek Lisesi’nde Eğitim-Sen üyesi tarih öğretmeninin öğrencilere önerdiği bir kitap da, “şikayeti üzerine” inceleme konusu oldu. Kitabın doğu kültürünü aşağıladığı, Selçuklu Sultanı Melikşah’ın kitapta yanlış anlatıldığı ve müstehcen ifadeler içerdiği iddia edildiği şikayet dilekçesinde öğretmenin tarih dersi kitabını küçümseyerek ders dışı konuşmalar yaptığı da eklenmiş.
Radikal’e konuşan İlçe Milli Eğitim Müdürü Basri Özbay “Vatandaş şikayet eder. İlgili makamlar inceler. Netice önemlidir. Ortada bir şey yok” dedi ve olayın haber değeri taşımadığını iddia etti. Öte yandan bu gibi vakaların artmasına neden olan Milli Eğitim politikası, özellikle de şikayet mekanizmaları “netice”den daha önemli görünüyor. Konuya dair görüştüğümüz Eğitim-Sen İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Barış Uluocak sorunun temelinde 147 BİMER gibi ihbar mekanizmalarının desteklenmesi var. Eğitimde 4+4+4 dönüşümü gerçekleşirken, sağlıkta dönüşümde hekimlere yapılana benzer biçimde öğretmenlerin baskı altına alındığına dikkat çeken Uluocak, soruşturmaların çok kolay açıldığını belirtti.
“Alo, öğretmenim uzaylı”
Uluocak, İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız ile bu konuda görüştüklerini ancak Yıldız’ın “gelen her ihbarı değerlendirmek zorundayız” dediğini aktardı. Bu yanıt üzerine Uluocak’ın Milli Eğitim Müdürü’ne sorduğu şu sorunun yanıtı ise henüz verilebilmiş değil: “İhbar gelse öğretmenimiz kripton gezegeninden gelmiş olabilir uzaylıdır dese ne yapacaksınız?”
Okullarda İslami yayınların ve cemaat yayınlarının önerildiğini, dağıtıldığını anlatan Uluocak “Ancak bunun dışında edebi ve bilimsel içeriği tartışılmayacak bir kitabı dahi önerirsen muhafazakar zaptiyeler hemen ihbar ediyorlar” dedi.
Uluocak’a göre meselenin “kültürel kısıtlama” kadar, eğitim sisteminin şirket mantığıyla işletilmesi yönü de var ve ihbar hatları bir tür “müşteri şikayet hattı” mantığıyla işletiliyor.
İnceleme diyorlar ama…
Bu tür vakaların artması karşısında Milli Eğitim yetkilileri ısrarla konunun soruşturma değil “ön inceleme” olduğunu söylüyorlar. Bahçelievler Milli Eğitim Müdürü Özbay da konunun inceleme olduğunu söylerken öğretmene bir baskı olmadığını iddia etti. Uluocak ise bu olayda öğretmenin ifadesinin alındığını, bunun bir baskı yarattığını söyledi ve sendika avukatlarına göre muhatabına ulaşmış her inlemenin soruşturma olduğunu belirtti.
Sendika.Org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder